63

2.4K 210 128
                                    

Bu VPN bir tek beni mi geriyor ????

63

Soğuk , hissettiğim tek şey soğuktu bu muydu ölüm bu kadar mıydı , can yakan bir soğuk. Annemi görmek isterdim ölmeden önce son kez sarılıp onla konuşmak benim yanıma geldiğinde ona sırtımı döndüğüm için özür dilemek isterdim.  Sonra Tolga'yı görmek isterdim üzülmemesini söylerdim son kez sıkı sıkı sarılırken ona  da veda etmek isterdim.

Bir kez olsun baba demek isterdim , o güven veren kollarına sıkı sıkı sarılıp veda etmek isterdim , bir kez olsun onunla gerçekten de baba kız gibi olduğumu hissetmek isterdim ama şimdi geç mi kalmıştım. Burası neden bu kadar soğuktu.

Han peki o da üşüyor muydu , o hep sıcak olurdu o beni ısıtırdı ama şimdi ikimiz de yoktuk.

" aç gözlerini sarı kız."  Bir kulaklarına beli belirsiz işlerken dişlerimi sıkıyordum soğuktan , bütün her yerim su içinde kaldığını hissederken anlıma soğuk bir şeyin varlığı ile bütün dişlerimi kırar gibi sıkmaya devam ettim soğuktan , kirlendiğimi hissederken.

" düşmüyor ateşi!" Dedi başka bir ses , bütün sesler bana boğuk boğuk gelirken titremelerim artı , neredeydim ben ölmemiş miydim imkansız yaşamamam gerekiyordu benimde ölmem gerekiyor.

Han.

" bilinci kendine gelmiyor !" Dedi başka bir ses daha , titremelerim daha da artarken bedenimin her yerinde hissettiğim soğuklarla daha fazla dayanamadım bilincim seslere iyice boğuklaşırkem her şey silikleşti

Koca bir karanlık beni esiri altına alırken bir kez daha bedenim karanlığa hapsoldu...

Siz hiç arafta kalmış mıydınız , siz hiç ölmeden de ölmüş müydünüz ? Ben ölmüştüm , gözlerim yavaş yavaş açılırken aslında bir ölüden daha farksızdım , karanlık odada göz göze geldiğim duvarla kaşlarım çatılırken kulağıma odunların çatırdama sesleri geliyordu.  Bilincim yavaş yavaş açılırken nerede olduğumu hala tam kavrayamamıştım , gözlerim karanlık odada gezerken küçük yer minderleri olan karanlık odayı tek aydınlatan şey  sobadan gelen ateşin ışığıydı , sobanın önünde olan beden tanıdık gelirken kaşlarım çatıldı. Algılarım yavaş yavaş açılırken bütün olanlar bir bir aklımdan geçti , bedenim buz keserken kalbim atmayı bıraktı.

Han...

" han!" Yerimden kalkmaya çalışırken hissettiğim acıyla ağzımdan en iyis inilti koptu, ben daha ne olduğunu anlamadan göğsümden bastırılmamla yatığım yere geri sabitlenirken gözlerim doldu. Göz göze geldiğim zeytin gözler bana baktı , ateşin aydınlatığı yüzme baktım.

" Han nerede ben nerdeyim!" Dedim kalbim ağzımdan atarken , gözlerimden bir damla düşerken korkuyla atıyordu kalbim.

" dur sarı kız dur yaranı yeni dikiş atıldı patlayacak !" Dedi beni yerime sabitlerken , güçsüz kollarım ondan kurtulmaya çalışırken çaresiz hareketlerim ona engel olamıyordu.

" nerede bir şey söyle iyi mi!?" Dedim çenem titrerken ağrılarım her geçen saniye artarken zeytin gözleri gözlerime değdiğinde zorlukla yutkundu. Dudağını ısırırken gözlerini yavaş yavaş kapatı.

" bilmiyorum. " dedi bir şey diyemezken , omuzundan itmeye çalıştığım ellerim yavaş yavaş aşağı düştü.

" kalbi atmıyordu..." dedim sayıklar gibi , gözümden bir damla düşerken kapının açılıp kapanma sesini duydum ama bunu algılayacak halde değildim. " Han beni bırakmaz ki..." dedim kendimi ikna etmeye çalışan bir sesle , burnumun ucu sızlarken boğazımda koca bir yumru oluştu kalbimin ortasına büyük bir ağlırlık çökerken tırnaklarım avuç içlerime battı.

 Üsteğmen Göktürk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin