Eve vardığımda kapıyı açar açmaz gördüğüm görüntüyle şok oldum.
Babamın yakasına yapışmış kel kafalı bir adam görmeyi elbette ki beklemiyordum. Anında elime geçen ilk şeyi alıp adamın üstüne doğru koşacaktım ki Babam
-Dur kızım o benim arkadaşım
Dedi
-Kimi kandırıyorsun baba hangi arkadaş arkadaşını döver
Diyip elimdeki şeyi havaya doğru kaldıracaktım ki
Adam kafasını yavaş bir şekilde bana doğru çevirdi.Kaşlarım çatık adama bakıyordum adam babamın yakasını ben içeriye girdiğim anda bırakmıştı ama hiç bana doğru bakmamıştı şimdi gözgöze geldiğimiz için biraz gerilmiştim.
-Demek kızın bu
Dedi
Babam hızlıca gelip elimdeki şeyi aldı, sahi aldığım şey neydi sinirden ilk elime geçen eşyayı almıştım şimdi fark ediyordum Arenin Babama hediye ettiği çömlek saksı olduğunu. Adam ise keldi, yeterince korkunç bakışları yetmezmiş gibi alnının ortasından başlayıp ense köküne kadar ve sağ kulağının üstünden başlayıp sol kulağının üstünde biten yukarıdan bakıldığında muhtemelen koca bir haç gibi gözüken siyah şeritli dövmesi vardı.
Babam
-Evet o benim kızım ve anlaşmanızı kabul etmiyorum üzgünüm.
-Çok pişman olacaksın benden söylemesi.
Dedi ve bana baktı, korkmuştum...
-Şimdilik gidiyorum. Ama görüşeceğiz yakında hazır ol.
Diyip hızlı adımlarla evden çıktı.Gördüğüm rüya da Babam gözlerimin önünde kayboluyordu şimdi de yakasına yapışmış bir adam görmüştüm.
Korkuyordum. Sadece ayakta dikelip kaldığımı gören Babam yanıma geldi ve bana sarıldı. Anında ağlamaya başladım.
Babamda giderse kimsem kalmazdı...
Kendimi durduramıyordum, ilk denediğimde nefesim kesilir gibi olmuştu ikinci denediğimde yine olmamıştı galiba biraz ağlamam gerekiyordu. Bir süre sonra babamın kucağında sadece iç çekişlerim kaldı Babam saçlarımı okşuyor sakinleşmem için birseyler diyordu. Sonrasında uyuyakalmıştım.
~ 3 YIL SONRA
14 yaşındaydım. Evimize kafasında siyah şerit dövmesi olan adam geldiğinden beri Destan hakkında tek bir şey bile araştırmamıştım. Babamı kaybetme korkusuyla babamın her dediğini yapıyordum o korkunç adamın geldiği gün ben uyandıktan sonra babamın bana söylediği ilk şey
"Destanı araştırmayı bırak ve bana söz ver ben sana Destan hakkında birsey söylemeden tek bir şey yapma ve sorgulama lütfen" oldu ve bende kabul ettim.Bu üç yıl içerisinde çok şey oldu
Yekta sevgili yaptı ve ayrıldı, ayrılma sebepleri ise Yektanın bizimle çok vakit geçirdiği için sevgilisinin bu durumu kıskanması yüzünen kavga çıkartmasıymış.
Ayda ve Nariya tam 9 kere kavga etti, Narıyayla bende kavga ettim birkaç kez ama zor bir karakter olması onu sevmemize engel değil ve bence en çok o bağlı bize onu çok seviyorum...
Ayda Yekta sevgili yaptığında depresyona girdi ama hala neye üzüldüğünü neden üzüldüğünü yektadan hoşlandığını anlamıyordu.
Arense son yıl eğitimleri çoğalmıştı bana olan davranışları değişmişti artık çok sık gelmiyordu bizim eve hatta bazen o kadar çok eğitimde kalıyordu ki onunla kavga etmeyi birbirimize sataşıp hikayeler anlatmayı çok özlüyordum onu çok özlüyordum...Okuldan sarışın yakışıklı bir çocuk 4 ay önce bana çıkma teklifi etmişti. Cevap vermeden önce, Aydaya en yakın arkadaşım bilmek ister diye anlatmıştım o da gidip Arene ötmüştü.
Arende gidip o çocuğu bir güzel sıkıştırmış tehdit etmişti bana abilik taslamasından nefret ediyordum o benim abim değildi... Sinirlendiğim için gidip biranlık öfkeyle çocuğun teklifini kabul ettim, başıma büyük bir bela açtığımı bilmiyordum tabi, şimdi ise peşimi bırakmıyordu mektuplar, kalpli şeyler, hediyeler bitmek bilmiyordu. Aslında ona ilk görüşme günümüzde demiştim ben sinirle kabul ettim isteğini ayrılmak istiyorum demiş ve ondan ayrılmıştım özür de dilemiştim ama bir türlü yakamdan düşmedi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH TAŞIYICISI
Fantasy◇ Bütün çektiğim acı ne içindi nedendi bilmiyordum, öğrenmek için adım atmaktan korktuğum vakitler oldu, yeri geldi bir çocuk gibi kaçtım... Herşeyin bir sebebi vardır demişti babam. Ben şimdi o sebebi bulmaya yaklaşmış gibi hissediyorum. insan bağı...