*Bazıları ne yapsa ne etse de her zaman içi elbet çürüktür*
Runha'yı ittirdiğim direk daha hazırlanmamış bayrağımızın direği idi. Şimdi intikamımı almış ve bir suç elde etmiştim. Burada benim yaptığım gösteren şimdilik bir kanıt yoktu.
Burada durmaya ve aşağıdaki cesedi incelemeye devam edersem olacaktı. Terasın kapısına doğru ilerledim. Herkes yolun yorgunluğu ile uyurken ben bir intikamın peşindeydim.
Her şey Runha için artık bitmişti. Yeniden yönettiğim krallığımda ekstra bir katil olmuştum.
Bunlar aklımdayken aklımda Ruhan'ın bana olan sahte sevgisi ve son bakışı geldi gözlerimin önüne.
Bazen diyorum ki; bir varis bu kadar fazla sahtekârlık yapamaz. Ama bir de şu var; Geçmişte ben yeni yeni okula başladığım zamanlar Ruha'nın babası bir yeni hastalık türü çıkarmıştı. Bulaşan herkese bir takım şeyler oluyordu. O zamanlar Runha ile iyi bir arkadaşlığımız ardı.
B hastalığa yakalananlar sadece bedensel değil ruhsal da etkiler gösteriyordu.
Runha bana o hasta olduğunu açıklamadan önce;
" Seni kaybetmekten korkuyorum Winter"
Demiş ve bir içecek içtiğimizi hatırlıyordum. Sonra bende yakalandım o hastalığa...
Neredeyse üzerinden on yıla yakın bir zaman önce olmuştu bu olay.
Aklıma şimdi geldi. Muhtemelen beni hasta yapan içecek de o.
Bu hastalığı Runha'nın babası Dr. Ungol Golneyt türetmişti.
Nesli bile bilinmeyen hastalık gözlerde aşınma, Atipik depresyon, klostrofobi... Çeşidinde zararlı hem bedensel hem de ruhsal bir etkiye yol açıyordu.
Daha yen yeni dünyayı keşfettiğimde oluşmuştu bende Atipik depresyon...
Saatlerce tavana veya duvarlara bakar olduğum yerde yatardım. Bazen böyle olduğunda hiç yataktan çıkmadığım çoğu kez olmuştu.
Tabi ki bu depresyonarın tek ruhsal olan berbat yanları yoktu. Bu düşünme ve fazla ayrıca zararlı olan uyku maalesef insanı yoruyordu.
O an aklıma odama tam ayağımı atmışken bir şey geldi.
" Tabii ya!"
Diye söylendiğimde bir tek bu düşünceyi unutmuştum.
Runha öldü v babası nerede?
Kimsenin bu durumdan haberi olmamalıydı. Ama birine konuyu açmak ve özetlemek zorundaydım.
Tom eğer Tom'a bunu yaptığımı söylesem hoşlandığı kız olduğu için belki bana da aynısını uygulayabilir ve onu da öldürmek zorunda kalabilirim.
Şu ki bir savaşı veya herhangi gibi bir varisle girdiğim kılıç kılıca olduğum bir ortamda kazanan elbet ben oluyordum. Kendimi savunma ve kılıç kullanma konusunda baya iyi bir eğitimim vardı. Krallıkta çok küçükken yanlışlıkla (!) bir arkadaşımın kolunu kesmiştim.
Fakat kendisi yetim ve öksüz olduğu ayrıca krallığın önündeki sokakta yaptığı suçlar nedeniyle beni şikâyet bile etse inanılmayacak biriydi.
Bunu neden yaptığımı bilmiyorum. Kılıç ve savunma dersinde özenle ve dikkatle verdikleri kılıcı o yaşımda kana bulamıştım.
O gün itibariyle her kılıç kavga, savaş bunlarda genellikle öldürülen taraf karşısı oluyordu. Neredeyse bir saat önce birini daha öldürdüm. Bu benim çocukluk ve en yakın arkadaşımdı. Ayrıcalıkla bana o güven duygusunu kaybettiren biri...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yansıma
FantasyHer krallıktan on öğrenci diğer krallıklarda eğitilmek için dağıtılır. Fakat halk buna karşı çıkar. Krallıklara gönderilen öğrencileri istemezler. Ana karakterlerimiz kendilerini bir izdiham ve kan göllerinin ortasında bulurlar. Buna bir çözüm bulm...