13. Bölüm

943 110 53
                                    

ASLA YAŞANAMAYACAK BİR HAYATA DUYULAN ÖZLEMLE KOLAY KOLAY BAŞ EDEMEZSİNİZ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ASLA YAŞANAMAYACAK BİR HAYATA DUYULAN ÖZLEMLE KOLAY KOLAY BAŞ EDEMEZSİNİZ.


13 Bölüm; kesik kesik nefesler

𒆜

Bu hayatta hiç kimseye yaranamazsın. Hiç kimseye yetemezsin. Ne yaparsan yap beğenmezler, hep kendi bildikleri doğrularda yasarlar. Dönüp de acaba hata bendemi demezler. Bencil olmayın, hep ben demeyin. Dinlemeyi öğrenin, anlamaya çalışın. Elinizdekinin nankörü olmayın.

Ağır bir şekilde içtiğim sigaranın dumanı havaya üfledim. İkinci sigara paketi de bitmişti sigarayı yatak başlığına bastırarak söndürüp yere fırlattım. Evet biliyorum çok temiz bir insanım ellerimle yüzümü kapattığım sırada odamın kapısı açıldı küçük bir çocuğa ait öksürük sesi gelince ellerimi yüzümden çekip küçük bedene baktım.

"Hii odan duman içinde kalmış." Sarı çiyan odamda ne işin var? Yatağa yaklaşıp ellerini arkasında birleştirerek ileri geri sallanmaya başladı. "Ne istiyorsun?" Gülümsedi. "Şey diyecektim. Umut ve ben dondurma aldık ama Pusat abinin çilekli mi yoksa çikolatalı dondurma mı sevdiğini bilmiyoruz hangisini seviyor söyleye bilir misin?"

Hay Pusat abine de sana da ben nereden bileyim hangisini seviyor?
Gerçi çileğe alerjisi vardı ondan seçmesini isteseydi buraya kadar gelmesine gerek kalmazdı. "Çikolatalı dondurmayı sever." Başını salladı ardından arkasına bile bakmadan odadan çıkıp gitti
zıkkımın kökünü yesin pusat abin.

Ulan! Küçük bir çocuk bile beni üze biliyor tam bir yıkık gibi hissediyorum kendimi. Bu evde kaldıkça boğuluyor gibi hissediyordum bu yüzden ayaklanıp deri ceketi alıp telefonu ve cüzdanı cebe yerleştirip odadan çıktım.

Merdivenlerden aşağı hızlıca inip solana bakma gereği duymadan evin çıkışına kadar ilerledim ama. "Pusat oğlum Irmak sana bir şey vermek istiyormuş." Oğlum... Ona oğlum demesi neden canımı acıtıyor? Adımımı dışarı attıktan sonra temiz havayı soludum.

"Uraz." Bana seslenen kişiye baktım. Alparslan ve Poyraz bir arabanın önünde durmuş bana bakıyordular derin bir nefes alıp onlara doğru yürümeye başladım. "Efendim?" Sesim oldukça bıkkın ve yorgundu yanlarında durarak etrafa bakındım.

"Nereye gidiyorsun?" Kafamı hafifçe sağa yatırırken kaşlarımı havalandı. "Merak mı ediyorsun yoksa hesap mı soruyorsun?" Gözlerimin içine bakarken anlı karışmıştı birden uzanıp kolumu tutup beni kendine çekti bu hareketini beklemediğim için irkildim. "Gözlerin... Uyuşturucu mu kullanıyorsun lan sen?" Koluma yaptığı baskı yüzünden yüzüm buruştu.

Kesik izi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin