(2)

9 1 2
                                    

Albay'ın odasına girer girmez koltuklara oturduk , Gölge yani Onur simsiyah giyindiği üniformasına rağmen iri bir adamdı ve yapılıydı , Albay'ın sesi onu incelemeyi bırakmamı sağladı.

"Biliyorsun ki Akşın , geçen operasyon da Yıldız timinin komutanı Eski Yüzbaşı Melisa Talan'ın hain olduğu öğrenilmiş ve ağır ceza ile hapise gönderilerek görevinden men edilmişti , yaklaşık 1 aydır herhangi bir komutanı olmayan Yıldız timi izdimaçlarını ya Kızıl timi ile yapıyor ya da Gölge timi ile" Onur'a döndü "Gölge timinin yeni komutanı olmanı istiyorum senden Onur Aktaş , tayinin buraya geldi ve sana da namına yakışacak bir tim düşüyor" gölge başını salladı yine kalın sesiyle konuşarak "emredersiniz komutanım!"



Eve gelir gelmez annem kapıyı açmış ve beni hemen içeriye çekmişti "Kuzum ! Var mı birşeyin?" Anneme sarıldım sıkıca "Merak etme operasyon Allah'a şükür hemen bitti bana birşey olmadı timimden 3 kişi yaralandı ama hepsi ufak yaralar" 

Annem beni onayladıktan sonra gülümsedi "Hadi sen bir duşa gir kendine gel sonra gel mutfağa hemen birşeyler hazırlayayım sana" başımı salladım "tamam anne"

Ilık bir duş sonrası pijamalarımı giyerek mutfağa ilerledim , annemin yaptığı makarnayı yerken telefonuma gelen bildirimlere baktım .

Dora

Albay sizin görevinizle gurur duymuş büyük bir operasyonu hallettiğiniz için seni yüzbaşılığa Gölge'yi ise binbaşılığa terfi yapacaklarmış

Okuduğum şey ile kaşığımın düşmesi ve annemin bana bakması bir olmuştu "NE !?" Annem hızla yanıma geldi ve mesajı okudu ardından "Canım kızım!" diyerek bana sarıldı , biz sevinç nidaları eşliğin de sarılırken albay'ın araması ile annemden ayrılip boğazımı temizledim .

"Akşın Atasoy / İstanbul emret komutanım"

"Akşın , yardımcından almış olduğunu düşündüğüm için konuyu pek uzatmayacağım. Aradığımız kişiyi çok hızlı bulman , olay yerinden hızlı ayrılman , bulduğun flash bellek ve CD'de ihtiyacımız olan belgeler ve daha fazlasının yer alması ve bir türk askerini koruman sebebiyle cuma günü yapılacak tören ile sizi Yüzbaşı ve Binbaşı rütbesine alacağız "

"Duydum Albayım çok teşekkür ederim"

"Ben teşekkür ederim , yetiştirdiğim askerlerin böyle büyük operasyonlara girişmesi ve yara almadan geri gelebilmesi beni gururlandırıyor , iyi akşamlar"

"İyi akşamlar albayım"

Telefonu kapatır kapatmaz anneme döndüm "Cuma günü tören var yüzbaşı oluyorum!" Annemle tekrar sarıldığımız da kendimi çok mutlu hissediyordum.

Gece geç saatte annem uyurken evden çıkarak üst sokakta ki mezarlığın yolunu tuttum , mezarlık girişinde ki nöbetçi iki adam beni görünce baş selamı verdi "Merhaba komutan hanım" gülümsedim "merhaba" mezarların arasından geçe geçe aşağı yokuďa ilerledim , iyice yürüdükten sonra bir mezarın yanında durarak yazan yazıya baktım yaşlanmış gözlerimle.

Şehit Yarbay Polat Atasoy

Burnumu çekerek yere oturdum ve başımı fayansa koyarak mezar taşını elledim ardından kendi ektiğim çiçeklere bakındım . Babam ben küçükken şehit olmuştu şimdi ise 28 yaşında ki kızı onun için asker olmuş onun intikamını almış , güçlü bir asker olup Üsteğmenden Yüzbaşılığa terfi yapacaktı.

"Biliyormusun baba ben yüzbaşı oluyorum... Ama keşke törene sen de gelebilsen.."

Kendimi sıkmak yerine rahatça ağlamak istedim , ağladım ve ağladım . Annem ilk başlarda sonum babam gibi olmasın diyr asker olmama karşı olmuş daha sonra ise bunu onaylamış benimle gurur duymuştu . Teğmen , Asteğmen , Üsteğmen şimdi ise Yüzbaşı belki ilerde de Binbaşı ve babam gibi Yarbay olurdum...

Kendimle gurur duyuyordum ne zaman yara alsam hatta ameliyat olsam bile iyileşir iyileşmez timime , ikinci evim olan karargaha geri dönüyordum . Ben böyleydim , kolay pes etmezdim , benim kitabımda pes etmek yoktu.

Evimde oturup erken yaşta evlenip en genç yıllarımı evde temizlik yaparak çocuk bakarak ve eşime hizmet ederek geçiremezdim . Temizlik sadece evde değil dağda da yapılırdı ve ben temizliğimi dağda yapmayı seçmiştim.

Erken yaşta evlenmeyi uygun bulmuyordum , kısmetim kimse eninde sonunda beni bulacaktı o zaman da zaten isteme , söz , nişan , kına , düğün ve nikah organizasyonları ile evlenecektik belki çocuk belki evcil hayvan bir şekil o ev huzurlu ve bıcır bıcır çocuk sesli olacaktı .

Ne ben eşime hizmet edecektim ne o bana hiznet edecekti ben baskın bir karakter olsamda eşimde baskın bir karakter olmalıydı , her işi beraber yapmalıydık .

Mutfak mı ? Beraber yemek yapardık.
Temizlik mi? Ortaklaşa temizlik yapar oda seçer temizlerdik evimizi ama bir şekilde ortaklaşa olurdu bu iş , birinin yan gelip yan yattıği diğerinin kendini hırpaladığı tek taraflı bir evlilik değil.

"Baba keşke yanımızda olsaydın , keşke bana canım kızım seninle gurur duyuyorum diyebilseydin... Biliyorum gurur duyuyorsun ama..." ağlamaya devam ettim "Ama sana ihtiyacım var olmuyor böyle!" biraz daha ağladıktan sonra babamla vedalaşarak ayağa kalkmış ağlamaktan şişmiş gözlerle evime dönmüştüm.

Sabah erkenden kalkmış yine duşumu almıştım , bir kağıda not yazarak buzdolabına yapıştırmıştım.

annelerin en güzelii , ben gidiyorum sen kendine iyi bak akşam yemeğine yetişmeye çalışırım seni seviyorum ♡

Evden çıkar çıkmaz arabama ilerledim , arabaya biner binmez kemerimi takarak telefonumu da şarja taktım , ekrandan ambiyansa girerek rengi yeşile çevirdim . Radyodan güzel bir kanal bulanayınca car play'e girerek telefonumu arabaya bağladım. Kendi şarkı listemden güzel birşey açabilince nihayet arabayı çalıştırarak karargaha ilerledim.

Karargaha yaklaşınca müziği kapattım ve tamamen varınca arabayı park ettim telefonu şarjdan çıkartıp tuşa basarak arabanın motorunu durdurduktan sonra arabadan inerek hızlı adımlarla odama ilerledim. Koridorda tekmil veren askerlere aceleyle baş selamı verdim.

Odama girer girmez üniformama ilerledim üniformayı giyer giymez hemen izdimaç için bahçeye indim . Gölge'nin yani Onur'un tanıdık gür ve kalın sesi bahçeyi inletiyordu.

"Eğer kendinizi salarsanız ÖLÜRSÜNÜZ
gözünüzü kırparsanız ÖLÜRSÜNÜZ siz ölürseniz , kadınlar ölür ! Masum çocuklar ölür ! Size emrediyorum , ÖLMEYECEKSİNİZ ! Ölmemek için elinizden ne geliyorsa yapacak sevdikleriniz ve vatanınız için hayata bağlanacaksınız ! Ameliyat masasında kalırsanız ailelerinize vefat haberi ben vermeyeceğim !"

Her harfi kurşun etkisi yaratıyordu gelişiyle bütün timi hizaya çekmiş 1 aylığı 1 dakikada kapatmıştı adeta.

"30 tur karargah etrafında koşuya başla asker!" Diye kükremesiyle askerlerin gözleri parladı hep bir ağızdan "emredersiniz komutanım!" diye kükreyerek koşuya başladılar . Kendi timimin önüne gelir gelmez "Rahat asker!" diyerek Gölge timini işaret ettim "Gölge timi ile birlikte 30 tur karargah etrafında koşuya başla asker !" bizimkiler sanki Gölge timiyle yarışmak istermişcesine daha gür bir sesle "emredersiniz komutanım" diye bağırınca iki tim karargah etrafında koşuya başladı.

"Üsteğmenim" Onur'a döndüm "Yüzbaşım?" simsiyah peçesi sadece bana bakan gözlerini kapatmıyordu "Sesiniz tüm karargahı inletti fazladıyla disiplinlisiniz anlaşılan" başımı salladım "Sesim sizin kadar karargahı inletmese de ben de az değilim Yüzbaşım , disiplinli olmak şart" Başını salladı.

Bizimkiler koşu yaparken Gök Timi şınav çekiyordu , timin komutanı Üsteğmen Sahra Yılmaz yanımıza geldi.

Bana selam verdikten sonra üst rütbesi olması sebebiyle Onur'a da selam verip tekmil verdi ardından biraz sohbet ettik , sohbet uzamasın diye daha sonrasına şınav ve mekik çekmeye başladık.



Kitaba oy vermeyi ve kitabın paragraflarına yorum yapmayı unutmayınızz

İnstagram ; golgenin.golgesi

Gölge'nin GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin