Hakkai oturduğu balkonda can sıkıntısından ablasının kendisine öğrettiği şekilde örgü örüyordu. Takemichi kendisinden bir peluş oyuncak isteyince vakit kaybetmeden başlamaya karar vermişti. Kullanmadıkları eski yastık içinin pamukları peluşu doldurmak için bekliyordu.
Mitsuya hakkında konuştukları gecenin üzerinden 2 gün geçmişti bile. Hakkai istenmeyeceğini düşündüğü için vazgeçmeye çalışıyordu. Fakat beklenmedik bir şekilde Mitsuya kendisine karşı sürekli bir yakınlık kurma çabası içerisindeydi.
İlk başta kız kardeşinin rahat durmayarak bir şeyler yapmış olduğunu düşünse bile sonradan Takemichi'nin de yapmış olabileceği düşüncesi mantıklı gelmeye başlamıştı. Bir şeyler oluyordu ve bu Hakkai'nin kararlarını değiştirmek üzereydi. Mitsuya giderek daha çok vazgeçilmez oluyordu onun için.
"Kai biz çıkıyoruz. Gelmek istemediğine emin misin?" Dün geceden bir alışveriş planı yapılmıştı ve Hakkai gelmek istemediğini zaten o zaman söylemişti. Fakat kararını değiştirmiş olabileceğini düşündükleri için tekrardan sormaya karar verdiler.
"Evet. Takemichi'nin peluşunu bitireceğim." Hakkai eline dolanan sarı ipler ve biraz şekil almaya başlamış örgüyü göstererek kendisini yeniden işine verdi.
"Tamam. Canın sıkılırsa ara ve gel hemen." Chifuyu bakışlarını yan balkonun camlarında gezdirerek Draken'i görmeyi umut etti. Seishu'nun 'yarın evde' sözü heyecanlanmasına neden olmuştu. Çünkü ona ne yazdığını ve aralarında ne konuştuklarını bilmiyordu.
"Gidiyorsunuz sanıyordum?" Hakkai tek kaşını kaldırarak yan daireyi dikizleyen arkadaşının üzerinde gezdirdi gözlerini. Bir şeylerden şüpheleniyordu fakat emin olamıyordu.
"Evet. Sonra görüşürüz." Chifuyu adeta kaçarak giderken Hakkai düşündüğü gibi bir şey olmaması için dua etmeye başladı. Ve önceki hatasına düşerek bilmeden duvar örmek istemiyordu.
Mikey'nin zoruyla balkona çıkarılan Mitsuya, sarı ipler arasına karışmış Hakkai'yi görünce arkadaşının niyetini anlamıştı. Takemichi küçük bir yardımın sorun olmayacağını düşünerek Mikey'e anlatmıştı her şeyi. O da yardımcı olmayı kabul ederek Mitsuya'ya kısaca özet geçerek Hakkai'ye doğru itmeye çalışıyordu.
Fakat bunu yapmalarına gerek yoktu. Çünkü Mitsuya kendiliğinden bazı sevimli hislere kapılmaya başlamıştı. Çok hızlı ve ani olmasının Hakkai'yi yanlış düşüncelere iteceğini düşünerek geri durmaya çalışıyordu.
"Günaydın."
"Günaydın." Göz göze dahi gelmek Hakkai'nin kalbini sıkıştırıyordu. Yaşadığı heyecan o kadar büyüktü ki nasıl saklaması gerektiğini bilmiyordu.
"Ne yapıyorsun öyle?"
"Takemichi için peluş örüyorum." Hakkai sıcak bir tebessüm sunarak utandığı için bakışlarını kaçırdı. Mitsuya ilgisini çeken konuyla birlikte soluğu balkon korkuluklarının yanında aldı.
"Nereden öğrendin?"
"Ablamdan. Benim bütün oyuncaklarımı o yapardı."
"Sen ne örüyorsun peki?"
"Civciv yapmaya çalışıyorum." Hakkai heyecandan birbirine dolanan elleri yüzünden ne yapacağını şaşırmış bir durumdaydı. Atladığı bir kaç dikiş yüzünden örgüsünde dengesizlik oluştu.
"Senin için düzeltmemi ister misin?"
"Anlar mısın?"
"Dikiş kulübü başkanıyım."
"Gerçekten mi?" Hakkai şaşkın bir ifadeyle kendisini gülümseyerek izleyen bedende gezdirdi gözlerini.
"Evet." Mikey sırıtarak arkadaşını izlerken koşarak odasına geri döndü. Planın ilerlediği haberini sevgilisine söylemesi lazımdı. Mitsuya bittikten sonra ikinci olarak Draken'e bir el atmayı düşünüyordu.
● ● ●
"Chifuyu." Hanma elleri cebinde sokağın ortasında durarak apartmana girmek üzere olan bedene seslendi. Kendisinden oldukça uzun bir zamandır haber alamadıkları için kızgın olan sarışın kaşlarını çatarak arkadaşına döndü.
"Hala yaşıyorsun." Chifuyu kollarını bağdaş kurarak tepeden tırnağa çökmüş olan bedeni süzdü. Fazlasıyla hasta görünüyordu ve içten içe Chifuyu'yu endişelendirmeyi başarmıştı.
"Maalesef." Hanma omuzlarını düşürerek buruk bir tebessüm sundu.
"Kisaki'yi niye aramadın?"
"Daha çok bağlansın istemedim. Kalbi kırılır diye korktum."
"Onu görmezden gelerek zaten yapmamışsın gibi." Chifuyu gözlerini devirerek bakışlarını kaçırırken Draken'in geldiğini görerek kendisini sakinleştirmeye çalıştı.
"O mu?" Hanma acı bir tebessüm ile sarışının heyecanına karşılık dışarıya çıkan Draken'e dikti gözlerini.
"Kisaki'yi görmeye git lütfen. Yeteri kadar endişelendi." Hanma kovulmaya çalıştığını anlayınca fazla üzerine gitmek istemedi.
"Giderim." Her ne kadar olumlu cevap veriyor olsa da Chifuyu gitmeyeceğini biliyordu.
"İyi akşamlar Ken. Sonra görüşürüz Chifuyu." Hanma ikiliye el sallayarak uzaklaşırken Draken'in bakışları yanında dikilen bedene kaydı.
"O iyi mi?"
"Bilmiyorum."
"Peki sen?"
"İyiyim." Chifuyu gülümseyerek kendisini izleyen bedenin gözlerinde gezdirdi gözlerini. Draken içten içe heyecanlandığını hissederek bakışlarını kaçırmaya çalıştı.
"Sonra görüşürüz o zaman." Chifuyu kaçmaya çalıştığını hissederek sıkıca koluna yapıştı. Bu kadar çabuk gitsin istemiyordu.
"Gitme."
![](https://img.wattpad.com/cover/358076517-288-k881712.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
近所の人 | TokRev
Hayran KurguBelirlediğim çiftlerden sonra lütfen başka bir karakteri yazarak şuydu buydu demeyin. Adı üstünde BL kitabı ve yorum yaparken lütfen buna dikkat edelim şimdiden teşekkürler ^^