23

KİM BİLİR

-Sakın o pis dilini parmaklarıma değdirme, diye iki yanağını sertçe sıktı Atağan'ın. Sonra sıkıldığına karar verip merdivenlerden aşağıya indi. Atağan yorulmuş, acı çekiyordu. Ama Akın kadar korkmuyordu çünkü Akın'ın kaybedecek bir şeyi varken Atağan bu durumda sadece canından olacağını biliyordu. Akın'a bakıp göreceği son anının bile o olması içini ferahlatıyordu. Akın ise yerinde durmayarak sabitlenmiş sandalyede ileri geri gitmeye çalışıyordu. Ağzından çıkan hakaretler küfürler öfkesini yatıştırmaya yetmiyor onu iyice çileden çıkarıyordu.

-Evet sevgili abiciğim artık bu oyuna bir son verme zamanı geldi, diyerek ellerini sırtının arkasına kenetleyip ıslık parmakları üstünde yürümeye başladı. keyifli bir melodi dudaklarından dışarıya süzülüyordu.

-Abi karar veremiyorum sence hangisini yapmalıyım? Sevgilinin kafasına mı sıkayım? Yoksa serbest mi bırakayım, diye sordu. Akın cevap vermedi.

-Sen de sabahtan beri Atakan'ı bırakın diye geberiyordun ne oldu yaptığın hatanın farkına vardın değil mi? Bir erkek fahişe için rezillik çekmenin sen de mantıklı bir hareket olmadığını anladın.

-Senin derdinin ne olduğunu biliyorum ben, diyerek sırıttı Akın. Aslan sakince ıslığını çalmayı durdurup abisine baktı.

-Benim derdim biraz eğlenmekti ve siz iki erkek sevici sayesinde beklediğimden çok daha fazla keyif aldım.

-Ablam seni bu halde görse tepkin ne olurdu?

-Sana ablamı bu işe karıştırma dedim, diyerek çok yüksek bir oktavda bağırdı. Sonra öfkesini kontrol edemeyip abisini yumruklamaya başladı. Abisine vurukken bir yandan da elleriyle kendi kafasına vuruyordu.

-Abiciğim özür dilerim ama lütfen dediklerine dikkat et. Ablamın adını bu izbe depoda almamıza bile katlanamıyorum. Bu arada ablam ve Halim sevgililermiş biliyor musun? Bizim ailenin kendilerine buldukları eş seçimleri gerçekten gözlerimi yaşartıyor. Siz ikiniz de oldukça zevksizsiniz. Sen kendine bir erkek orospusu bulmuşken ablacığımda kendisine işe yaramaz sümsük herifin tekini layık görmüş. Ama onun mutluluğu benim için her şeyden önemli olduğu için sesimi çıkarmayacağıma kendi kendime söz verdim. Madem ablam o tuhaf ucube herifi yanına yakıştırmış üstelik mutlu olmuş bana da saygı duymak düşer. Böyle medeni konuştuğuma bakma ne yalan söyleyeyim Halim'i kaç kere geberteme kararı alıp ablam için defalarca vazgeçtim, diyerek sanki az önce öfke patlaması geçirmemiş gibi sohbet etmeye başladı.

-Sen şaşırmadın herhalde o Halim piçinin ablamıza abayı yaktığına, diyerek yerine oturdu. Akın konuşmak istemiyordu ama kardeşini daha fazla sinirlendirmeyi de göze alamazdı.

-Bana direkt söylemedi ama birbirlerine bakışlarından, davranışlarından aralarında bir şeyler olduğunu anlamıştım, dedi.

-Desene bu ailenin en salakları ben ve o rahmetli domuz herifmiş, ikimiz ayakta uyumuşuz, dedi. Uzun süren sessizlikten sonra

-Abi biliyor musun onları öpüşürken bastım, gördüğüm anda dudaklarım büzüldü ve midem bulandı. Halim aptalının benim dünyanın en güzel kadını olan ablamı dudağından yalayarak öpmesi tam anlamıyla iğrenç bir kareydi. Ama ablamı o gerzekle olmuş olsa da öpüşürken görmek hoş hissettirdi. Şimdi düşünüyorum da ya Halim ve ablam yerine siz ikinizi bassaydım o zaman halim ne olurdu, gördüğüm görüntü karşısında kafama sıkardım herhalde. Böyle bir iğrençliği kaldıramazdım büyük bir ihtimalle, diyerek işaret parmağını açtığı ağzına doğru götürüp bademciklerine doğru işaret etti. Birkaç dakika sonra yere kusmaya başladı. Eli pislenmesin diye kıpırdamadan peçete istedi. adamı onun ağzını ve kusmuk bulaşan ayakkabılarını sildi. Sinirlenmiş, istifra etmesi midesini bulandırmıştı. Ama Halim ve ablasına mı yoksa abisi ve Atağan'a mı midesi bulandığını anlayamamıştı.