keyifli okumalar...
Jungkook'un elleri cebindeydi, gözlerini Taehyung'un evinin kapısından ayırmazken hem soğuktan hem de heyecandan yerinde birkaç kez hafifçe zıpladı.
Yola çıkarken, düşünmüştü... Balkona çıkacağı bile şüpheliyken, şimdi yanına geliyordu Taehyung, bunun düşüncesiyle gülümsedi Jungkook. Hatta öyle kocamab gülümsedi ki toparlanmak için hızla alt dudağını ısırdı.
Taehyung beklenmedik şeyler yapıyordu, diğer ilişkiler için normal olan şeyler onlar için zordu, biliyordu zaman gerektiriyordu ama Jungkook için bu dert değildi.
Omegası nasıl istiyorsa öyle olacaktı.
Açılan kapıyla Jungkook mümkünmüş gibi daha da heyecanlandı. Zarif beden üzerinde yeşil, kalın, bol kapüşonlu ile yavaşça dışarı çıktı.
Taehyung sadece basamaklardan indi ama Jungkook çok olağanüstü bir şeye bakıyor gibi hayran hayran izledi omegasını.
Taehyung'un bir elinde telefonu varken diğer elinde yeşil bir bere vardı. Gözleri Jungkook'un gözlerini bulurken hafifçe yutkundu. Hiçbir şey söylemeden, aralarına biraz mesafe bırakarak önünde durdu ve elindeki şapkayı uzattı.
"Al, tak."
Jungkook artık net gördüğü güzel yüze, baktı, baktı ve gülümsedi. Çiçeklerini hala bant ile kapatıyordu Taehyung. Gözleri bir süre orada oyalandı Jungkook'un.
Çiçeklerini hiç görmemişti omegasının, çünkü o bantları asla çıkarmamıştı Taehyung. Gözlerini o bantlardan çekip gözlerine sabitledi. Öyle güzeldi ki çekik, kahve gözleri, Jungkook dalıp gitmemek için zor tutuyordu kendini. Çünkü dalıp giderse, kaybolurdu.
Hoş, kaybolmak da istiyordu.
Gözünün hemen altında kirpiklerinin arasında duran minik beni de öpmek istiyordu mesela.
O minik lekelerin her birini öpmek için neler vermezdi Jungkook.
Taehyung, fark ettiği bakışlarla gözlerini kaçırdı ve uzun kirpiklerini ardı ardına kırptı.
Dikkatini başka yere versin istiyordu, çünkü biraz daha öyle bakarsa aptal yanaklarının kızarmasından korkuyordu omega.
"Alsana..."
Konuşmak yerine çocuk gibi omuzlarını silkti Jungkook. Taehyung'un gözleri, Jungkook'un hareketiyle devrilirken o da omuz silkti.
Amacını anlamıştı alfanın, ne yapmasını istediğini biliyordu.
"İyi, takma! Donsun kulakların."
Arkasını dönüp gideceği sırada, bileğine tutunan ellerle yerinde kaldı. Jungkook kendine yavaşça çekti Taehyung'u ve yeniden yüz yüze gelmelerini sağladı.
Sadece biraz daha yakınlardı bu sefer, sıcak nefesleri birbirine karışacak kadar...
"Sen tak."
Bulundukları yakınlık yeniden yutkunmasına sebep oldu Taehyung'un...
Toparlanması lazımdı...
"Nedenmiş? Elin ayağın yok mu senin kardeşim?"
"Kardeşim mi? Çüş Taehyung!"
"Ne var ya?"
Taehyung çok normal bir şey olmuş gibi sorarken, Jungkook'un kaşları hayretle havalandı.
"Ulan! Elin herifi olduk, zibidi olduk şimdi de kardeş olduk. Sırada ne var tertip mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
clash | taekook
Romancekim taehyung'un en büyük nefreti ve rakibiydi jeon jungkook, sahada çarpıştıktan sonra çıkan çiçekler ise beklediği son şey bile değildi omegaverse