•❕❕X(Twitter) üzerinden taglara destek vermeyi unutmayın Hesabım, dusunyadayaz
•Zaten az kişiyiz, bari yorum yapın da çok hissedelim🥲
•Wattpad hesabım👇🏻👇🏻
Böylelikle kitap hakkında daha çok bilgiye ulaşacaksınız ❥
◁❚~İyi okumalar~❚▷
8. Bölüm: Kurallar
🗝️
Yağan yağmur, su değilde ateşmişcesine yakıyor tüm hüclerimi. Bir asit gibi derimi aşındırıyor ve kanıma karışıyor acımasızca.
Verdiğim derin nefes çaresizce karışıyor havaya, ama biliyorum ben, o bile çıkmak istemiyor artık ağzımdan.
Yürüyorum, yürüyorum ve yürüyorum. Soğuk hava tenimi işgal ederken bir an bile durmadan sürekli yürüyorum. Çünkü ancak böyle ısınırım sanıyorum fakat yine yanılıyorum, daha çok üşüyorum.
Kulağıma ağlayan bebeklerin sesleri, çalışan insanların gürültüleri, aile olabilmiş kişilerin konuşmaları doluyor... Hepsini beynimin içinde nötrleyerek yürümeye devam ediyorum. Çünkü yanıldığımı bilsemde, ısınmadığımı hatta daha çok üşüdüğümü anlasamda başka çarem olmadığını biliyorum.
Gideceğim yer belli. Zaten gidebileceğim sadece bir yer var.
Bugün artık pas tutmuş ama tarihi göstermekten vazgeçmeyen yapraklar 11 ocağı gösteriyor. Oysa ben hiç sevmem Ocak ayını. Ocak demek soğuk demek çünkü. Ocak demek kar demek, hüzün demek, üşümek demek, aç kalmak demek. Ocak muhtaçlık demek ve hayır kimsesiz, sen muhtaç olamazsın. Ocak demek ölüm demek ve hayır kimsesiz, sen halâ daha mezar bulamadın.
Avucumda sıkı sıkıya tuttuğum kibrit kutusunu bir an bile gevşetmiyordum. Düşer diye korktuğundan değildi bu kasma, ölülerime sahip çıkmam gerektiğindendi.
Üzerimdeki kapşonlunun şapkasıyla kafamı yavaşça kapatırken hissettiğim sıcaklık gözlerimde ıslaklık bıraktı. 11 yaşındaki Miray, bu ısınmayı elde edebilmek için insanlara yalvarabilirdi. Ateşin mükâfatından yararlanabilmek için bir kibrit kutu alıp sessizce ısınmayı bekleyebilirdi. Bu yüzden kendini kibritçi kıza benzetirdi 11 yaşındaki Miray. En az onun kadar çaresizdi çünkü. En az onun kadar kimsesizdi.
Ve 11 yaşındaki Miray, kibrit kutusunu ısınmak için değilde bir ölüyü kabullenmek için eline aldığında da tarih yaprakları Ocak ayını göstermeyi seçmişti. Lanetliydi bu yüzden bu ay ve soğuk hava.
Evet, kabul etmeliyim artık. Hislerim birbirine o kadar karışmıştı ki, beynim uyuşturucu almış gibi hiçbir şey düşünemiyor ve beni çıkmazlara sürükleyip geçmişten izler açıyordu ruhumda. Ne büyük acizlik olmalıydı bu. Oysa ben, hiçbir zaman böylesine yoğun bir çıkmaza girmemeliydim. Ne olursa olsun yolumu bulmalı, beynimi her zaman açık ve zinde tutmalıydım. Düşünemeyeceğim bir radde mi? Büyük bir yasaktı bu.
Büyük bir yasak...
15 yaşında olmalıydım. Elimde bir tekilla şişesi, kırık dökük bir binanın dibinde, karşımda oynayan çocukları izliyordum. Onlar parkın içinde, ben ise parkı çevreleyen korkulukların bir hayli gerisinde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐾İ𝑀𝑆𝐸𝑆İ𝑍
Non-Fiction❝Kimsesizlik etrafınızı dört duvar gibi sardığında artık yalnızlığın tanımını en iyi siz yazarsınız.❞ . . . Bir şans ver, seveceksin🍂