Abimin Arkadaşı

Yasemin kim?

Kapının çalması ile üstümü düzeltip hızlıca kapıyı açmaya gittim. Annem benden adam olmaz bakışları atarken ben kapıyı açtım. Açar açmaz Ege beni ittirip annemin yanına adımladı. Annem, Ege için sarma yapmıştı. Ege, sarma diyince beni bile satardı. Ona gülerek arkasından baktım. Sonra bakışlarımı sevdiğime döndürdüm.

"Hoş geldin"dedim ve biraz geri çekildim. O da içeri girip deri ceketini çıkarıp astı. Kendine ait kokusu buram buram yayıldı. Gözlerimi kapatmamak için direndim. Astıktan sonra bana baktı. Şu an yapacağım şeyi çok düşünmüştüm.

Yapmalıydım.

Ayak parmaklarımın üzerine basıp kollarımı omzuna koydum. Ve yeni traş olmuş yanağına hafif bir öpücük kondurdum.

"Özlemişim seni"dedim ve tekrardan eski konumuma döndüm. Şaşkınca bana baktı. Tabi onu küçükken öpüyordum. Şimdi öpmemi şaşırmıştı ama alışacaktı. Boğazını temizledi.

"Geçelim içeri yavrum"sakin sesine gülümseyerek baktım. Kötü tepki vermemişti. Ümitlenmeyecektim ama işte koşulsuz seven kalbim söz dinlemiyordu.

İçeri girdiğimde Ege,abimin yanına kurulmuş telefondan bir şeyler gösteriyordu. Bilerek yaptığını biliyordum. Sonra bana dönen Ege,gözlerini kırptı. Keyifli bir şekilde Çakır'ın yanına oturdum. O da oturur oturmaz anneme seslendi.

"Nasılsın annem"anneme anne diyen sevdiğim adama gülümseyerek baktım. O ise annemle konuşuyor,benim ona olan bakışlarımdan haberi yoktu.

"İyiyim yavrum nasıl olsun. İki tane sıpa ile uğraşıyorum. Sen nasılsın yavrum?"annemin sevgi dolu sesiyle Çakır gülümsedi.

"İyiyim annem nasıl olsun"dedi. Annem ayağa kalktı ve mutfağa ilerledi. Her zaman ki gibi Çakır'ı besleyecekti. Annemin Çakır'a olan düşkünlüğü çok hoşuma gidiyordu. Damadını besliyordu yani.

"Uzay hani şu karşı sınıfta ki Yasemin vardı hatırlıyor musun?"dedi telefonu ile ilgilenirken. Yasemin mi? Tanımaya çalışıyordum. Kızlar ile aram iyi olsa da herkesi tanımazdım.

"Yok çıkaramadım knka"dedim merakla bakarak. Telefonunu yanına koyup bana baktı manalı bir şekilde.

"Bana mesaj attı şimdi"dedi. Teker teker anlatmasına ayar ölüyordum.

"Ee knka ne demiş sana"dedim sabırsızca. Çakır'a baktığımda çatık kaşları ile kardeşine bakıyordu. Büyük ihtimalle o da teker teker anlatmasına sinir oluyordu.

"Bu kız geçen dönem benimle konuşmak istedi. Bende yanına gittim. Derdini anlattı bana. Şaşırsam da uygun dille anlattım ama galiba tekrar denemek istiyor"dedi ciddi sesiyle.

"Neymiş derdi Ege'cim. Taksit taksit anlatma lan"dedim sinirle. Hem bana söylememişti o kızla daha önce konuştuğunu. İlk Çakır'a baktı ama hemen çekti bakışlarını. Boğazını temizledi sesli bir şekilde. Çakır'a döndüğümde kızgın boğalar gibiydi.

"Sensin derdi kanka. Sana aşık. Ben olmayacağını söyledim ama fayda etmemiş,vazgeçmemiş senden. Ve seninle konuşmak istiyor"dedi hızlı hızlı. Şaşkınlıktan öylece baktım Ege'ye. O nerden çıkmıştı ki şimdi. Umarım kabul etmemişsindir kardeşim.

"Peki sen ne dedi abicim"dedi dişlerini sıkmış sinirle soluk alıp veriyordu Çakır. Galiba yine ders çalışmayacağım diye kızacaktı.

"Evet Ege ne dedin?"dedim bende eş zamanda.

"Ne diyeceğim kardeşim. Yarın öğleden sonra tropikal kafede buluşma ayarladım"dedi göz kırparak. Ben şok olmuş bir şekilde Ege'ye bakarken Çakır bağırdı.

"İptal ediyorsun hemen Ege. Uzay o buluşmaya gitmeyecek"dedi üstüne basa basa bağırdı. Ege umursamaz bir şekilde abisine baktı.

"Sanane abi. Neden karışıyorsun. Sen sevgili yapınca biz bir şey diyor muyuz ki sen bize daha doğrusu Uzay'ın hayatını karışıyorsun."dedi sakin sesiyle. Ben alttan gülümseyerek olanları seyrediyordum. Ege'nin amacını anlamıştım. Ulan Ege çok seviyorum seni kardeşim.

"Siz küçüksünüz daha. İlk önceliğiniz dersiniz. Kızlar ile ilgilenmek değil."dedi bağırarak. O sıra da abim telefon görüşmesinden gelmiş bize çatık kaşları ile bakıyordu.

"Ne oluyor lan ne bağırıyorsun?"dedi abim.

"Şu oluyor abicim. Seni kardeşin ders çalışacağı yerde kız ile görüşmeye gidecekmiş"dedi Çakır bağırarak. Yav bu da iyice beni kardeşi olarak görüyordu.

"Vayy yakışır kardeşime. Git git tabii. En güzel yılların. Gez dolaş"dedi abim saçlarımdan öpmeden önce. Ona bakıp gülümsedim.

"Serkan deli etme beni. Sen bari yapma. Sınav yılları bu sene. Aşk işleri kıstı mı?" dedi sinirle. Gözlerimi devirip ayağa kalktım. Takmıştı sınava.

"Ege gel yarın ne giyeceğimi bakalım"ona elimi uzatıp yürümeye başladım. Odama girerken birden ittirilmem ve kapının çarpması bir olmuştu.

"Ne yapıyorsun!"dedim korku dolu sesimle. Çakır sinirden alındaki damarlar belli oluyordu. Gözleri öfkeden kızarmıştı. Ne vardı bu kadar kızacak bilmiyordum. Beni sevmiyordu yani benim ona sevdiğim gibi. Ama tepkisi ise çok abartı oluyordu ve bu ikilem beni çok zorluyordu.

"Bana bak Uzay yarın gitmiyorsun hiçbir yere"dedi sakin sesiyle. Ama bakışları tam tersiydi.

"Neden gitmiyormuşum Çakır"ciddi duran sesimden dolayı ilk şaşırdı. Tabi bir de abi dememiştim. Afallayan yüz ifadesi gidince konuştu.

"Sınavların var Uzay. Bu sene onlara ayıracağın boş vaktin yok. Şimdi uzatma yarın direk kütüphaneye gidiyorsun"dedi net sesiyle. Bak sen yaa. Parmağında oynatacak beni.

"Her ikisini gayet iyi yönetirim ben Çakır. Sen merak etme."dedim. Çakır başını yukarı kaldırıp sabır çekti. İçimden gülsem de yüz ifadem ciddiydi.

"Yarın gitmiyorsun. Okula ben bırakıp ben alacağım seni. Şimdi git uyu. İyi geceler"dedi ve saçımdan öpüp çıktı.

Biraz önce ne olmuştu amk.