twenty-one •ym•

1.5K 195 146
                                    

başlıktan anlayacağınız üzere bu bölüm tamamen yoonmin'e ait.

olay akışları için gerekli bir bölüm.

keyifli okumalar...

"Efendim biraz daha alır mısınız?"

Jimin gülümseyerek yeterli olduğunu söylemek için ağzını açacaktı ki keskin ses tüm masayı bıçak gibi kesti.

"Hayır, almasın! Yemiş zaten yiyeceği kadar."

Jimin dudaklarını birbirine bastırırken, babasıyla göz göze gelmemek için tabağına sabitledi gözlerini.

Fakat yaşlı alfa için yeterli gelmemiş olacak ki devam etti.

"Şuna bak! Kamptan mı geliyor tatilden mi belli değil? Ekrandaki halinden haberin yok sanırım senin!"

Babasının yüksek sesinin aksine, Jimin kısık sesiyle konuştu. Masa o kadar sessizdi ki Jimin'in sesi o kısıklığa rağmen çok rahat duyuluyordu.

"Baba... Olmam gereken kilonun çok altındayım zaten, kampta hocamız kızdı hatta... Programına uymadığım için."

"Kapa çeneni Jimin! Ben biliyorum senin kaç kiloda olman gerektiğini."

Gözlerini babasının öfke dolu gözlerine çıkarırken, titrek bir nefes aldı.

"Baba, harfi harfine uyuyorum hazırladığın listeye."

"Belli oluyor, şu yanaklarına bak!"

Yaşlı alfa, sinirle çatalı masaya bıraktı ve Jimin yerinde hafifçe sıçradı.

Sevmiyordu bu evde olmayı, Busan'da yaşamalarına rağmen sırf burada kalmamak için kulübüne yakın ev tutmuştu.

Babası ilk başta müsaade etmese de erken antrenman saatleri, haftalık maçları bahane ederek bir şekilde ikna etmişti huysuz adamı.

Yine de bu tatilde kaçamamış bir hafta boyunca burada olmak zorunda kalmıştı.

Yoongi aslında kendileri için bir tatil planı yapmıştı bu hafta, birlikte yurt dışına çıkacaklar, kimsenin onları tanımadığı, basının olmadığı bir yerde doya doya eğleneceklerdi.

Aşklarını rahatça yaşayacaklardı...

Fakat konusunu bile açamadan, aramıştı babası Jimin'i. Kamptan hemen sonra eve gelmesini, artık vakti gelen meseleyi konuşmaları gerektiğini söylemişti.

Jimin'in zaten reddetme gibi bir lüksü yoktu ama yine de çok istemişti sevgilisi ile birlikte olmayı.

O yüzden iki gündür burada cehennemden farksız, sözde tatil geçiriyordu.

Yaşlı alfa yanında hali hazırda bekleyen çalışana hitaben konuştu.

"Jimin dışında herkesin tatlılarını getirin. Sonra da hepiniz bizi yalnız bırakın, ailecek konuşacaklarımız var."

Jimin alt dudağını dişleyerek alışkın olduğu muameleye tebessüm etti.

Dudaklarına acı tebessüm yer etmişti bu evde.

Hizmetliler, hızlı ama dikkatli bir şekilde tatlı servisini yaparken, aralarından yaşlı olan beta hizmetli üzgün gözlerle Jimin'e baktı.

Jimin sorun değil dercesine başını sallayıp gülümsedi.

Alışkındı, sorun değildi.

Yemek salonunda sadece aile üyeleri kaldığında, yaşlı alfa bir yudum su içti ve Jimin'e baktı.

clash | taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin