GERÇEĞİN GÖLGESİ

20 5 0
                                    


Akın ne yapacağını bilmiyordu. Çok öfkelenmiş o an ablası olmasa verdiği tüm sözleri yutup anında Aslan'ı öldürecekti. Ablası ise ne olursa olsun iki kardeşini de korumak için elinden geleni yapıyordu. Akın ona her şeyi anlatmıştı üstelik kendi gözüyle olan biteni izlemiş son anda müdahale etmişti. Sahte pişmaniyenin geldiği andan beri deponun arka tarafında Halim'le olayların daha ne kadar sarpa saracağını, Aslan'ın ne yapmaya çalıştığını öğrenmek istemişti. Ama Aslan'ın yapıkları hiçbir kılıfa uymuyor bilakis kardeşinin bu hasta hareketleri onu gitgide endişelendirmeye başlamıştı.

-Kardeşini öldüremezsin, diyerek yerde yatan Aslan'a sıkıca sarıldı. Neslişah kardeşini kardeşinden korumanın ne kadar zor olduğunu bilse de canını hiçe sayacak kadar savaşmaya hazırdı.

-Tamam, şu anlık öldürmeyeceğim, diyerek ablasını ikna etmeye çalıştı Akın.

-Ablacığım duydun abimi beni öldürmeyecek lütfen yerden kalk üstün başın toz oldu. Üstelik benim pis kanım o güzelim elbisene bulaştı, diyerek ablasının elinden tuttu ve tüm adamlarının depoyu terk etmelerini söyledi. Depodan adamlar çıkınca

Neslişah Akın'ın asla ona yalan söylemeyeceğini bildiği için yavaşça Aslan'ın üstünden kalkıp onu ellerinden tutarak kaldırdı. Akın o anda ayağıyla Aslan'ın yüzüne sert bir tekme fırlattı. Ağzından ve burnundan litrelerce kan akan Aslan kahkaha atarak

-Abi sen gerçekten mükemmel ötesi bir saldırgansın, bana attığın tekme çok epikti, diyerek alkış tuttu. Neslişah sinirle kardeşini geriye doğru iteledi.

-Sen ne yaptığını sanıyorsun, diyerek ona bağırdı.

-Şu anlık onun kafasına sıkmadığıma dua et abla. Ama bak şansını çok zorlama o herif yüzünden seni karşıma almak istemiyorum. Bana yaptıklarının bedelini misliyle ödeteceğim o haine. Sen de biliyorsun bizim ailemizde hainliğe yer yok. Hepimizi kandıran bizi kukla yapan, üstelik beni ve sevgilimi esir alan bu adamın buradan tek parça çıkmasına izin vereceğimi düşünmüyorsun değil mi, diye öfkeyle ablasına sordu.

-Ablama sesini yükseltme abi, senin derdin benimleyken ne demeye çağırdın onu o zaman. O kadar korkak ve işe yaramazsın ki kendi kendini kurtarmaya gücün bile yetmeyip karı gibi ablamın arkasına sığınıyorsun. Adam olsaydın da ablamı bu işe bulaştırmasaydın, diyerek sakin bir şekilde Akın'a yaklaşıp cebindeki mendille tiksinerek suratına ve eline bulaşan kanlarını silmeye çalıştı.

-Asıl sen ablamı nefretine ve kinine ortak ettin. Onu benden o kadar kıskanıyorsun ki beni daha fazla sevmesine tahammül edemiyorsun.

Neslişah ve Aslan aynı anda

-Yok öyle bir şey, diyerek bağırdılar. Üçkardeş kendi arlarında tartışırken ayakta dikilen Halim ve Atağan ise sessizce onları izliyorlardı. İkisi de bu aile meselesine nasıl dâhil olacaklarını bilmiyorlardı.

-İkiniz de bu konuda beceriksiz birer yalancısınız. Beş parmağın beşi de bir değilken ikimizi aynı miktarda sevdiğine kendini bile inandırmışsın abla. Bu piçin annesi kendini asmadan önce en çok beni sevdiğini Bavo'ya söylediğini duymuştum küçükken. Sen bu orospu çocuğuna acıdığından dolayı sevgini verdin. Bu ruh hastası herifse acınarak aldığı sevgiyi gerçek sandı. Adam resmen mağarada zincirlenen biri gibi duvarda gördüğü resimleri kendi küçük dünyasının gerçekliği olarak algıladı. Senin sevgine layık değil ki, ona olan sevgini sen de kendi gerçekliğin yaptın. İkiniz de aynı mağaraya zincirlenmiş iki esir insansınız.

-Akın kes sesini ve kardeşin hakkında doğru düzgün konuş, dedi.

Aslan ilk defa çok üzgün görünüyordu, duydukları karşısında eğlenecek bir şey bulmadığı yetmezmiş gibi, kahrolmasına sebep olacak kelimler vardı. İşler planladığı gibi gitmekten sapmış lehine olan eğlenceli oyunu aleyhine dönüşüp kabusu olmaya başlamıştı. 

23Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin