Satır aralarına yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın!
Kahkaha dolu okumalar!
(Demeyeceğim.)
Sabah kalkmıştı Emily. Yeni hayatının ilk günüydü. Aşk dolu yeni hayatının...Sırıtarak klasik işlerini halletti. Üzerini değiştirdi, saçını açık bıraktı. Ve odasından çıktı. Çıkar çıkmaz bir bedenle çarpıştı. Çarptığı beden hızla kollarıyla Emy'yi sardı. Derin bir nefes bıraktı, sonra başından öpüldü.
"Günaydın, Güzelim." dedi Edward. Emy çenesini Edward'ın göğsüne yaslayıp, bakışlarını ona çevirdi. Anlamlı anlamlı baktı gözlerine. Çok güzel bakmıştı, Edward zor duruyordu.
"Böyle bakarsan işleri zorlaştırırsın..." diye mırıldandı. Emy gülerken öne doğru eğilip gözüne minik bir buse kondurdu. Emy öpülmenin etkisiyle gözlerini kapatmıştı. Sanki her şey hızlı ilerliyordu ama güzel olanın hızlı olması gerekirdi.
Edward kollarını çözüp, "Hadi kahvaltıyı hazırlamaya," dedi. Anne ve babası hala yoklardı. İşine gelirdi.
"Edward," dedi tekrardan başını göğsüne yaslayan Emy, Edward cevaplayamadan konuşmaya devam etti. "Burada kalsak..." Edward tebessüm etti.
"Böyle yapışırsan olmaz sahip." dedi ve bu defa burnunun ucuna bir öpücük bıraktı.
"Asıl böyle yapışırsam olur." dedi kıkırdayan Emy. Sonra başını kaldırdı ve yaslandığı göğüsten uzaklaştı. "Neyse," dedi imalı imalı. "Çok kalırsam..." derken ufak erkeksi bir kahkahayla tekrardan sarıp sarmalandı. "Hep kal," dedi Edward. "Hep göğsümde, tam kalbimin üzerinde kal." Emy tebessüm etti. Sonra ayrıldılar. El ele tutuşup mutfağa gitmek için merdivenlere yöneldiler. İndikleri anda karşılarında gördükleri hazır bir kahvaltı sofrasıydı. Emy hızla Edwad'a döndü.
"Annenler mi geldi?" dedi tedirgin bir şekilde. Böyle sarmaş dolmaş olmaları neyseydi, ama onların görmesine gerek yoktu.
"Hayır." dedi Edward ve masanın önüne geçip elleriyle masayı işaret etti. "Ta da! Senin için sürpriz yaptım!" ardından karşılıklı sandalyelerden birini çekip, oturması için işaret verdi. Emily başını iki yana sallayarak kahkaha attı. Ve onun için çekilen sandalyeye oturdu.
Edward'da kendi için çektiği sandalyesine.
"Afiyet olsun," dedi Edward ne deseydi aşkım? Sevgilim? Yoktu bunlar için daha erkendi, kendi bildiğinden devam etti. "Bomb Hanımefendisi." Emily tebessüm etti. Ve yemeye başladılar kahvaltıları kısa sürdü. Edward'ın aklında planlar vardı.
Masayı kaldırıp, mutfağı topladılar. Birbirlerine köpük attılar. Ardından Edward Emily'yi elinden tutarak salona götürdü. Emy şaşkın şaşkın ona bakarken açıkladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEDİ DÜVEL
FantasyKardeşinin saraydan kaçması ile insan diyarına giden Elvis orada kardeşinin tıpa tıp aynısı ile karşılaşır. Kardeşi ile değil. Bu kızı ikna ederek kendi diyarına götürür. Onları orada akıl almaz şeyler bekler. Ve en önemlisi geçmiş... Gerçekler can...