12*ceza*

401 13 1
                                    

  Peri masalı neydi?

  Sanırım peri masalı buydu, o geldiğinde yüzmüş güneş kremlerimizi tekrar sürerek otele geri dönmüştük.  Elimdeki yüzüğe bakarak onu izliyordum ah ne kadar da romantik böyle, derin bir nefes alarak etrafımda döndüm. Mutluluk artık benim için lüks olmayacaktı değil mi? Belki severdik birbirimizi? Belki de sevmesi gereken oydu, benim onu gördüğümde kalbim hızlanıyorsa ben buna çoktan zemin hazırlamış gibiydim. Başımı iki yana sallayarak üzerimi giyinmek adına dolaba ilerledim, halen daha birbirimize %100 alışmış olmasak da ilk günkü gibi değildi hele ki öpüşme ve yakınlaşmadan sonra. İyi olmam gerekirken içimde hep bir korku vardı, hiç bir zaman yakamı bırakmayacak bir korku. Ne kadar kıskanç ve tahammülsüz olduğunu çok iyi bir şekilde görebiliyordum ve bu da benim korkum korku ekliyor da denebilirdi.

  Gözlerim zeminle buluşurken düşüncelerimle boğuşuyordum, ne olabilirdi en fazla diyordum sürekli ve ihtimaller bile nefesimi kesiyordu. Yıllarca Ailemden onu bu denli saklamıştım çünkü biliyordum Cenk benim için olabilecek biri değildi ama ya şimdi? Öğrenirler ise ve bunu ilk o pisliğin ağzından çıkan cümleler ile öğrenmiş olurlarsa kessinlikle mahvolacak kişi tek ben değildim. İki aile mahvolurdu benimle beraber, ağır ağır balkona doğru döndü Yönüm. Telefonla konuşan Baran arada bir dudaklarının yana doğru kıvrılmasına izin vererek gülümsüyordu. Zihnimde dolaşan ihtimale rağmen bir şey yapmadan üzerimi değiştirmek için gelişi güzel bir elbisemi elime aldım. Yeşil çiçekli beyaz elbiseyi havlumu yere düşürerek giyindim,  her şeye rağmen beni sevmeyen bu adam için niye bu kadar telaşlanıyordum?

   Telaşlandığım kişi o değildi ki!

  Kendim için üzülüyordum, ailem için, değer verdiğim diğer insanlar için... İç çekerek saçımı ensemde gelişigüzel topladım, neden bu kadar yorgun ve argındım böyle? Elimi karın boşluğuma koyarak yatağa oturdum. Her şeye rağmen hiç bir şey olmamış gibi davranmak beni yoruyordu, yorgunluğum ağır geliyordu. Dolan gözlerime rağmen bana doğru dönen adama gülümsedim, ilgili görünmüyordu ya da gözlerimin içine içine bakmıyordu sadece benim gibi kabulleniyordu ikimizin hayatının getirdiği sonuçların birlestirdiği evliliğimizi. Buna minnettardım en azından benden fazlasını istemiyordu, görüyordu biliyordu en azından hissediyordu bir şeylerin ters gittiğini ya da benim ona ilk görüşte aşık olamayacağımı ama irdelemiyordu. Kısacası kendi halime bırakılmıştım, eskiden olduğu gibi.

O Benim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin