☆3☆

57 5 1
                                    

Etrafımda gürültülü bir sessizlik, bedenim alev alev yanıyor sanki.
Çok yorgunum gözlerimde koca bir ağırlık açamıyorım. Dudaklarım kupkuru ,dilim kavuşuyor dudaklarıma kavuştuğu yer sızlıyor çatlamışlar ve kum tadı geliyor,
yumuşak sıcak ve acı bir kum.

Yavaşça açabildim gözlerimi yoğun ışık kamaştırdı  hemen,kısık kaldı bakışlarım.
Yüz üstü yattığım yerden sırt üstü döndüm, yüzüm ateş aldı.
Hemen elimi siper ettim güneş vuran yüzüme.
Güneş!
Elimdekini gördüm o an

"Bu o yüzük değil mi? Evet bu o yüzük."
Doğruldum oturdum hemen,

"Tanrım nerdeyim ben?""Ne oldu bana?"az önce evdeydim! kafamı toparlayamıyorum.
Bir düştemiyim de düştüm buraya?
Yavaş yavaş bazı görüntüler geliyor aklıma,
Kutu mesela  sonra bu elimde ki yüzük .Fakat yüzükten sonrası yok,
bu yüzüğü bana kim taktı, Çıkarmaya çalışıyorum çıkmıyor.

Üzerime bakıyorum beyaz bir elbise, benim değil bu.Hem benim nar çiçeği renginde bir şalım da yoktu.

"Eğer hala uykudaysam uyanıyım ne olur".
Kendimi zorladım ayağa kalktım,hiç kolay olmadı uyuşmuş gibiyim.Ayaklarım da çıplak.
Etrafıma bakınmaya başladım,kocaman ucu bucağı görünmeyen bir çöldeyim.
Aklım almıyor bir türlü, bir yandan sorgulayıp duruyorum benim burda işim ne,nasıl bu çölde olabilirim,çok gergin ve çaresizim.
Bilinmezlik çıldırtıyor beni, bir rüyadayım diyeceğim fakat bu kumlar gerçek bu tepemde ki güneş ,bu yakan sıcaklık elbisemin yumuşak kumaşı çok gerçek.
Gerçekten burda nasıl olabilirim..

Bir an izleniyormuşum hissine kapıldım,sanki yanıbaşımda bir gölge oluştu ve kayboldu.Elimde ki yüzük ısındı, ve yüzükten bir ses yükseldi..

"Ahlan wasahlan Hayat"

Yüzük konuştu!
Ve daha ilginci ben yüzüğün ne söylediğini anladım.Arapça bu ,ben arapça bilmezdim ki.
"Hoşgeldin Hayat "dedi bana.

Gerçekten hoş mu geldim?....

'SAHRA'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin