Yeni bölüüüüüüüüm!
Ani bir aşk ama güzel bir bölüm oldu bence, olaylar artık başlıyor bakalım.
(Ozan Özoğuz)
İyi okumalar canlar...
☀️
Güneş'ten
İlerideki çardağa geldiğimizde elimi bırakıp çocuk gibi heyecanla konuşmuştu.
" Ben içerden minderleri alıp geliyorum, bekle burada."
Bir şey dememe fırsat vermeden gittiğinde kendi kendime kıkırdamıştım. Kısa bir süre sonra minderlerle gelip onları tahta masanın üzerine fırlattı ve hızla içeri döndü, ben gülerek minderleri yerleştirirken ise ayak seslerini duyarak ona döndüm.
Elindeki ledlerle bana bakan adam şimdiye hiç olmadığı kadar harika görünüyordu, kalbim attığında ise duygularımın bir anda oluşması beni korkutmuştu. Sanırım ona ilk ne zaman aşık olduğum sorulursa bu anı anlatacaktım. Sanırım ilk kez aşık olmuştum..
Aşk gerçek hayatta diğer insanların yaşadığı gibi olmayabiliyormuş, ilk görüşte de olmayabiliyormuş. Aşk bazen, daha önce gördüğünüz birisinin çocuk olan yanını ilk gördüğünüzde de olabiliyormuş..
Ben donup kaldığımda onun bana seslenmesiyle utanarak kendime gelmiştim.
" Güneş? İyi misin?"
Başımla onayladığımda hevesle tuttuğu ışıkları rastgele bir yere bırakıp omuzlarımdan tutmuştu.
" Emin misin? Bak iyi hissetmiyorsan hastaneye falan gşdebiliriz, ya da-"
" Asrın! Gayet iyiyim ben, hadi ışıkları yakalım."
Gülerek söylediğim şeyden sonra o da eski hevesine dönmüştü, ışıkları etrafa doladığımızda bir eline üçlü prizi diğer eline de fişi almıştı.
" Takıyorum, hazır mısın?"
" Hazırım ama dikkat et bak, tamam mı?"
Gülerek fişi taktığında ışıklar her yeri aydınlatmıştı, çok güzel görünüyordu.. elindeki şeyleri bırakıp yanıma gelen Asrın elini belime yaslayıp ilerlememi sağladı, biraz daha yürüdüğümüzde uçurum kenarından manzara görünüyordu.
Ben biraz daha yaklaşacakken kolumdan sertçe tuttuğunda ona bakmıştım.
" Çok yaklaşma güzelim, tehlikeli."
Gülerek onayladığımda çardağa dönüp bir süre sohbet etmiştik, o bana ailesinden bahsetmişti. Annesinin beni ne kadar sevdiğini anlattı ki bunu ben de biliyordum, babasını da pek görmese bile araları iyiymiş. Tek çocuk olduğu için de dert yokmuş zaten, e zenginler malum.
Ben de ona okulumdan ve bu gün olanlardan bahsetmiştim, hava kararıyordu ve okula da gitmemiştim ama anneme mesaj atarak merak etmemesini söylemiştim.
" Güneş? Bu şarkı neden senin için bu kadar özel?"
Bir süre gökyüzüne bakıp düşündükten sonra konuştum.
" İstersen dinletebilirim, o zaman anlarsın."
Afallarken onayladığında telefonumu çıkarıp videoyu açtım, gitar çalarken şarkıyı söylüyordum.
Karanlıktan gelicekler
Önünde dikilecekler
Sarı sarı, dişleri olucak
Sivri pencereleri olucak
Yakalayacak sanıcaksın
Ama hep sen kazanıcaksın
Ben sana, koşmayı öğreticem
Içinden gülmeyi öğreticem
Yalanlar söylicekler
Sözlerinden dönecekler
Buzdan kalpleri olucak
Acı sözleri olucak
Yaralicak sanacaksın
Ama hep sen kazanacaksın
Üstlerine, gitmeyi öğreticem
Düşünce, kalkmayı öğreticem
Bazen de, susmayıp, bağırmayı
Utanmadan hüngür hüngür, ağlamayı
Sevgililer gelecekler
Kalbini delicekler
Ahu bakışları olucak
Tatlı dilleri olucak
Hep sevecek sanıcaksın
Ama bazen yanılıcaksın
O an orda, durmayı göstericem
Bu da geçer yahu'yu öğreticem
Bazen de, tam ortadan, kırılmayı
Yere düşen, camlar gibi, dağılmayı
Bazen yalnız bırakıcaklar
Ne yapacaksın bakıcaklar
Hep planları olucak
Hep bir başları olucak
Kırılacak sanıcaksın
Ama hep sen başarıcaksın
İçinden yanmayı göstericem
Kendini sevmeyi öğreticemŞarkı bittiğinde benim gözümden bir damla yaş akarken o da beni göğsüne çekmişti.
" Hayatımda dinlediğim en güzel ses ve en güzel sözler.."
Söylediklerini ses tonunda öyle bir hissettiriyordu ki aksine kimseyi inandıramazdınız. Ben bir süre ağladıktan sonra nedenini açıkladım.
" Abimi tanıyorsun dimi?"
" Evet."
" Benim başka bir abim daha varmış işte, yıllar önce bu sözleri benim için o yazmıştım. Ben bebekken ise bir gün öylece yok olmuş, işim var diyip çıkmış ama ne ölü ne de diri bulunamamış."
Oldukça şaşırmışa benziyordu, tam ağzını açmıştı ki telefonum çalınca susmak zorunda kaldı.
" Efendim anne?"
" Gel oğlum artık eve, hem misafirler geldi."
" Misafir kim?"
Kaşlarım çatılırken sorduğum soruyla annem sinirli bir nefes verdi.
" Necla teyzen oğlum NECLA TEYZEN."
Suratıma kapattığında Asrın a döndüm.
" Necla teyze bizdeymiş, annem çağırıyor."
Kaşları çatılırken ayaklanıp ışıkları toplamaya başladı.
" Annem mi?"
Başımla onayladığımda sessizce etrafı toparlayıp arabaya binmiştik. Arabayı çelıştırmadan önce bana döndüğünde ben de başımı ona çevirmiştim.
" Benimle geldiğin için çok teşekkür ederim Güneş, güzel bir gündü.."
Elini yanağıma yasladığında istemsizce gözlerim kapanmıştı, huzurumu bölerek gözlerimi açtım ve konuştum.
" Asıl ben teşekkür ederim, benim için de çok güzel bir gündü.."
Arabayı çalıştırdığında ise telefonuma gelen mesajla gözlerim açılmıştı.
Ozan:
Sizin mahalledeyim, konum atıyorum oraya gel. Yoksa ben gelirim.Bu çocuk gerçekten delirmiş olmalıydı! Ve Asrın onu kesin öldürürdü. Normalde bile mahalleliye yan bakanları sevmezken benim bu durumun içinde olmam onu daha da çıldırtabilirdi.
" Kim yazdı da bembeyaz oldun Güneş? Kötü bir şey mi var?"
Sorduğu soruyla yutkundum. Ozan kesinlikle ölmüştü...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş'li (BxBxB)
Teen Fiction☀️ Mahalle ve bxbxb kurgusudur. Güneş ve diğerlerinin aşkını okumaya hazır mısınız? Homofobikler naş naş canım!