8

799 39 2
                                    


🍃

Küçükken yaptığım hatalar oluyordu, bunları düzeltmem için ne annem yardımcı olmuştu bana ne de babam.
Belki diyordum işlerinden dolayı bana zaman ayıramıyordular.
Ama bir anne çocuğuna hiçbir zaman hal hatrını sormaz mıydı?

Ya da bir baba kızının neye ihtiyacı olup olmadığını kontrol etmez miydi?

Kendimin onlar için yetersiz olduğunu bu yüzden beni önemsemediklerini her zaman daha iyisini yapmam gerektiğini düşünürdüm.

Ama büyüdükçe anladım ki sorun bende değildi. Sorun onların işleri de değildi.

Tek sorun beni istememeleriydi.

Benim gerçekten sevgiye ve ilgiye ihtiyacım vardı.

Bu aileyi görünce bunun mümkün olabileceğini düşündüm. Kalabalık bir aileydi ve dışarıdan hepsi iyi insanlara benziyordu.

Nerden bilebilirdim ki daha beter hale geleceğimi.

İnsanlara karşı beklenti içinde olmak ve karşılık alamamak kötü bir histi.

Neyse canım bugün de çıtırız.

Dün akşam ördüğüm saçlarımı açtım. Mis gibi şampuan kokuyordu. Kapüşonlumu da alıp odamdan çıktım.

Canım çikolata çekmişti, gidip alacaktım.

Üzerime gri kapüşonlumu giyip kapıya adımladım.

"Nereye gidiyorsun?" dedi Osman.

Arkamı dönüp yüzüne baktım, kimseye haber vermemiştim unutmuştum. Ya da işime gelmemişti.

"Canım bir şeyler istedi, dolanacağım. Sıkıntı mı var?"

"Yokta keşke haber verseydin."

"Ne yapacağım sizi ne ilgilendirir abicim." dedim. Samimiyetten uzak bir şekilde abi demiştim ama o buna çok sevinmişti.

"Ne dedin sen?" dedi inanamayarak.

"İlk geldiğim gün nasıl davrandıysanız aynı o şekilde devam edin diyorum, gram umrumda değilsiniz." dedim ve kapıyı çarpıp çıktım evden.

Yağmur çiseliyordu ama havada güneş vardı. Gökkuşağı çıkardı umarım.

Hızlı adımlarla markete gidip bir sürü çikolata alıp geri döndüm.

Evin ana kapısının orada kedi peşime takılmıştı. Ayaklarıma sürtünüyor ve beni gıdıklıyordu.

Kahkahalarla gülerek ondan kaçarken peşimden koşarak geliyordu.

Daha minicikti ve koşarken aynı bir tavşan gibi zıplıyordu.

"Ama kıyamam ki ben sana." dedim kucağıma alıp yere oturdum farketmeden.

"Anneni mi kaybettin sen. Yoksa benim gibi sevgi görmeyip kaçtın mı onlardan."

Kedi miyavladı ve elimi tırmalamaya çalıştı.

"Ama neden canımı yakmaya çalışıyorsun ki. Ben senin annen olurum, tamam. Sana bakarım üzülme." dedim ve kediyi elime aldım. Zaten avucum kadardı.

Kapıyı tıklayıp açılmasını bekledim. Kapıyı Nil Hanım açtı. Gözleri yorgun ve hüzünlü bakıyordu.

"Şey size sormadım ama hem markete gittim hem de eve kedi getirdim. Yani getirebilir miyim acaba?" dedim kafamı yana yatırarak.

Evdeki herkes kapıya dizilmiş bana bakıyordu. Neden?

"Benim için sakıncası yok güzel kızım, getirebilirsin." dedi ve ben çok mutlu oldum.

"Çok teşekkür ederim." dedim ve kalabalığın içinden mutfağa koştum.

Elimdeki poşeti bıraktım ve yukarı doğru odama ilerledim.

Kediyi güzelce yıkayıp taramıştım.

Bakımları tam mıydı?
Yarın gidip baktıracaktım.

Kediyi de alıp aşağıda çikolata yemeye geri indim.

Mutfakta Nil Hanım'ı gördüm.

"Yarın sizinle kediyi muayeneye götürebilir miyiz?" dedim.

"Aslında Fırat abin veteriner, o bakabilir." dedi.

Bet suratlıya mı soracaktım? Neyse sormaktan zarar gelmezdi.

Salona ilerledim. Herkes oradaydı.

Dede ve babaanne kediyi görünce şaşırmıştı, hemen kısaca olayı anlatıp
Fırat'a döndüm.

"Kediyi muayene edebilir misin acaba, veteriner olduğunu söyledi Nil Hanım." dedim.

Yüzüme bile bakmadan cevap verdi.

"İşimiz yokmuş gibi başımıza sen çıktın, bir de ne olduğunu bilmediğim bir hayvanla mı uğraşacağım, hemde senin için." dedi.

Sıkıntılı bir nefes verdim. Duygulandım ama odada ağlayacaktım.

"Tamam canım, sadece bir soruydu." dedim ve sırıttım.

Babaanne konuştu hemen sonrasında.

"Yarın beraber götürürüz kızım benim, bu zillilere boyun eğme asla hem." dedi.

Kıkırdadım ve onu onayladım.

Keşke Nil Hanım da beni düşünüp böyle bir cevap verseydi. Belki de abilerimle aramın iyi olması için çabalıyordu.

Bilemezdik.

🍃



Kalbi Kırıklar MatemiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin