siz hiç bir sabah uyandığınız da herşey elinizden alınmış gibi hissettiniz mi? her şeyinizi....
çok acıtıyor biliyor musunuz?
çok....
Bir gün bakarsınız kuşlar ötüyor, salıncakta sallanıyorsunuz, anneniz de arkanızda, sonra birisi sizi o salıncaktan aşağı atıp kendisi biniyor.Dünyama hoşgeldiniz~
Terra somnia da yine gürültülü bir sabahtı, taht odasından gelen bağırma seslerini, bütün çalışanlar tarafindan duyabiliyordu.
Yer yerinden oynuyordu, sesler duvarlara çarpip sahiplerine geri dönüyordu;"Anne!- yani Kraliçem! Kabul etmiyorum"
"Ediceksin"
"Ama etmiyorum anne!!"
"SAYGINI TAKIN NİNA"
Nina yeşil saçlı yeşil gözlü dünya güzeli bir kızdı. Yaşıtlarına göre çok zeki ve uzundu. Yaşından fazla öğretmen ile ders de yapmıştı,
5 yaşından beri tahtın varisi olarak ders görüyordu.
Annesi ne derse yapar bir dediğini iki etmezdi. Çünkü annesi
"Terra somnia" nın kraliçesi Annaydı.Anna kraliçelerin en güçlüsü en otoriteriydi. Dediğini yapar yada yaptırır dı. Her sorusu veya sözü Emir di. Kendi çocuklarına hep ciddi bir ifade ile bakar., ama hepsini canı gönülden severdi. Nadiren ağlar veya gülerdi.
Şimdi ise kollarını göğsünde birleştirmiş ciddi bir ifade ile kızı Nina ya bakıyordu. Nina da sinirden neredeyse ağlicak gibi annesinin gözlerine bakiyordu. Kavga nedenleri ise Anna nın tahtın varisi ile ilgili fikrini değiştirmesiydi
"Anne, Hanna olmaz! Anne ne olursun anne!!"
Yalvarıyordu Nina ama karşısında otoritenin vücut bulmuş hali vardı yer miydi küçük bir çocuğun ağlamasını:
"Anne yalvarırım sana yapma, bana söz vermiştin!"
"O zaman Hanna bizimle değildi ve sende çok küçüktün."
Nina sinirleniyordu, hayatında hiç yapmadığı şeyleri yapmak üzereydi, gözünde korku yoktu onun yerine sinir vardı. Kafasını kaldırdı ve bağırmaya başladı;
"O APTAL KİTABİN HER DEDİĞİNİ YAPMAK ZORUNDA DEĞİLSİN ANNE!!"
Anna, Ninadan böyle iğrenç bir söz beklemiyormus gibi gözleri kocaman açıldı ve simsiyah gözleri sinir ile dahada karardı. Ve elinin tersiyle Ninanın kısa yeşil saçlarının altında kalan yumuşak ve pürüzsüz yanağına sert bir tokat attı...
"O kitap bizim ülkemizin kaderi Nina bu nasıl bir terbiyesizlik!!!?"
Nina Şok içinde annesin vurduğu kızarmış yeri tutuyordu ve
annesine hayal kırıklığı ile baktı.
İçindeki bütün cesaret bir anda kaybolmuştu. Cevap vermek bile korkutucu geliyordu artık, ama
Sesizce cevap verdi."Anlamadım... Kraliçem..."
Ninanın göz yaşları gözlerinden yanaklarına ordan yavaşca çenesine süzüldü.
Hızlı adımlar ile taht odasını terk etti.Koridorda koşarken çalışanların hiçbirine ağladığını göstermek istemiyormus gibi yüzünü saklıyordu.
Göz yaşlarını silerek hızla koşmaya devam etti...Odasına geldiğinde kapıyı hızlıca kapatıp kitledi, hiç kimsenin onu rahatsız etmesine tahammül edemezdi şuan. Odasındaki eşyalarına tek tek baktı yatağının kenarında, duran kılıcı dikkatini çekti parlaktı çok parlak, üstünde yeşil bir yakut vardı, onu koymak için özene bözene bir raf bile yaptırmıştı, hatta süslemişti orayı, sonra masadaki ekonomi, yönetim gibi diğer kitaplarına baktı.
Kendi kendine konuştu;"Neden?...."
Sonra tekrar etti;
"Neden?..."
Ninanın, gözlerinde buruk kırılmış bir ifade vardı. İhanete uğramış gibi bakıyordu...
Bir anda elleri sinirle titremeye başladı, ellerinin tirremesini durdurmak için yumruk yaptı, kendini tutamadı ve var gücü ile bağırdı;"NEDEEN?!!"
Kılıcını eline aldı ve özenle yaptırdığı rafı parçaladı, raftaki süsler tek tek yere düştü, kılıcı deli gibi sağa sola savuruyordu, sonrasında onu yere attı, içindeki yakut çatladı, ardindan masadaki kitaplarını yırtma, duvara firlatmaya başladı. Sayfaları yırtıyor havaya atıyordu, var gücü ile bağırmaya devam etti;
"Hanna nın neyi özel anne?"
"Bende çok çalistim! ÇOK!!"
Bir anda eline sandalyeye doğru atti ve eline aldığı gibi yere vurup parçalamaya çalıştı, ama başarisizlik ile sandalyeyi yerine bıraktı, sinirin de verdiği yorgunlukle kendini yere attıp uzandı;
"Ben boşuna mı çalistim o kadar"
Sonra kendi kendine cevap verdi
"Hayır, hayır annen şaka yapmış olmalı~"
"Kesin şaka~"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düş Kafesi 🎀
Fantasysiz hiç bir sabah uyandığınız da herşey elinizden alınmış gibi hissettiniz mi? her şeyinizi.... çok acıtıyor biliyor musunuz? çok.... Bir gün bakarsınız kuşlar ötüyor, salıncakta sallanıyorsunuz anneniz arkanızda salıncağınızı sallıyor, sonra bir...