65

2.2K 205 99
                                    


🎀
Arkadaşlar şimdi ben  bu hikayeyi normalde final yaptım, bölümleri düzenledikçe paylaşıyorum bölümleri elimden geldiğince hızlıca yapıyorum.

Zaten benim tek sorunum bölümleri yazıp düzenlemeye üşenmem yoksa bölümleri yazarken hiçbir sorun yok art arda 5. 6 bölüm yazıyorum. Ama siz bu hikayeyi okurken aslında ben çoktan final yaptım. Bölümleri elimden geldiğince hızlıca düzenleyeceğim 

Bu arada size yeni bir haberim var bu kitap final olduğu için ben düzenleyerek paylaştığım için bu boş zamanda yeni bir kurguya başladım ve bu kurguyu taslaklarla devam ettiriyor ve şu an 22. bölüme kadar yazdım iki günde. kurgunun ana karakterlerini anlatamam ama çok isteyeceğiniz bir kitap olacaktı büyük ihtimalle.

Ama bu kitabı belli bir zamandan sonra paylaşmam gerekiyor çünkü Göktürk komutanından dolayı çok büyük Spoilerler içeriyor🥲

65

Siz hiç tam öldüm derken yaşadığınızı hissettiniz mi ? Tam işte sonum geldi derken ipin uçundan döndüğünüz mü , nefesizken nefes aldığınızı.  Biliyordum yemin ederim nasıl bildiğimi bilmiyorum ama biliyordum , yaşadığını billiyordum beni bırakmayacağını biliyordum , beni yalnız bırakmayacağını zamanının gelmediğini biliyordum. 

Size yemin ederim ben onu tam kalbimde hissediyordum , titreyen ellerimle nasıl destek alıp ayağa kalktım hangi ara kendimi dışarı attım bilmiyorum ama zelal ve Yusuf peşimden koştuğunu duyabiliyordum. Ne Zelal'in dikişlerim için korktuğunu söyleyen sesi ne de düşerim diye beni uyaran Yusuf'u duydum sadece koştum taşlar ayaklarımı acıtırken bunu umursamadım durmadım tökezledim belki belki ayaklarım yara içinde kaldı ama umursamadım koştum. 

Kalabalık köy meydanına gelene kadar durmadım , adımlarım kalabalık. Bir yere toplanmış bakan adamlara baktı.   Umursamadım kimseyi gözüm görmedi sadece yürüdüm kokusu burnuma gelirken gözlerim yandı , şükreder gibi gözlerimi gökyüzüne kaldırdığımda gözümden bir damla yaş yanağımdan süzüldü.  Başımı eğdiğimde uzağımda  duran bedeni gördüm ayakta dik duruşunun , o an açık olan radyodan gelen şarkı kulaklarıma ilişti.

Sarı saçlarını deli gönülüme bağlamışım çözülmüyor Mihriban...

Ayrılıktan zor belleme ölümü, ölümü...

" Han..." fısıltı gibi çıkan sesimi ben zar zor duyarken o beni duydu , kafasını çevirdiğinde Özlemle kavrulan yüreğim acı kahvelerine değdiğinde gözümden bir damla daha düştü. Ne bir ses ne bir başka bir şey hiç bir şeyi görmedi gözlerimiz bir birine tutunduğu anda ilk önce baştan aşağı süzdük bir birimizi.

Yaşıyordu...

Yaşıyordu...

Benim sevdiğim adam yaşıyordu...

Yar diyince kalem elden düşüyor...
Gözlerim görmüyor şaşıyor şaşıyor....
Lambadan titreyen alev üşüyor...
Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban...

Önümdeki bedenleri umursamadım sesler kulağıma bir uğultu gibi gelirken çıplak ayaklarımı umursamadan koştum , o kada hızlı koştum ki kalbim onun yokluğuyla yanarken şimdi varlığıyla rahatlasın istedim. Beni kollarına alan Han ile gözlerimden ardı arkası kesilmeyen yaşlar düştü, kalbim kor bir ateşte yanarken şimdi dindi. Bütün yaralarım şimdi geçti , hissetiğim acı birden yok oldu. Yokluğuyla sızlayan  yüreğim kokusuyla rahatladı.

" yaşıyorsun..." dedi titreyen elleri yanaklarıma geldiğinde gözlerimden ardı arkası kesilmeyen yaşlara yenisi eklendi, o an ilk defa Han'ın gözlerinin dolduğuna şahit oldum , ilk defa ellerinin titrediğini şahit oldum.

 Üsteğmen Göktürk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin