TATLI SUNUMU

22 5 0
                                    


-Getir de o pişmaniyeyi biz yiyelim, diye kollarını gerdi Şakir. 

-Hani sen pişmaniye sevmezdin, sorusunu Atağan şüpheci bir bakış atarak sordu. 

-Sevmem dedim yemem demedim ki! Hem baksana haftalardır masada öyle duruyorlar almışsın o kadar yiyelim.

-Çay koyacaksan yeriz.

-Çayı ben koyacaksam sen ne halt yapacaksın. Kıyak yapıp aldın bir pişmaniye sunum yapıp koy da önümüze beraber tatlı tatlı yiyelim.

-O dediğin saçmalıkta ne! Yeni gelin gibi. Ben ne çay koyarım ne de pişmaniyeyi yerim.

-Dediğime de diyeceğime de pişman ettin beni. Yemiyorum ulen aldığın pişmaniyeyi.

-Yemiyorsan yeme. Çokta umurumda diyerek omuz silkti Atağan.

Atağan ile Şakir çocuklarından beri birbirlerini tanıyorlardı. Aynı mahallede doğmuş lisenin bir senesi hariç aynı okullara gitmişti. Aynı şehri yazmışlar aynı üniversiteyi kazanmışlardı. Birlikte ev arkadaşı olmuşlar hiç ayrılmamışlardı. İkisi de dışarıdan soğuk ve utangaç insanlar olarak göründüklerinden pek arkadaş edinemediklerinden hep birbirlerini kendilerine muhtaç görmüşlerdi liseye kadar. İkisini dışarıdan gören biri onları hiç benzememelerine rağmen kardeş sanırdı. Bu benzerlik fiziksel görünümden uzakta tamamen hal ve hareketlerin uyumlu birleşimindendi. Şakir'in dört kardeşi vardı ama ona göre Atağan en sevdiği kardeşiydi. Atağan'ı çok sever herkesten ayrı görürdü. Ama işin ilginç tarafı en çokta Atağan'la kavga ederdi. En çok ikisi birbirleriyle anlaşamazdı. Buluttan nem kaparlar, birbirlerine girerlerdi. Ortaokulda neredeyse her gün tekme tokat birbirlerini döven bu iki yakın dost, liseye geçince aralarındaki sevgiden doğan şiddet eylemini neredeyse sonlandırdı. Üniversiteye geçince de birbirlerini dövme olayı kendiliğinden son buldu. İkisi de eşek kadar adam olduklarını sorunlarını şiddetle değil konuşarak çözeceklerini öğrenmişlerdi, bu değişiklik sadece dayak atmalarını kapsamamış, daha dışa dönük insanlar olmalarını sağlamıştı. En son 5 sene önce lise zamanları eften püften bir şeyden dolayı kavga etmişlerdi. Bu kanlı kavga gizli bir sözleşme gibi son buldurmuştu aralarındaki dayak muhabbetini. Bazen yine tartışırlar ama hemen barışırlardı. Hiç gerçek bir kavgaları olmamıştı ne para, ne kadın ne de kıskançlık gibi kötü huylar onları esir etmemiş birbirlerine düşürmemişti. O yüzden pişmaniye için bile kavga ederler ama kavga ettiklerine pişman olurlardı. 

23Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin