4.bölüm

190 12 22
                                    

Arifin dilinden

Mucizeler gerçekleşirdi. hayallerimiz olurdu ve bir umut gerçekleşmesi dileğiyle her gün yaşamaya devam ederdik.

hayallerimiz uğruna savaşırdık, yok olurduk, parçalanırdık ve tekrar tekrar toparlanmaya çalışırdık. toparlanmaya çalıştıkça daha çok mahvolurdun ve gözlerindeki bıkmışlığı sadece sen görürdün.
hayaller, bazen gerçekleşirdi, bazen ise gerçekleşmezdi.

Cenan, benim en büyük hayalimdi. doğum günlerinde dilediğim tek kişiydi. Düştüğümde kaldıran kişi değil de yanıma yatan kişiydi. Ilk doğum günümü kutladığım ilk Elimden Tutan kişiydi. O benim her şeyimdi...

Kalbimdeki sızıya Gözlerimdeki yaşlara ve kesilen nefeslerime değecek tek kişi oydu, Cenan.

kalp hastalığım varken bile sevdiğim kişi, Cenan adıgüzel'di. bütün yaşanmışlıklara yaşayamadıklarıma ve yaşayacaklarım için,

"sana aşığım Cenan Adıgüzel..." hastanedeydik, o ölümden dönmüştü bu kadar saçma bir anda ona aşkımı itiraf etmiştim. sıcacık elleri yanaklarımdaydı gözleri gözlerimde, nefesim nefesine karışırken, ona aşkımı itiraf etmiştim.

Beni sevip sevmemesi umurumda değildi sadece artık onu sevdiğimi bilsin istiyordum...

Ayağa kalkıp beni de kaldırmıştı "gidelim Arif..." konuyu kapatarak Hastaneden çıkış yapmıştık arabayı o süremeyeceği için direksiyona Ben geçmiştim. Cenan arkasına yaslanıp gözlerini kapatmıştı bir şey düşünüyor olmalıydı.

"nereye gideceksin?" yola bakarak sorduğum soruya geciktirmeden cevap vermişti. "sana. yani senin için de sorun yoksa seninle kalmak istiyorum..."

sorun olmayacağını açıklamak isterdim ama sadece "Tamam." diyerek konuyu kapatmıştım. yol boyunca bir daha kimse ağzını açmamıştı.

eve geldiğimizde anında arabadan inmişti. kaza yapmaktan korkuyor olmalıydı. elimdeki eşyaları bırakıp kapıyı açarak içeri girmiştim.

Cenan'da içeri girip eşyaların birazını almıştı. elimdeki eşyaları kenara bırakıp Cenan'a bakmıştım. "bir tane yatak var. ben koltukta yatarım..." Cenan elindekileri bırakıp Ellerimi tutmuştu.

"bende sana aşığım Arif Güloğlu..."

yazarın anlatımıyla

13 yıl önce (17 eylül)

Cenan top oynamak için dışarı çıktığı gün birinin yokluğunu fark etmişti.

"Evo ben hemen gidip geleceğim. haberin olsun..." Cenan, kolunun altındaki topu evliya'ya fırlatıp ellerini siyah hırkasının cebine yerleştirerek kararmaya başlayan havayı ve üşüyen bedenini umursamadan ara sokaklardan geçmeye başlamıştı.

evden kaçtıkları zaman Arif'le beraber geldikleri sokağa gelince Arif'i görmüştü.

kaldırıma oturmuş bacaklarını kendine çekmiş, tek kolunu dizine yaslamış, kafasını da koluna koymuştu. Elinde küçük bir kek vardı. Üzerine bir mum dikmişti. Mumun ışığı yüzüne yansıyor ve toprak rengi gözlerine ateş düşürüyordu.

Cenan yavaş adımlarla Arif'in yanına gelerek önünde diz çökmüştü. Arif bakışlarını ağır ağır Cenan'a çevirip dolu gözleriyle Cenan'ına bakmıştı.

Cenan, Arif'in elindeki kek'i alıp bir kenara koyarak Arif'in ellerini tutmuştu. "özür dilerim Arif... seni yalnız bırakmamalıydım..."

Cenan ayağa kalkıp Arif'ide kaldırarak koşmaya başlamıştı. Arif gülmüştü ama bir süre sonra kalbi ağrıdığı için durmuşlardı.

çocukluk arkadaşı~arcenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin