KAOSUN BAŞLANGICI

74 4 0
                                    

Sen benim başıma bela olmuş ikinci vakasın, diyerek sert bir tokat attı oğluna. Benimle maytap mı geçiyorsun, ne demek teslimatın en kıymetli parçasını kaybettim, diyerek diğer yanağına da aynı şiddetle vurdu.

-Affına sığınarak soruyorum Bavo mühim bir sıkıntı mı var?

-Bavo ben bilmiyordum ki şifrenin değiştirildiğini, deyip dişlerini sıktı Akın.

-Böyle bir aptallığı yapsan yapsan sen yapardın zaten. Yazıklar olsun sana, herkese evlat veren yaradan bana da senin gibi bir meziyetsiz herifi layık gördü.

-Çok ağır konuşuyorsun Bavo, rica ederim laflarına dikkat et.

-Dikkat etmezsem ne olur lan! İtin doğurduğu sen mi bana öğreteceksin laflarıma dikkat edip etmeyeceğimi.

Babası Akın'ın gömleğini tutup omuzundan sarsmaya başladı. Hızını alamayan adam oğlunu sarstıktan sonra duvara sertçe itip yere yatırıp yumruklamaya başladı. Akın'ın bugün farkında olmadan yaptığı hata yüzünden çok önemli bir iş sarpa saptığından, işin içinden sıyrılmazsa maddi manevi kayıplara yol açan bir zarara neden olacaktı. Babası Akın'ın yaptığı hatadan dolayı küplere binse de onu kontrolden çıkaran durum Akın'ın ona son söylediği lafına dikkat et cümlesiydi, nasıl olurda babasına göre işe yaramaz it oğlu ona emir verir cüretiyle konuşurdu. Hem de adamlarının yanında. Beş parmağın beşi elbette bir değildi ama babasına göre Akın altıncı parmaktı. Birinci başparmağı biricik kızıydı. Neslişah hem evin en büyük çocuğu hem de en çok sözü geçen kişisiydi. İkinci evladı eşsiz silahıydı silahını adeta evladı gibi sever onu Neslişah dışında diğer çocuklarından üstün görürdü. Neslişah onun biriciğiydi ama silahı da biriciğini küçükken ölmekten kurtaran ahretliğiydi. Bir sonraki sırada babasının sağ kolu olan küçüklüğünden beri her işini yapan en kıymetli adamından en sevdiği üçüncü evladı mertebesine yükselen Halim'di. Halim sessiz ve akıllı adamdı Bavo'yla aralarında 22 yaş fark bulunuyordu. 43 yaşında olan bu adam Bavo'nun ilk ve tek güvendiği insandı. Bavo evlatlarını sever gibiydi ama onlara güvenecek kadar tanımadığını düşündüğünden itimat etmezdi. Daha gençlerdi. Güveninin kazanıp yoğrulmaları için zamana ihtiyaçları vardı. Dördüncü en sevdiği evladı Akın'ın 5 yaş küçük erkek kardeşi olan Aslan'dı. Babası aslında pek Aslandan haz etmezdi ama Aslan'ın annesine âşıktı. Aslan'ın annesi intihar edince babası vefat eden eşi hatırına tüm sevgisini Aslan'a verdi. İşin ilginç yanı her ne kadar sevgisini verirse versin yine de Aslan, Neslişah silah ve Halim'i geçemedi. Bavo'ya kalsa Aslan'ı beşinci sıraya atardı ama istemeyerek de olsa 4. Sırayı ona layık görmüştü. Akın'dan bir önceki sıra yani beşinci sırada ise Bavo'nun sevgili köpeği Akan bulunuyordu. Akan'la olan dostluğu babaya göre bakiydi. Akan'ı Akın'dan çok seviyordu. Akın'a benzeyen ismi ise sadece bir tesadüften ibaretti. Altıncı ve son sırada ise Akın yerini alıyordu. Bu sıralama Bavo'nun köşkündeki çalışma odasında asılı olan portre sırasıydı. Neslişah'ın fotoğrafı Bavo'ya en yakın olan yerdeyken Akın'ın fotoğrafı kapı girişinin sol tarafında en sondaydı. Herkes Bavo'nun değer ve sevgi sırasının bu fotoğraflara göre şekillendiğini bilir ama kimse söz etmeye cesaret edemezdi. Bavo Akın'a tekme attıkça daha da sinirleniyor sinirlendikçe hırsını alamayıp daha acımasız ve sertçe vuruyordu. Ayaklarının altında etten kemikten bir beden yokta kumla doldurulmuş bir torba varmışçasına insafsızca tekmelemeye devam ediyordu. Vurma hırsından ziyade Akın'ı dayak atarak adam etme temennisiyle dolup taşan Bavo, oğlunun canının yanmasını kanlar içinde kalmasını umursamıyordu. İçeriye bir hışımla Neslişah girene kadar bu dayak ritüeli devam etti. Bavo'nun odasına kapıya çalmadan giren tek kişi Neslişah'tı. Neslişah'ın sadece babasının odasına değil hiçbir yere girerken kapıyı çalmasına gerek yoktu. Onun isminin geçtiği yerlerde kapılar kendiliğinden açılırdı. Hışımla içeriye dalan Neslişah önce yerde kanlar için yatan kardeşine baktı. Kafasını hızlıca kaldırıp göz bebekleri kocaman olurcasına gözlerini babasına dikti. Babası Akın'a vuruyor Akın ses çıkarmadan dayağını yiyordu uzun olan odanın başına deri topuklu botlarıyla, uzun deri paltosuyla Neslişah geçti. Babama mı bağırmalıyım, Akın'ı mı çekip almalıyım diye düşünüp sertçe elini çalışma masasına vurdu. Etraf bir anda sessizliğe büründü. Babasının tekmesi havada asılı kalırken, Akın'ın ağzından akan kanlar İran halısı olan yerlere süzüldü, Halim tüm odağını Neslişah'ın eline verdi.

-Bavo yeter artık. Kardeşimi öldürmek mi istiyorsun, diye sordu.

-İtin oğlu bana efeleniyor, sen kimsin köpoğlu? Ne cüretle Bavo'ya emir veririsin? Ulan dua et ablan geldi yoksa kemiklerini tek tek kırmasını iyi bilirdim ben, diyerek havada duran ayağını yere indirdi.

Neslişah babasını koltuğa oturttu. Çekmeceden kolonya çıkarıp babasının elini sıktı kolonyayı koklayan baba elini burnuna götürüp kokladıktan sonra boynuna masaj yaptı. Akın'a vurmaktan camı kırılan saatinin kopçasını açmadan bilediğinden tutup çekerek kopardı. Saatini elinde tutup sallayarak konuştu.

-İt herif bu saat ne kadar pahalı senin haberin var mı? 10 yıl çalışsan ödeyemezsin. Gerçi sen çalışmayı nereden bilesin ki anca zarar ziyansın bana. İşi öğren diye bu seferlik seni başa geçirdim da ne halt ettim. Batırdın tüm görevi. Sana bu dayak az bile kim benim yerimde olsa sıkardı kafana, oğlum olmana çok güvenme çekirge bir sıçrar iki sıçrar üçüncüde çekirgenin de kafasına sıkarlar. Son şansını maf edip kendine de beni de cümle âleme rezil ettin. Başımıza açtığın belanın da senin gibi belanın da Allah belasını versin. 


Evet birinci bölümün sonuna geldik. Olaylar düz bir kurguyla işlemeyip bazen paralel bazen de geçmiş zaman olarak devam edecek.  ilk bölümler biraz karışık gelebilir fakat ilerledikçe olaylar arasında güçlü bağlantılar ve karşılaşmalar olacaktır. iyi okumalar dilerim <3 <3 <3

23Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin