Berhayat hastanesi sakinliği ile güne başlamış tüm çalışanlar görevlerinin başındaydı. Faruk ve Kıvılcım el ele hastaneye giriş yaparlarken Tanju ve Ferdayla karşılaştılar.
Faruk: Günaydın arkadaşlar
Tanju: Günaydın Faruk bey nasılsınız?
Faruk: İyiyim Tanju sağ ol sen nasılsın Ferda?
Ferda: Gayet iyiyim Faruk bey sağ olun
Faruk: Güzel bu akşam yemeğe çıkıyoruz siz de geliyorsunuz itiraz istemiyorum
Kıvılcım: A ne yemeği canım hiç söylemedin?
Faruk:(gülerek) Aynı anda söyleyeyim istedim hayatım size sürprizim var
Ferda: Sürpriz mi?
Faruk: Hıhı hadi bakalım kolay gelsin ben Muhsin beye de haber vereyim onun da gelmesi gerekiyor -diyerek giderken Ferda da müsaade isteyip gitti
Tanju: Ne olduğunu biliyor musun sen?
Kıvılcım: Hayır hiçbir bilgim yok şaşırdım bende neyse akşam öğreneceğiz görüşürüz Tanjucum -diyerek o da giderken Tanju da derin bir nefes alıp yoluna devam etti.
*
Ali, Nazlı ve Demir için mezun olma vaktiydi. Ali ve Demir anne ve babalarının tanışıklığı ile tanışıyorlardı ancak Ali Demirden hiç hazzetmiyordu. Çok yakın değillerdi o yüzden.
Bu üçlü birbirlerinden farklı üniversiteler de okumuşlardı Demir hariç Ali ve Nazlı tesadüfen aynı hastanede staj görmüşlerdi. İlk tanıştıkları andan itibaren birbirlerinden hiç iyi bir elektrik almamışlardı. Ali ve Nazlının karakterleri aynı olunca sürekli bir çatışma, tartışma içine girmek durumda kalmışlardı. Ve sonunda aylar birbirini kovalamış ve ayrılma vakti gelmişti. Hastanede veda için küçük bir kutlama vardı. Artık mezun olup buldukları hastaneler de işe başlayacaklardı. Ali ve Nazlı karşı karşıya geldiler ellerinde içeceklerle birbirlerine sert bakışlar atarlarken
Ali: Sonunda bitti
Nazlı: Öyle sonunda bitti. Her gün artık senin yüzünü görmek zorunda kalmayacağım!
Ali: Bilmukabele bende öyle. Şu an aynı şeyleri düşünüyor olmak ne kadar kötü olsa da öyle yani
Nazlı: Bir daha karşı karşıya gelmeyelim. İstanbul büyük bir yer denk gelmeyiz zaten de yine de söyleyeyim
Ali: Aynen öyle bak buna da katılıyorum.
Nazlı: Yüzünü bir daha görmemek üzere Ali Korman!
Ali: Yüzünü bir daha görmemek üzere Nazlı Gülengül! -diyerek sert bakışlar ile oradan çıkıp gittiler.
*
Açelya Dingin hayallerinin peşinde olan 20'li yaşlarında genç bir kız... Bursa'dan İstanbul'a gelmişti. Berhayat hastanesinin hemşire alımlarını görmüş ve başvuruda bulunmuştu. Dün İstanbul'a gelen Açelya bugün öğleden sonraki görüşmeye katılmak için hazırlıklarını yapıp çıkmıştı yola. Berhayatın kapısında hastane binasına parıldayan gözlerle bakarken Demir Aldırmaz son model arabasıyla bahçeye giriş yapıp park etti arabasını. Araçtan inerken gözlüklerini takarken etraftakilerin kendine bakmasını sağlıyordu. Sırıtıp ellerini cebine sokarken hastanenin kapısında olan sarışın kızı gördüğünde durdu olduğu yerde. Açelya'yı görmüştü. Onun etrafa hayranlıkla bakması hoşuna giderken güzelliği aklını başından almıştı. Açelya heyecanlı ve güler yüzüyle içeri girerken Demir gözlüğünü başının üstüne koydu
Demir: Nasıl da güzelsin sen öyle ya sarı kız kimsin acaba? -diyerek öylece kalakaldı.
*
X: Nasıl saklarsın bunu Doruk Özütürk! -diyerek ortalığı inleten komutanının önünde hazır ol daydı.
![](https://img.wattpad.com/cover/356476659-288-k313912.jpg)