Bölüm 5

4.5K 530 76
                                    

Hikaye hakkında görüşleriniz devam etmem açısından önemli. Lütfen yorum yapmaktan çekinmeyin :)
5

Annemlerin yanından ayrılıp restorandan çıktıktan sonra Yağız'la birlikte deniz kenarına doğru ilerlemeye başladık.

"E ne yapacaksın şimdi? Eve bırakayım mı seni?"

Hah! Selin'le bulaşacak ya beyefendi. Hemen başından atsın beni zaten.

"Ben taksiyle giderim," dedim olabildiğince soğuk bir şekilde.

"Hey, böyle yapma ama kumral kuş!"

Kumral kuşmuş! Ben sarışınım diyorum diye... Özenti!

"Yaparım Yağız. Hiç beni düşünmüyorsun. Sırf Selin'le buluşacaksın diye..."
"Seni düşünmüyor muyum? Pes Zeynep! Ben sen zor durumda kalma diye randevumu erteledim. Ayrıca seni düşünmesem iki ay önce o salak oyuna alet olmazdım. Sırf sen yalancı durumuna düşme diye arka çıktım sana orada. Yalanını gizledim."

Hah, çok hoş. Yüzüme vursun hemen oyunumu zaten. Sanki ben keyfimden söyledim o yalanı.

"Tamam Yağız ya! Tamam!"

Arkamı dönmüş gidiyordum ki kolumdan tutup durdurdu.

"Tamam baş belası, tamam. Sen nasıl istiyorsan öyle yapıyoruz tamam mı? Sırtını dönüp gitme bana."
"Bırak ya! Selin'i bekletme sen. Ben eve gidiyorum."

Kolumu çekmeye çalıştım ama bırakmadı. Öyle büyük bir kas yığını değildir Yağız ama kolları güçlüdür. Yani o bırakmadan benim kolumu kurtarmam mümkün değil.

"Bana bak küçük inatçı, debelenmeyi kesiyorsun hemen! Bugün de yaranılmıyor sana. Eve bırakayım desem yok diyorsun tamam ne istersen yapalım diyorum dönüp arkanı gidiyorsun."

Sinir ettin çünkü!
Hatalarımı yüzüme vuruyorsun, yaptığın iyiliği hesabını sorar gibi hatırlatıyorsun.

"Yağız," dedim yüzüne bakıp. Ne diyeceğim diye dikkat kesildi tabi. Şimdi bağırıp çağırmak vardı da hem kıyamadım hem de çocuk da tamamen haksız değil şimdi.

"Ben açım. Sizinle yemek yesem olur mu? Sonra hemen bir taksi çeviririm bak."

Bana bakıp gülmeye başladı.

"Ah, Zeynep ah! Tamam, tabi ki bizle yiyebilirsin. O Berke denen gerizekalı aç bıraktı di mi seni? Önünüze gelen etleri gördüm zaten, pişirmeye gerek görmemişti aşçılar."

Gülerek boynuna atladım.

"Di mi ya? Ben de dedim sarışınların en gurmesi, çok pişmiş et istiyorum diye ama..."

Bizim küslüğümüz, kırgınlığımız da bu kadardı işte. Hop Yağız bana destek çıktı ve ben de kızgınlığımı unutup şımarmaya başladım.

"Şimdi ne yemek istersiniz peki hanımefendi?"
"Bilmem ki... Selin ne dedi?"

Hayatta sormazdım da kibarlık yapasım geldi bi an. Tabi bi de ne yiyeceğime de karar veremedim. Aklımda bir şey olsa...

"Bir şey demedi o. Bana bıraktı. Bu arada dur onu da bir arayayım."

Aman, ara hemen. Mazallah kaçar gider.

Yağız konuşurken ben de pür dikkat dinlemeye başladım tabi.

"Selin, biz sahildeyiz. Geldin mi sen?"

Selin'in cevaplarını duyamadım tabi. Sadece Yağız'ınkiler...

"Zeynep de yanımda."
"Üçümüz yesek sorun olmaz değil mi?"

Bi' Dünya -ARA VERDİ-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin