- Özel bölüm -

1K 115 40
                                    

"SÖYLESENE BABA SEVGİSİ GÖRMEDEN BÜYÜYEN BİRİ NASIL BABA OLABİLİR?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"SÖYLESENE BABA SEVGİSİ GÖRMEDEN BÜYÜYEN BİRİ NASIL BABA OLABİLİR?"

Ölümün soğukluğu

𒆜

Her şey saniyeler içerisinde olup bitmişti. Kurşunların kulakları sağır eden sesinin yerini büyük bir sessizlik almıştı. Gökyüzünden kurşun gibi yağan yağmur, sanki bu anı bekliyormuş gibi bir gürlemeyle yeri göğü inletti. Şimşekler çaktı, yağmur şiddetlenerek yağmaya devam etti.

Uraz'ın kafası güzeldi, ancak olup bitenlerin farkındaydı. Yağmurun altında, karşı karşıya durmuş iki figür vardı: biri abisi, diğeri ise babasıydı. Babasının korumaları kanlar içerisinde yerde yatıyordu; neredeyse ayakta duracak halleri kalmamıştı.

Gözlerini babasının kanlı ve yaralı bedenine dikti. Babasının yüzündeki acı ve hiddet, Uraz'ın içini sızlattı. Diğer yanda ise abisi, gözlerindeki soğukkanlılıkla dikkat çekiyordu. Yağmur damlaları yüzünden süzülürken, abisinin kararlı bakışları adeta bir savaş ilan ediyordu.

Baba ve oğul, çatışmanın tam ortasında birbirlerine meydan okuyarak dikiliyorlardı. Uraz'ın zihninde çakan şimşekler gibi anılar ve duygular birbirine karışıyordu. Yağmur, onların üstündeki bu dramatik sahneye ritim tutarcasına hızla yağıyordu.

Babasının derin bir nefes alarak konuşmaya başlamasıyla sessizlik bozuldu: "Bu mu senin aileye olan sadakatin, oğlum? Bu mu bizim değerlerimize verdiğin önem?" dedi, sesi titreyerek. Abisi, gözlerini kısarak ve sesini yükselterek cevap verdi: "Aile dediğin, kan bağıyla değil, sadakatle ve dürüstlükle yaşar. Sen bu değerleri çoktan unuttun!"

Uraz, iki taraf arasında kalan bir köprü gibiydi; her iki tarafa da ait ama hiçbirine tam olarak dahil değil. Yağmur hızla yağmaya devam ederken, Uraz ne yapacağını bilememenin ağırlığını omuzlarında hissediyordu. Bu dramatik karşılaşmanın sonunda kim galip gelecekti? Ve daha da önemlisi, Uraz bu hikayede kendine nasıl bir yer bulacaktı?

Abisinin içinde ne kadar nefret varsa kusmak istiyordu. Yüzü öfkeyle kasıldı, gözlerinde alev alev yanan intikam duygusu, o anın karanlığında parlıyordu. "Bize yaşattığın eziyetler yetti artık," diye haykırdı, sesi gök gürültüsünü bile bastırıyordu. "Yarın yokmuş gibi yaşamak yok artık. Artık hesap verme vakti."

Babası, yorgun ve yaralı haliyle bile hala gururunu kaybetmemişti. Gözlerini oğlunun gözlerine dikti, orada yılların birikmiş acısını ve pişmanlığını gördü. Ancak, gurur ve inat damarlarında dolaşan kan kadar gerçekti. "Ben ailemi korumak için her şeyi yaptım," diye yanıt verdi. "Senin anlayamadığın şey, bazen sert olmak gerektiğidir."

Abisi bu sözlere aldırış etmeden, yağmurun altında bir adım daha attı. Her adımı, sanki toprağı dövüyormuş gibi ağır ve kararlıydı. Yağmur damlaları yüzünden aşağı doğru süzülüyor, ama onun içindeki ateşi söndürmek bir yana, daha da körüklüyordu. "Koruduğunu mu sanıyorsun?" diye bağırdı. "Biz sadece senin hırslarının ve acımasızlığının kurbanları olduk. Her gece, yarınsız bir dünyada yaşamak zorunda kaldık."

Kesik izi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin