EVLİLİK MESELESİ

28 5 0
                                    


-Ben artık yakalanma korkusuyla yaşamaktan bıktım.

-Sana söz veriyorum sevgilim şu Akın'ın işini halledeyim maden bulunsun Bavo'nun karşısına ikimiz birden çıkacağız.

Halim 9 yaşında ailesi onu Bavo'ya emanet ettiği günden beri onların evinde yaşıyordu. Köyden geldiği günden sonra başı önüne eğik, pısırık bir çocuktu. Bavo onu çok seviyor evladı olarak görüyordu. Hep yanında durmasını işleri öğrenmesini ön ayak oldu. Halim her zaman sessiz ve sakin bir tipti. İnsanlarla konuşmaya çekinir Bavo konuş demedikçe de ağzını açmazdı. Çok iyi bir gözlem yeteneğine sahip olan bu kimsesiz çocuk genç yaşlarında kim dost kim düşman olduğunu sadece bakışlarıyla öğreniyordu. 16 yaşına geldiğinde Bavo'nun bir düşmanı içlerine sızmış diplerinde yaşamıştı. Bavo'ya kumpas planları kuran bu hain tam Bavo'yu öldürecekken Halim'in daha çabuk davranmasıyla Bavo'ya kumpas kurmanın bedelini canıyla ödemişti. Halim her zaman hareketlerini düşünerek uygulayan, adımlarını sağlam basan biriydi. Bu yüzden Bavo'nun sağ kolu olmuş 3 evladının bilmediği bilgileri de ulaşamadığı yetkileri de hemen hepsini elinde tutmuştu. Ne parayla, ne tanınmakla, ne de kadınla işi olurdu. Onun yegâne arzusu Bavo'yu düşmanlardan korumak, işlerin her zaman yolunda olmasını sağlamaktı. Halim 12 yaşına girdiği ay Neslişah dünyaya geldi. Yıllar birbirini kovalarken önce Akın daha sonra evin en küçüğü Aslan da büyüdü. Neslişah Halim'e çocukluğundan beri abi demesine rağmen onu hiç abisi olarak görmüyordu. Halim'de kimsenin göremediği bir çekicilik, kimsenin anlayamayacağı bir asalet olduğunu düşünüyordu. Çocukken Halim'in dik duruşu, korkusuzluğu ama aynı zamandan ciddiyetine hayran olan bu küçük kız yaş aldıkça daha önce hiç bilmediği duygularla karşılaşmayı başladı. Halim'in eve yaralı dönmesi, bazen Bavo tarafından azarlanması, bazı günler başını işten hiç kaldırmaması Neslişah'ı endişelendiriyor Halim için üzülmesine, hep onu düşünmesine neden oluyordu. Abi kelimesi ağzından çıkarken artık diken çiğniyormuş gibi hissetmesi de Halim'in ağır yaralandığı bir günde yanında elini sıkıca tuttuğu zamana denk geliyordu. Neslişah Halim abi beni yalnız bırakma deyip ağlarken bu gözyaşlarının gerçekten abiye duyulan derin sevgiden mi yoksa sevgiliye duyulan derin aşktan mı kaynaklandığını ayırmasını sağladı. Hayır, bu sevgi abiye duyulacak türden değildi bu sevgi aşktı. Etiyle kemiğiyle, ruhuyla Halim'e âşık olmuştu. Kollarında kanlar içinden yatan bu sessiz adam can çekişirken bile ağzını açmıyordu. Güçlü olan bedeni başka birini yaşatmayacak kurşunla bile savaşıp muzaffer oldu. O günden sonra Neslişah'ın her şeye bakış açısı değişti. Âşık olduğu adamı kaybetme korkusu ona daha çok bağlanmasına neden olup içinde sönmeyecek bir ateş yaktı. Burnu düşse almayacak, herkese emirler veren, yargı dağıtan Neslişah kendi halinde babasının en sevdiği adama karşı konulmayacak bir sevgiyle dolup taşıyordu. Üstelik bu kendi dünyasında yaşayan dingin adam onların aile üyesi, çocukluğundan beri abisi olarak gördüğü insandı. Her şey aleyhine olsa da Neslişah'ın tutkusu onu ayakta tutan biricik gücüydü. Âşık olduğunu kabullendiği zamanlarda sürekli ona yakınlaşmak istiyor, hep onun yanında olma hayalleri kuruyordu. Yanında başka biri olunca soğuk havasından etraf buz keserken Halim geldiğinde sanki yüzünde çiçekler açıyordu. Her şeye sahip olan bu kadın sadece sevdiği adamın esiri olmuştu. Halim Neslişah'ın sevgisinden bihaber kendi yağında kavruluyor her zamanki meşguliyetleriyle ilgileniyordu. Belki de birbirlerine kavuşmalarının en büyük yardımcısı Bavo olmuştur. Halim vurulup ölümlerden döndükten bir sene sonra Bavo evlenmesi gerektiği kararını alıp, onu ahlaklı, temiz, aileye yakışır bir kadınla evlendirmek için aile dostlarından birisiyle karşılıklı anlaştı. Halim'e de kıza da evlenmek isteyip istemedikleri sorulmadı. Kızın babası ve Bavo kendi aralarında karar kılmış, isteme ve nişan gününü aynı güne ayarlamışlardı. Halim'e nişanı olacağını da Bavo bizzat büyük bir neşeyle söylemişti. Halim için fark eden bir şey yoktu. Aşk, evlilik gibi konularda düşünmezdi. Kadınlara karşı saygıdan başı hep eğik olduğundan bu işlere de yabancıydı. Onun görevi Bavo'nun emirlerini yerine getirmekti Bavo nişanın var deyince de bunu lafı emir olarak algılayıp görev bilmişti. Tanımadığı bir kadınla evlenme düşüncesi onu rahatsız etmiyordu sonuçta Bavo uygun gördüyse evlenirdi. Hem kadına da, evliliğe de zamanla alışırım diye düşündü. Daha önce sevmeyi bilmeyen bu adam zorla sevileceğine inanıyordu. Halim'in evleneceğini Halim'den sonra öğrenen ikinci insan ise Neslişah oldu. Neslişah'ın Halim'im evlendirileceğini öğrendiği anla aklını yitirdiğini düşündüğü an aynı zamana tekabül ediyordu. Halim'i daha önce bir kadınla görmemiş, bir ilişki yaşadığı duymamıştı. Şimdi ise sevdiği adamın evlendirileceğini duymuş bunun gerçeklediğini idrak etmeye kendini zorlamıştı. İlk defa babasına karşı gelip elini masaya sertçe vurup evlendirmeyeceksin Halim abiyi diye bağırdı. Bavo şaşkınlıkla kızının bu tepkisine anlam vermeye çalıştı. Neslişah masaya vurmaya devam etti. Halim abi şu an da kimseyle evlenemez. Tüm işlerle o ilgilenirken sen nasıl olurda ona evlilik sorumluluğunu yük olarak bindirirsin. Evlenirse işlerle doğru düzgün ilgilenemez ya çocuğu olur da artık çalışmak istemediğini söylerse. Ben aile işimizi riske atamam evlendirmeyeceksin Halim abiyi diye bağırdı. Bavo dehşete kapılmış şekilde delirmiş gibi davranana kızını sakinleştirmeye çalıştı. Ama kızı asla geri adım atmıyor, burnun dikine gidiyor Halim'in evlenmesini onaylamıyordu. Bavo Neslişah'ı asla ikna edemeyeceğini anlayınca Halim'in evlilik konusunu rafa kaldırıp, herkese önemli bir anlaşmayla uğraştıkları için vazgeçtiklerini söyledi. Halim'e ise sadece senin nişan işi iptal oldu diyerek konuyu kapattı. Halim soru sormayı sevmezdi, merakı da neredeyse hiç yoktu. Evlendirilmemesinin Bavo'nun kararı olduğu için en doğrusu olduğunu düşünüp hiç böyle bir olay yaşanmamış gibi hayatını sürdürmeye devam etti. 

23Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin