Suron,Hoseok'un gömleğini binbir zorlukla çıkartıp odanın bir köşesine fırlattı. Hoseok'un omuzlarından tutarak oturmasını sağladı, üzerinden kalkıp kemerine el attığında Hoseok istemiyormuş gibi ellerini itmişti. Genç kadın çıplak göğsüne ellerini koyup boynuna dudaklarını bastırdı. Elleri usulca kollarından ellerine kaydı, Hoseok'u nazikçe kaldırdı ayağa. Elleri yeniden kemerini bulduğunda adam karanlıkta seçtiği kadını izlemeyi tercih etti. Yavaşça kemeri askısından kurtarıp yere bıraktı.
Hoseok parmaklarını uzun saçlardan geçirirken ağzının içinde mırıldandı.
"Saçların uzun muydu bu kadar?"
Suron kendisini Yoongi sanan adamı umursamadan her gün üzerinde hissetmek istediği dudaklara uzandı. Belinden düşecek olan pantolonu kalçalarından ittirerek ayaklarına gönderdi. Kendi üzerindeki askılı kırmızı elbiseyi iradesi yerinde olmayan Hoseok'un çıkarmasını istiyordu.
Kollarını adamın boynuna dolayıp kendisine çekti. Belinde hissettiği eller onun içinde bir şeyler uyandırırken dudaklarının tadına varmak istercesine önündeki adamın pembeliklerine atıldı.
•
Saat on ikiyi geçeli saatler olacaktı ve benim gönderdiğim mesaj iki mavi tikle kalmıştı. Bir şey olmuş korkusu zihnimi ele geçirdiğinde arkadaşından ona ulaşma fikri geldi aklıma. Hoseok'u ne kadar arasam da açmamıştı, telefonu kapalıydı. İş arkadaşlarından sadece Soobin'in numarası kayıtlıydı telefonumda. Diğerleriyle normal arkadaşken Soobin ile üniversiten arkadaş oldukları için daha yakınlardı. Ve Hoseok bir tek ona güveniyordu sanırım, öyle bir izlenim kazandırmıştı bana.
Soobin'i gecenin bu saatinde arasam kötü olur muydu diye düşünüyordum. Huzursuzdum da ayrıca. Kötü bir şey olmuş gibi hissediyordum, iyi olduğunu öğrenmek için tek seçenek olmasına rağmen aramak o kadar da sağlıklı gelmiyordu. Mesaj atsam hemen bakar mıydı ondan da şüpheliyim. Ama yine de en iyisinin mesaj olduğunun kanaatine vardım. Ona: Merhaba Soobin, bu saatte rahatsız ettiğim için üzgünüm. Hoseok uzun süredir mesajıma cevap vermedi, bir sorunun olmasından endişe ettim, umarım her şey yolundadır. Uyuduğunu ve mesaj attığımı unuttuğunu farz ediyorum ancak iyi olup olmamadığına dair bir haber verebilir misin? Tekrardan özür dilerim, iyi geceler. Mesajını attıktan sonra yorulan ve kapanmaya başlayan gözlerimi ovuşturup kanepeye oturdum. Şakaklarım ağrımaya başlamıştı, mutfağa gidip ağrı kesici alacak gücü kendimde bulamıyordum. Gözlerim benim isteğim dışı kapanmaya, vücudum mayışmaya başlamıştı. Bacaklarımı kendime doğru çekip kollarımı bedenime sardım.
Ertesi sabah...
Yoğun bir baş ağrısıyla yanındaki yastığı kolları arasına alıp başına bastırdı. Ağzından çıkan inlemelerle gözlerini açtığı anda güneş ışınlarına küfürler savurdu. Yastığı yere firlatınca çıplak üst vücuduyla karşılaştı. Şişmiş gözlerini açıp üzerine baktı. Alt bedeni de çıplaktı.
"Dün gece çok mu sıcaktı? Soyunmuşum resmen."
Etrafına bakınmaya başladı. Banyo kapısının kilidi çevrilip açıldığında kimin çıkacağına dair bir teori üretemedi. Odada yalnız olduğunu düşünüyordu. Kadın üzerinde bornoz, elinde bir havlu ile çıkagelmişti. Uzun, kumral saçlarını kuruturken,
"Hiç uyanmayacaksın sanmıştım cidden! Günaydın Hoseok."
Yüzündeki tebessüm sürerken Hoseok aklına sarılan düşünceleri durdurmakla uğraşıyordu. Neden buradaydı hiçbir fikri yoktu. Burası kendi odası bile değildi. Ne ara getirildi ve bu kadın neden bornoz ile çıkmıştı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Divorce|Sope
FanfictionBoşanmanın eşiğinde olan Jung ailesi... Çift Yoongi'nin hamile olduğunu öğrenir. Bottom: Yoongi Top: Hoseok <3 1#tophoseok 1#bottomyoongi 1#sobi