BÖLÜM 6: MUDİL

278 20 26
                                    

                                                                       "Son demiştik değil mi?"

                                                                       "Son demiştik değil mi?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kolunu tutarak yanında ilerleyen çocuğa sert bir bakış attı Emily. Gitmeyi planladığı evde günlerdir kalıyordu. Gitmek istiyor, gönderilmiyordu. Şu anda kendisi için alışverişe çıkılmıştı.

"Bomb Hanımefendisi! Sana bu çok yakışır!" diyerek kolunu çekiştiren çocuğa bu defa yılmış bir bakış attı. "Hadi amaaaa," diyerek onu içeri çekiştirmesine izin verdi. Bu sırada dudaklarında oluşan tebessümü engelleyemedi.

Bir mağazaya girdiler. Edward nereye çekiştirse oraya gidiyordu Emily, o böyle şeylerden anlamazdı. Kıyafetlerini genelde annesi seçerdi. Ona fikri sorulmazdı.

 Edward'ın gösterdiği elbiseye baktı. Buz mavisi, düz bir elbiseydi. Güzeldi, yani galiba.

"Nasıl?" dedi Edward Emilyye parlayan gözlerle bakarken. Emily omuz silkip dudak büzünce derin bir nefes bıraktı. "Bomb Hanımefendim bakın, canım benim böyle olmuyor." kınayıcı bir bakış attı ve ekledi. "Kınayıcı bir bakış attım fark ettiysen." Emily daha fazla dayanamayıp sessiz bir kahkaha atınca Edward da ona eşlik etti. 

"Eee o zaman alıyorum?" derken kasaya doğru ilerliyordu ki durdu.  Bir şey eksikti.
"Denemen gerekiyor galiba?..." dediği esnada elini ensesine götürüp ovuşturuyordu.

"Galiba..." diye mırıldandı Emily ve elbiseyi alıp "Deneme kabini." yazan yere doğru ilerledi. İçeri girdi. Üzerindeki Edward'ın eşofmanını ve dolapta bulduğu kazağı sırasıyla çıkarttı. Elbiseyi üzerine geçirdi fermuarını kapatmaya çalıştı. Elinin yettiği yere kadar kapatabildi. Açık kalan kısmı ise saçlarımla örterim diye düşündü. Yeni fark ettiği aynaya çevirdi bakışlarını .Kendini ilk defa böyle görüyor üstüne üstlük hissediyordu:

Güzel... 

O genelde çirkin olurdu. Fakat bu beline tam oturan, diz kapaklarının üzerinde biten elbise onu güzel göstermişti.

Bir insanın beğendiği şey onu yüceltirdi. Yanlışı beğenmek düşürüyorsa doğruyu beğenmek yükseltirdi. Emily hep yanlışı beğenip onu desteklemişti. Hayatındaki en büyük yanlış kendisini hor görmesiydi. Bilmiyordu...

Üzerindeki elbiseyi hafif dokunuşlarla okşuyordu. 

"Emy...Giyindin mi?" ona seslenen Edward ile elini tereddütle kendinden çekti. 

"E-evet geliyorum!" diye seslendi. Ardından kırmızı perdeyi kenara çekiştirip kabinden çıktı.

Onu gören Edward'ın gözleri fal taşı gibi açıldı.

"Alıyorum..." diye mırıldandı ve ekledi. "Kesinlikle alıyorum..." 

Bu gördüğü kız daha önce görmediği meleklerin nuruna sahipti sanki...Öyle saf öyle temiz bakıyordu ki...Şimdi bu giyindiği elbise ise onun varlığını ortaya koymuştu. Böyle bir şey yoktu olamazdı. Varsa da olamazdı. O eşsiz bir melekti artık Edward'ın gözünde... 

YEDİ DÜVELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin