Nazlı odasında otururken kapısını çalan Beliz içeriye girdi.
Beliz: Nazlıcım müsait misin?
Nazlı: Aaa Beliz hanım hoş geldiniz buyrun
Beliz: Ne hanımı Nazlı ya aşk olsun
Nazlı: Ya ne bileyim öyle bir anda şey oldum (güldü) gel Beliz hoş geldin otursana -derken Beliz gülerek geçip oturdu.
Beliz: Napıyorsun nasılsın bakalım?
Nazlı: İyiyim ne olsun. İşle ev arasında mekik dokuyoruz biliyorsun.
Beliz: Aliyle barıştınız ama hiç konuşamadık onunla nasıl gidiyor (derken Nazlı kızarınca) şey arkadaşız samimiyetimiz var diye soruyorum ama anlatmayabilirsin sohbet ederiz diye düşünmüştüm
Nazlı:(gülümsedi) İyi yaptın. Çok şükür iyiyiz. Ayrılığın özlemini hala çekiyoruz ama yine de onun acısını da çıkartmaya çalışıyoruz. Eve erken gidip kızımıza kavuşuyoruz sonra o uyuyunca baş başa kalıp bazen film izliyoruz bazen oyun oynuyoruz çoğu zaman da sohbet ediyoruz. Hafta sonları da genelde dışarıdayız havalar da güzel durmak istemiyoruz pek.
Beliz: Anlıyorum ne güzel. Şey sana söylemek istediklerim var yani içimde tutmak istemiyorum paylaşabileceğim tek kişi de sensin
Nazlı:(imayla baktı) Ferman hoca mı? -derken Belizin gözleri büyüdü
Beliz: S-sen nasıl?
Nazlı: Hahaha Ferman hoca Ali'ye söylemiş Ali de ağzından kaçırdı tam detay vermedi ama çıktığınızı biliyorum -derken Beliz de kızardı.
Beliz: Bende Ferman kimseye söylemez diyorum
Nazlı: Aliyle arasında inanılmaz bir bağ var. Abi kardeş olmuşlar birbirlerinden bir şey saklamadıklarını anladım. Eee kahveni nasıl alırsın oturalım da sen en baştan bir anlat -dediğinde telefona yöneldi.
*
Tanju: Kıvılcım Demir'i normal odaya aldık uyanmasını kendine gelmesini bekleyeceğiz ilacın etkisinde hala
Kıvılcım:(kıpkırmızı gözleriyle) İyi olacak değil mi?
Tanju: Dayanaklı çıktı kısa süre içinde kendine gelecektir merak etme. Alp?
Alp: Hocam?
Tanju: Testleri yenileyelim ve saat başı kontrolünü yapalım Demir sende
Alp: Tamam hocam -diyerek testleri yapmak için giderken
Kıvılcım: Kısada olsa görmek istiyorum onu -derken Tanju başıyla onayladı.
*
Ezo: Ağğğğğğğğğğğ anneeeeeee -diyerek çığlığı basarken Vuslat korkuyla yukarı koştu
Vuslat: EZO! -diyerek odaya daldı ve gözlerine inanamadı Ezo yerde ve kan vardı.
Ezo: A-anne Doruku ara lütfennnn -diyerek ağlarken Vuslat hemen kendine geldi.
Vuslat: T-tamam sakin ol şimdi hastaneye gideceğiz -diyerek Doruk'u aradı
Doruk: Alo Vuslat hanım? -diyerek telefonu açarken
Vuslat: D-doruk -dediğinde Doruk telaşlı gelen sesle hızla ayaklandı
Doruk: Ne oldu Vuslat hanım?
Vuslat: A-ambulans gönder hemen E-ezo kan var -dediğinde Doruk koşmaya başladı. Koridoru aşındırıyordu resmen deskin oradan rüzgar hızıyla geçerken Ali dosya imzalıyordu. Gülin de şok olurken