"Seni kim israf ediyor, ben zerrene muhtaçken?..."
🍂(Sınır 500 oy 350 yorum)
🍀
"Ne model istediğinize karar verdiniz mi Sidelya hanım?"
Kuşağımı sıkarak kararsızca bir kez daha baktım elbiseme sanki cevabım ondaymış gibi ancak o kadar aradaydım ki, bir türlü karar veremiyordum.
"Hayır, bir telefon görüşmesi yapsam, ondan sonra konuşsak olur mu?"
Saç ve makyajımı yaptırmak için babamın eve getirttiği yardımcılardan biri olan Füsun hanım kibar bir gülümsemeyle; "Tabiki." diyerek beni onaylayınca masadan aldığım telefondan babamın isminin üzerine tıkladım.
"Efendim ay parçam?"
İlk çalışta açılan telefonla parmaklarımı turuncu saçlarımın arasından geçirdim. "Müsait miydin babacığım?"
"Toplantıdaydım, bir şey mi oldu?"
Gözlerimi kapattım gerginlikle. Toplantıda olabileceğini hesaba katmamıştım oysa ki.
"Ben kapatayım o zaman baba, çok önemli değildi."
"Konu sen olduğunda her şey önemli birtanem. Söyle hadi."
Dudaklarım izinsizce yukarı kıvrıldı. Babamın beni önceliği yapması çok güzel bir duyguydu.
"Saçlarımı açsam mı yoksa toplattırsam mı bir türlü karar veremiyorum baba. Sen fikir versen olur mu?"
"Hmm," dedi sözlerimden sonra telefonun ardından mırıldanarak. Bir toplantıyı bölen aramamın nedenini saçma bulmadı hiç. "...aslında dağınık bir topuz yaptırıp, sırtından da bir kolye sarkıtabilirdin güzelim ama dekoltenin rahatsız edebileceğini söylemiştin değil mi?"
Başımı salladım o görmese de. Gözlerim bir yandan da örtünün içinden çıkarttığım elbisemdeydi. "Evet, biraz iddialı gibi, karar veremedim."
"O zaman güzel bir su dalgası yaptırabilirsin. Zaten saçların çok uzun olduğu için hem kapatır hem de elbiseyi kaldırabilen bir model olur. Birkaç saç aksesuarı da ekleyebilirsin ayrıca."
Düşünceyle çattığım kaşlarımı düzelttim. Böyle arada kaldığım zamanlarda net bir fikir söylenmesi -özellikle de o kişi babamsa- benim açımdan çok daha güzel oluyordu. O yüzden sevinçle babama cevap verdim.
"Tamam babacığım, öyle yapılsın. Sen ne zaman geleceksin?"
"Sana yetişmeye çalışacağım birtanem."
"Geldiğinde görüşürüz o zaman baba. Teşekkür ederim."
Benimle konuşurken ki kullandığı keyifli ses tonunu bozmadı. "Üzerine nazar boncuklarından bir tane tak babacığım. Kırmızı renk nazarı çok çeker."
Kıkırdadım.
Çocukluğumdan hatta amcamdan dinlediğim bazı olaylara göre bebekliğimden beri babamın bırakamadığı alışkanlıklardan biriydi nazar boncuğu. Ne zaman bir yere gidecek olsam dudakları kıpır kıpır sure okur ve nazar boncuğumu eksik etmezdi. Tabi büyüyünce biraz azalsa da böyle günlerde devam ediyordu bu.
"Tamam babacığım, öptüm."
Kapattığım telefonla birlikte sandalyeme oturdum. Füsun hanım da oturduğumu görünce incelediği kataloğu bırakarak yanıma geldi.
"Yüzünüz güldüğüne göre karar verdiniz demektir."
Yüzümdeki hafif gülümsemesi bozmadan kafamı salladım. "Evet, su dalgası yapın lütfen. Göz makyajım da abartı olmasın, kırmızı ruj süreceğiz zaten. Ekleyeceğim başka bir şey yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sidelya Melek (Aile Serisi-2)
Literatura FemininaUyku ile uyanıklık arasında gezindiğim o ince çizgide yatağın bana ait olmayan kısmı çöktü yavaşça. Ardımdaki beden sanki üşümemi istemez gibi yorganı küçük bir açıyla kaldırdı ve bedenini soktu içine. Olabildiğince sessiz, bir o kadar yavaştı harek...