thirteen

1.9K 204 53
                                    

keyifli okumalar...

"Ne zaman tanıştıracaksın bizi Jungkook?"

Jungkook dizlerinin dibinde oturduğu yaşlı bedenin gözlerinin içine baktı.

Yumuşak ama yaşından dolayı buruşuk eller, kendi büyük elleri arasındaydı. Usul usul seviyordu Jungkook o elleri...

Milli aradan sonra 1 haftalık tatilleri vardı dinlenmeleri için...

Kimi oyuncu tatile çıkarken kimi oyuncu ailesiyle geçirmeyi tercih ediyordu bu zamanı.

Jungkook gibi...

Büyüdüğü evde, onu büyüten kadının dizleri dibinde oturuyordu.

Busan'ın küçük bir kasabasıydı burası, burada büyümüştü Jungkook.

Burada başlamıştı futbol oynamaya, sabahtan akşama kadar bu toprak yollarda arkadaşlarıyla top oynar, akşam kan ve ter içinde dönerdi eve.

Üstü başı toprak içinde gelirdi, o toz toprak içerisinde kalmış vücuduna rağmen o kocaman gözleri ışıl ışıl parlardı.

Ne halmeonisi kıyabilirdi o gözlerine ne de harabeojisi, ufacık yaşta hem annesiz hem babasız kalan torunlarına kıyamazlardı.

Sırf Jungkook istediği için yaşlı adam Jungkook'un elinden tutar her sabah 40 kilometre mesafede, Busan'ın merkezinde bulunan futbol okuluna götürürdü.

Elbette ondaki yeteneği hem kendisi hem halmeonisi, hem de etrafındaki komşuları fark etmişti.

Büyük ve yetenekli bir futbolcu olacaktı...

Jungkook minik elleriyle harabeojisinin elini tutar, onca yolu kendisi için gittiğini bilir, heyecanla ve minnetle teşekkür ederdi.

Onların asla sözünden çıkmazdı Jungkook, küçücüktü yaramazlık yapabilirdi, şımarıklık yapabilirdi, durduk yere ağlayabilirdi mesela ama hiçbirini yapmazdı.

O ona sadece söyleneni yapardı.

O zamanlar 5 yaşındaydı Jungkook, küçücüktü. Çoğu şeyin anlamını bile bilmiyordu o yaşlarda ama hayat onu ölüm gibi bir gerçekle tanıştırmıştı.

Soğuk, karlı bir günde, Noeli kutlamak için ailesiyle Seoul'den Busan'a gidiyorlardı.

Çok sevdiği halmeonisiyle harabeojisini ziyaret edeceklerdi. Yılbaşını kutlayacaklar, yemek yiyecekler, hediyeleşecekler ve geri eve döneceklerdi.

Bilmiyordu Jungkook, ziyarete gittiği evin artık yuvası olacağını bilmiyordu...

Karlı yollar uykusunu getirmiş, annesinin rahat kucağına kıvrılıvermişti. Öyle rahattı ki annesinin kucağı, pudra kokusuyla birlikte hemen uykuya dalmıştı.

Annesi ise bebeğini, uyusa bile bırakmaya kıyamazdı öyle çok severdi ki Jungkook'u gözünden sakınırdı, kıyamazdı hiçbir zaman. O yüzden hep annesinin kucağında açardı gözlerini Jungkook...

Ama ilk defa annesinin sıcak kolları yerine soğuk bir hastane sedyesinde açmıştı gözlerini... Ne olduğunu anlayamamış, etrafına kocaman gözleriyle anlamazca bakmıştı.

Daha sonra halmeonisini ve harabeojisini görmüştü. Onları gördüğü için çok sevinmişti. Sonuçta onları ziyarete geliyorlardı ama onlar sevinmek yerine ağlıyorlardı, niye bilmiyordu ama çok üzgünlerdi.

Günler sonra Jungkook'u alıp eve geldiklerinde Jungkook'un gözleri anne ve babasını aradı ilk, halmeonisi anne ve babasının hâlâ hastanede olduğunu sonra geleceklerini söylemişti...

clash | taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin