•İlk bölümler 2000-3000 kelime arası olacak daha sonra artacaktır. Kitabın konusunu ve karakterleri sizi sıkmamak için kısa bölümler halinde yayınlayacağım. Hem böylece daha akıcı olacak.
•Tiktok dusunyadayaz, sorularınız varsa ve kitapla ilgili editler izlemek istiyorsanız bakabilirsiniz, elimden geldiğince -spoi vermeden- cevaplarım.
•Wattpad hesabım👇🏻👇🏻
Böylelikle kitap hakkında daha çok bilgiye ulaşacaksınız ❥
◁❚~İyi okumalar~❚▷
🍂
2. Bölüm: Kibritçi kız
Yağmurun havaya saldığı kokuyu derince içime çektiğimde damlalar elimdeki kibriti söndürecek diye korkuyordum.
Kibrit harlı değildi aksine yeni yanmış olmasına rağmen sönüktü.
Elimi iki yana sallayarak yanmakta gittikçe güçlük çeken kibritin acısına bir son verdim ve ateşini kestim.
Kibriti yavaşça duvara kaldırarak diğer çizgilerin yanına bir işaret daha ekledim, artık 28 değil, 29 çizik vardı. Ateşin küllerinden bir çizik daha. 29.
Beklenen her bir an için bir çizgi, umut edilen her bir saniye için bir kibrit çöpü. Kibrit çöpü mezarlığı.
Elimdeki mezarlığa bir kibrit daha attım. Ölen kişilerin sayısı artık 29'du.
"Kabul etmiyor musun?" Diye bir ses yankılandı beynimde. "Herkes git gide ölüyor, çocuk. Herkesi kaybediyorsun."
Gözüm kibritin yaktığı parmağıma kaydı.
Elinde bir kibrit kutusuyla bana yaklaşıyordu. "Al," dedi, kutuyu bana uzatarak. "Her ölen kişi bir kibrit eder."
Her ölen kişi için bir kibrit, her ölen kişi için sessiz bir ateş.
Öylece baktım. İlk başta almayı red ettiğim kibritler şimdi elimi yakıyordu.
"Ölenler için çok ağladın, çocuk. Sokakta ağlanmaz. Her ölen için bir göz yaşı yerine sessiz bir ateş yak, bu senin ikinci sokak kuralın olsun."
İçi, yanmış kibritle dolu kutuyu duvarın içindeki yontulmuş taşa koydum. Bu kibrit ruhum içindi.
Göz yaşı yerine sessiz bir ateş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐾İ𝑀𝑆𝐸𝑆İ𝑍
Non-Fiction❝Kimsesizlik etrafınızı dört duvar gibi sardığında artık yalnızlığın tanımını en iyi siz yazarsınız.❞ . . . Bir şans ver, seveceksin🍂