Selamun aleyküm can okuyucularım sizi biraz beklettim. Malum Ramazan, oruç ve minik talebelerimin azizliğinden hep bunlar :)
Multimedya; yeni tanışacağınız karakterler. Hafsa'nın henüz küçüklüğünü koyabildim. Videoyu kesinlikle izleyin kızların sohbetini okurken daha iyi anlarsınız.
Benden bu kadar keyifli okumalar :)
* ** ** ** ** *
Dost ise düşünme, ver ömrünü gitsin.
Dost değilse bekletme, yol ver gitsin.
Hz. Mevlana
Bundan yedi sene önce mahalledekilerle top oynarken annemlerin şikayetleri üzerine Hafsa'ların mahallesinde oynamqya başlamıştık. Tabi o zaman Hafsa'yı tanımadığım için orada oturduğunu bilmiyordum. Voleybol maçı yaparken topumuz onların bahçesine kaçmıştı. Arkadaşlardan biri;-" Eyvah topumuz da citti. O evun sahibi değil içeri girmek yanindan geçmeye bile kizar. Topu patlatmasa iyi." dedi. Ben cesarete gelerek;
-" Amma da korkak çıktınız be, ben gizlice girer alırım. Yemez ya kadın bizi." diyerek arkadaşlarımın bağışlarını kulak ardı ettim ve girdim bahçeye.
Kadın sanki bizi kolluyor mübarek. Ben girer girmez başladı velveleye;
-" Ben size demedum mi bahçeye girmicesunuz. Yeni lahana ektum hep çiğnadunuz (çiğnediniz) olari, bacaklaruni koparacağum senun." demesiyle benim kalp coştu tabi. Topu falan unuttum, geldiğim yerden kaçmaya başladım kadının elindeki sopayı görünce. Tamam haklı, lahanalara yazık o kadar emek vermiş ama ne yapalım oyunda mı oynamayak? O değil de şimdi iyi dalga konusu olacağım ha...
Bahçeden çıktığımda tahmin ettiğim gibi arkadaşlar kikirdemeye başladı eli boş olduğumu gördüklerinde.
-" Ben de Hilal isem o topu alırım arkadaş!" diye inat etmiştim. Böyle esip gürlerken arkadaşlar parmaklarıyla benim arkamı işaret ediyor, bir yandan da kikirdemelerini arttırıyorlardı. Meğer kadın arkamda... Arkamı dönmemle bir kaçmaya başlamışım ki komedi. Ben kaçıyorum kadın peşimi bırakmıyor. Neymiş efendim bu kaçıncı olmuş. "Ne kaçıncısı ya ben ilk defa sizin mahallede top oynuyorum" diye diye kaçıyordum. Çocukluğin verdiği çeviklikle öyle koştum ki tabi o yaşlı kadın biraz gidince nefesi daraldı haliyle. Pes edip saya saya eve geri döndü
Arkadaşlarımın yanına geri döndüğümde bal köpüğü gözleri olan dalgalı saçlı güzel bir kız, elinde bizim top bahçenin kapısında duruyor. Yanına gittim hemen. Nefes nefese olduğum için nenesinin beni kovaladığını anladı ve mahcup bir şekilde;
-" Nenemin adına özür dilerim. Sizi diğer yaramaz çocuklar sandı herhalde. Binbir emek verip diktiği bitkileri gelip telef ediyorlar, haklı olarak onlara çok kızıyor. İnsanı candan ediyorlar cidden. İşte bu sizin topunuz ben neneme açıklarım siz rahat rahat oynayın." diyerek bronz ellerinin arasınsaki voleybol topunu bana uzattığı andan beri o benim candan öte kardeşim işte.
-" Teşekkürler. Nenen de haklı ama ne yapalım oynamak bizim de hakkımız. Hatta sen de bize katılmak iste-" derken topu bana değil de biraz sağa doğru uzatınca kafamda şimşekler çaktı. Bu güzel gözler görmüyorlar mı şimdi ?
O günden beri ona destek oldum hep. O gün bile oyun oynamayı bırakıp onun yanında oturdum saatlerce. Topun nasıl havada uçuştuğunu, arkadaşların onu düşürmemek için çabalarını, ardından sayı yapınca sevinçle havaya zıplamalarını, önümüze gelen kedinin bıyıklarını, gün batımını ve daha birçok ayrıntıyı ona anlatmaya çalıştım. Ben onun gözü o ise benim kalbim oldu o günden beri...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARADENİZ RÜZGARI
Teen FictionO da ne kafayı mı yemiştim yoksa? Çölde değilim ki serap olsun.Ruhumu okşarcasına bir ses geliyordu aşağıdan. Önce (her zamanki gibi)donup kaldım. Sonra kendime gelip sese kulak kesildim.Bu İnşirah Suresi idi. Türkçe manası geldi hemen aklıma; 1)B...