14. bölüm

4 4 0
                                    

Hanna'nin anlatımı:

"Sen... neden geri çekildin?"

Mirna'nın sesi kısık ama titrek çıkıyordu. Cevap veremedim. Çünkü ben de bilmiyordum.

Ama belki de biliyordum.

Ben Mira'nın yerinde acı cekiyor olsaydim, geri çekilmezdi. O, merhamet nedir bilmezdi. Bir adım bile tereddüt etmeden beni dövmeye devam ederdi.

Ama ben onun gibi değilim.

Yüreğimde hâlâ sıcak bir şeyler var mıydı, yoksa bu sadece korkaklık mıydı? Ellerime baktım. Titremiyorlardı ama içimde bir şeyler sarsılıyordu.

Mirna'nın gözleri üzerimdeydi, cevabımı bekliyordu. Ona

"Bilmiyorum"

demek istemiyordum.

Ama onum yerine

"Ben insanlığı geldiğim yerde öğrendim derdim seni öldürmek değil sadece nasıl hissettirdiğini göstermek!"

Mirna'nın kaşları çatıldı. Sözlerimi anlamaya çalışıyordu. Onun için bu, bir tehdit mi yoksa bir lütuf mu? Kendisi bile bilmiyordu.

Ellerimi sıktım.

"Kız kardeşim gibi olsaydım, şimdi çoktan canını almıştım."

Etrafimda Sesizlik oluştu, Nina'nin ne kadar manyak bir ruhu olduğunu herkes biliyordu ve biz ikizdik...
Bunu söylerken bile içimde bir öfke kabarıyordu. Onun gibi olmak istemediğimi biliyordum ama yine de zihnimin bir köşesinde...
Keşke biraz daha acımasız olsaydım diye düşünmeden edemiyordum.

Mirna derin bir nefes aldı, ama konuşmadı. Beni anlamasını beklemiyordum.
Kız kardeşim gibi oda benden nefret ediyordu ama artık benden korkuyordu burdaki herkes gibi.

Mira dan uzaklaştım ve kafami kaldirdim, kenarda komutanı gördüm gözlerinde korkmaktan çok hayranlık vardı bana olan ilgisini hiç çözemiyorumdum. Bi gün beyaz atlı prenses oluyir bigün kırmızı gözlü cellat...
Sonra gelip "seni seviyorum" diyordu

Dikkatimi toplayıp etrafima baktım

"Bundan sonra sirf hapse atılan bir soyluyum diye beni hor göremezsiniz hatirlamaniz gereken benim kraliyet ailesinden olduğum ve HANNA ARYA LARSON OLDUĞUM!!!"

Elim de kırmızı yildirimlarim belli oluyordu.

"BENİM KİM OLDUĞUMU AKLİNİZA KAZİYİN ÇÜNKÜ ELİNİZDEN GELEN İKİ YUMRUK İLE BENİ YENEMEZSİNİZ, DEVİREMEZSİNİZ!!!'

Sözlerim havada yankılanırken etrafıma baktım. Muhafızlar korkuyla geri çekilmişti ama o... Komutan. Bana aynı şekilde bakıyordu. Gözlerinde korkudan çok hayranlık vardı. Ve o his... O his beni her seferinde huzursuz ediyordu.

Adımlarını yavaşça bana doğru attı. "Hanna."

"Ya bu kadar benim tarafında olduğunu belki etme len"

Dedim

Ama o hala bana ayni gözlerle bakiyordu cesaretle sordum

"Bu bakışların anlamını hâlâ çözemedim,"

dedim sertçe.

"Beni anlaman gerekirken neden böyle bakıyorsun?"

Komutan derin bir nefes aldı.

"Sana bunu defalarca söyledim."

Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Ne söylemişti aslında cevabi ondan daha iyi biliyordum ama duymaya cesaretim yoktu istemiyordum tepkim onu uzebilirdi...

Düş Kafesi 🎀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin