16- İlk Operasyon

5 1 0
                                    

Bu hikaye kurgudur gerçek değildir. Çalıntı söz konusu değildir. Esinlenmeler olabilir!

Teşekkürler

:)

Saçlarımı okşayan incecik bir el ve yüzüme vuran güneşle uyandım. Yanımda saçlarımla oynayan Zeynep'e baktım. Gülümseyerek "günaydın" şişmiş gözlerimle "günaydın gitmedin mi sen?" Başını sağa sola salladı. "Gece sürekli kabus gördün." Yutkundum. Yatakta doğrulup ayaklarımı sallandırdım. "Sen in kahvaltıyı hazırlat geliyorum ben."

Zeynep'te doğrulup elimi tuttu. "Gerçekten iyimisin?" Bu soruya hasrettim. "Hayır ama olacağım hadi git Kaan da uyanmıştır." Gülümseyerek kalktı. Yavaş adımlarla kapıyı kapatıp gitti.

Gözlerimi ovalayıp ayaklandım. Gözlerim kararsada bir süre bekledim. Kararma geçince hızlı adımlarla banyoya girdim. Küvetle uğraşmak istemediğim için direk duşa kabine girdim. Üç kere kazıyarak yıkadım heryerimi. Son olarak durulanıp bornozumu giyindim. İyi gelmişti. Saçlarıma bakım kremlerimi sürüp odaya girdim.

Bugün şirkete gitmek istemiyordum. Üzerimde bir kasvet vardı. Nasıl geçerdi bilmiyordum. Moruku arayıp benim için ilgilenmesini isteyecek Ayşe'dende herşeyi tabletime göndermesini isteyecektim.

Bornozumla giyinme odama girip kapıyı kapattım. Ortadaki cam tezgahın üzerindeki siyah iç çamaşırlarımı giyindim. Evde rahat olmak için siyah şortumu üzerine de kolsuz yapışan cropumu giydim. Üşümemek içinde üzerime bir şal attım.

Odama geçip telefonumu alıp aşağı inmeye başladım. Ayaklarım çıplak değildi. Siyah pofuduk terliklerimle iniyordum. Salona girip koltukta oturan Murathan ve Kaan'a selam verdim.

Bileğimdeki tokayla saçlarımı tepeden dağınık bir topuz yaptım. "Bugün şirkete gitmeyeceğim Murathan. Evdeyiz keyfini sür." Murathan başını salladı. Kaan bana kollarını uzatıp garip sesler çıkardı. İlerleyip kucağıma aldım. Daha ben öpmeden dudağıma bir öpücük bıraktı. Murathan "oğlum napıyorsun?" Kaan babasına aldırış etmeden kollarını boynuma doladı.

Üzerini değişmiş bir şekilde içeri Zeynep girdi. "Niye kızıyorsun oğlumuza?" Murathan Kaan ve beni gösterdi. "Oğlumuz İkra hanımı dudağından öpüyor karıcım." Zeynep sadece güldü. "Ne var bunda?" Kaan'ın saçlarına bir öpücük bıraktım. "Cilveli Kaan'ıma karışmayın."

Kaan kafasını kaldırıp yanaklarımı küçücük elleriyle oynamaya başladı. Murathan Kaan'ı gösterdi. "Bu çocuk aştı kendini." Şaşkınlıkla izledi. Zeynep ise yanıma gelip oğluna baktı. "Bu kadar çabuk sana alışması şaka gibi. Hiç yapmayacağı şeyleri yapıyor." Gülümsedim. Kaan gamzelerimi gördüğünde parmaklarını oraya bastırdı.

Salonun kapısında beliren hizmetçi "sofra hazır efendim." Başımı salladım. "Geliyoruz." Masaya dünki gibi oturup sessizce yemek yemeye başladık.

Murathan sessizliği bozarak. "Gece yanımda yatmadın ne oldu?" Zeynebin gözleri bana kaydı ben cevapladım. "Dün Aras'la konuştum. Biraz bağırmışım. Zeynep yanıma geldi. Ben ağlarken bana destek oldu. Yanımda yatıp sakinleştirdi." Murathan "anladım."

Ağzıma bir salatalık attım. Telefonuma uzanıp aldım. "Ben biriyle konuşup geleceğim size afiyet olsun." Ayaklanıp salona geçtim. Koltuklardan birine oturduğumda morukun numarasının üzerine bastım. "Günaydın kızım sabah sabah hayırdır?" Arkama yaslanıp bacak bacak üzerine attım. "Günaydın moruk hayır mı değilmi bilmem ama benim için şirket işlerine bugünlük bakarmısın uzaktan inceleyeceğim ben zaten."

Morukun kaşlarına çattığına emin olduğum sesle "ne oldu iyimisin? Birşey mi oldu? Kim yaptı? Neyin var? Ne yaptı?" Ardı ardına sorduğu sorularla deri bir nefes aldım. "Kimse birşey yapmadı sadece dinlenmek istedim." Başını salladığını hissettim. "Tamam kızım ilgilenirim dikkatli ol."

Gerçekler Gün Yüzünde               (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin