23

KOLYE

-Efendim kusura bakmayın sizi bu saatte rahatsız ediyorum ama Yasin'e pişmaniyeleri lokumla değiştirmesini söyleyen İzzetehan'a emir verdirten adamı bulduk. Akın hızlıca yataktan kalkıp pantolonunu giyindi. 5 dakika içinde hazırlanıp koşar adımlarla evden ayrıldı. Depoya gittiğinde dizleri üzerine çökmüş, elleri kolları bağlı adamı gördü. Siyah yüzücü atleti giyen bu adam zayıf ve orta boyluydu. Boynuna taktığı gümüş kolyesi atletin altında duruyor kalp şeklinde olduğu anlaşılıyordu. Emirler 'in ıslattığı belli olan saçları ve atleti sular içerisindeydi. Esmer vücudu doğuştan sahip olduğu renk değil yanmaktan kararmıştı. Zayıf ve çelimsiz görünen bedeni olsa da dövüş yaptığı her halinden anlaşıyordu. Kemikli suratı adamı çok sert gösteriyordu.

-Neden oturtmadınız şu herifi?

-Efendim bize çok sorun çıkardı. Sandalyeye oturmam diye inat etti.

-Bu esirlere konfor da yaramıyor. Akın o sabah normalde olduğuna göre daha sakin ve dingindi. Emir'in sabahın 5'inde aramasına bile sinirlenmemişti.

-Yasin'e neden pişmaniye kutusu yerine yine lokum kutusu koydurttuğunuzu, benim işime çomak soktuğunuzu söyleyecek misin?

Adam Akın'a doğru kafasını kaldırıp ağzından akan kanı Akın'a taraf yere tükürüp gülümsedi

-Oradan bakınca sorularına cevap verecek kadar aptal birine mi benziyorum? Diye sordu. Emir'de içeride bulunan diğer adamlarda işte şimdi bu salak adamın işinin bittiğini düşündüler. Ama Akın gayet sükûnetli davranıyordu. Adama öfkelenmemiş, ona vurmaya yeltenmemişti.

-Aptal olmasan yakalanmazdın, diye gülerek karşılık verdi.

-O benim aptallığımdan değil, İzzethan'ın iş bilmemezliğinden. Adamlarınız nasıl bir hata yaptığını anlattı mı size?

-Anlatmadı, gördüğün gibi yeni geldim ben de.

-İsterseniz size anlatabilirim.

-Konuşmayı seviyorsun galiba.

-Yerine ve zamanına göre konuşmak insanın bazen canını bile kurtarır. Kimi zamanda yerine ve zamanına göre susmak aynı şekilde insanın ağır bedeller ödemesinin önüne geçer. Öncelikle İzzethan'la zarf üzerinden iletişim kurar para alışverişini de öyle sağlardık. İlk sadece belirli bir miktar altın için anlaşsak da açgözlü puşt yakamızı bırakmadı ve sürekli iletişim halinde kalmaya başladık. Meğerse bu bizim salak görünümlü cingöz İzzethan ona gönderdiğim mektupların hangi postanelerden yollandığını teker teker araştırmış. Ve hepsi de aynı semtte bulunduğunu fark etmiş. Bu 3 postanenin önünde adam dikip geleni geçeni izlettirmiş. Attığım zarfı üzerine en son kullandığım postaneyi tespit eden İzzethan ikinci zarfın da en son attığıma en yakın postane olduğunu zarflardan da anlaması zor olmamış. Ve ikince kere aynı görünümde içeri giren kişiyi bulmak için birinci postanın başında duran adamını da ikinci postanenin başında bekleyen adamıyla görevlendirmiş. Bende her şeyden habersiz postaneye gidip zarfı yolladıktan sonra işime devam ettim. Ama tabi ilk gün beni gören adam ikinci gün de tanımış ve aradıkları kişinin ben olduğumu anlamışlardı. Ondan sonrası zaten çorap söküğü gibi gerçekleşti. Adamların beni takip etmesi, tehdit, şantaj gibi tatsız meselelerde işin cabası oldu.

-İzzethan'la da o yüzden mi papaz oldunuz, diye ilgisiz şekilde sordu Akın.

-Ne papazı İzzethan zekidir ama korkaktır beni tehdit etmesi falan sadece kendi malını ve canını garantiye almaktandı. Adam nasıl garanticiyse adımı, sanımı, adresimi, yaşadığımın mahallenin muhtarından tut, ölen neneme kadar hepsini ajandasına tek tek not almış. Hal böyle olunca da senin adamlar benim tüm bilgileri İzzethan'ın ofisindeki kasada buldular.

-Bir dakika bir dakika İzzethan'ı sen öldürtmedin mi?

-Hayır, ben öldürmedim o eski kurdu.

-Kim öldürdü peki, diye sorarak bu sefer tüm dikkatini adama verdi.

-Altıma yapacağım önce şu halatları açtırıp işememe izin ver. Ben de sana kimin öldürdüğünü, kimin emrinde çalıştığımı söyleyeyim. Akın adamlarına el edip halatları açmalarını emretti. Ayağa kalkan adam birkaç adamın da yakınında durmasıyla deponun köşesinde arkasını dönüp kemerini açmaya koyuldu. O sırada yere yığılan adamın ağzından köpükler çıktı. Boynuna taktığı kalpli kolyenin bir tarafında zehir diğer tarafında ise eşi ve çocuğu olduğu anlaşılan küçük bir fotoğraf vardı.