13.BÖLÜM

58 38 19
                                    

(Medya: Ayaz ve Afet )


~RUHU KAYBOLAN KADIN~

.・゜゜・

Ben gökyüzü gibiydim;

Gökyüzü; ayı ,güneşi ,milyonlarca yıldızı ve onca bulutu taşırken ben de dünyanın bütün yükünü omuzlarımda taşıyırdum tek farkımız gökyüzü iki renkliyken ben tek renkliydim ;karanlıktım.

Saf karanlık...

Ama onun gözlerinin içine baktığımda karanlığım aydınlığa kavuşuyordu resmen. Ona baktığımda sanki gözleriyle beni eritip bitiriyordu. Ama o... Sadece bana nefret ve kinle bakıyordu. Benden ölesiye nefret edip beni öldürmek istiyordu ve ben bunu onun o güzel gözlerinden çok iyi görebiliyordum. Hele onunla konuştuğumda her an beni öldürecekmiş gibi bakması. O an ki intikam hırsı...

Evet her şeyi biliyordum ve onu da tanıyordum.

Yani kim o gözleri unutabilirdi ki?

O günden sonra sadece onu araştırmıştım. Ona odaklanmış ve bulmuştum. Sonra zaten o şerefsiz babasından da almıştım.

Ben her şeyi en ince ayrıntısına kadar biliyordum. Babasından yediği dayakları, her gün kendine zarar verişini. O an ağlayamayıp gece sürekli kabuslar görüp ağladığını. Dayanamayıp tırnaklarını derisine geçirişini...

Açelya 'ya baktığımda hep ağlayacak gibi duruyordu ama o inatla dik durmaya çalışıp bir şeyler belli etmemeye çalışıyordu. Onu her zaman koruyup kollamak istiyordum. O güzel gözlerinden bir damla yaş düşsün istemiyordum ama o inat ederek benden uzaklaşıyordu ve bunu bakışlarıyla yeterince de açıklıyordu. Çünkü beni abisinin katili sanıyordu yani onun gözünde bir katildim. Evet katildim ama onun abisinin katili değil. Ama o beni abisinin katili olarak bilecekti.

Katil, abisinin katili...

Oturmuş masadaki sigara izmaritlerine bakıp düşünüyordum. Hiçbir şey yoluna gitmiyordu. Hem de hiçbir şey. Daha dün gece biri bizim olan depoyu yakmıştı ve şimdi de Melih, o yakan şerefsizi bulmakla meşgüldü. O bulduktan sonra da gerisini ben halledecektim. Şimdilik kim olduğunu bilmiyordum ama yakında kimin yaptığı ortaya çıkardı.

Telefonumun çaldığında kim olduğuna dahi bakmadan aramayı yanıtladım.

" Dinliyorum! "

"Abi kamera kayıtlarına baktık ama hiçbir şey bulamadık malesef. Yakan kişi her kimse dün olan kaydı silmiş. "

Arayan Melih'ti ve yapan kişiyi lanet olsun ki bulamamıştı.

" Sonuç? "dedim sinirle. Her türlü bahaneden nefret ederdim.

" Abi yok yani bulamadık ama söz veriyorum yarına o iti bulup sana teslim edicem merak etme"

"Yarın geldiğimde o işi halledilmis bir şekilde görücem Melih. Yoksa neler yapacagımı en iyi sen biliyorsun kardeşim ona göre. " Dedim şuan sinirden her an delirebilirdim.

Bende bahanelere yer yoktu. Hep sonuçlar önemliydi.

Melih benim kardeşim, arkadaşımdı güveneceğim tek dostumdu.

Ve beni de çok iyi tanıyordu.

Tam bit şey daha söyleyeceken ne zamandır burda olduğunu bilmediğim bir çift kahveliklerle karşılaştım.

Bu kız neden bu kadar derin bakıyordu.

Onun ruhunu ondan çalmışlardı geriye bedenini ona bırakmışlardı. O ise bedenini boşvermiş ve ruhunu arayan bir kız çocuğu olarak kalmıştı. Pes etmiyordu ve yenilgiyi de kabul etmiyordu. Korkuyordu, üzülüyordu ama kendisi için değildi bu korkusu ve üzüntüsü sadece abisi içindi . İntikamını alamama korkusu ve abisine olan üzüntüsü. İnat ediyordu intikamını alma konusunda. O bir kız çocuğuydu.

RUHUM ACIYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin