BAZEN İNSANI UMUTSUZLUK, DEĞİL UMUT ÖLDÜRÜYOR.
14 Bölüm; Yağmur damlası misali düşüyorsunuz gözlerimden
𒆜
Hastane odasının beyaz ışıkları altında gözlerimi açtığımda, her şey bulanıktı. Nefes almakta zorlanıyordum, göğsümde bir ağırlık, sanki üzerimde tonlarca yük varmış gibi hissediyordum. Panik atak geçirdiğimi hatırlıyorum, ama şimdi burada, bu steril odada, her şey çok farklıydı. Nefes almak... bu kadar zor olmamalıydı.Nefes almayı hatırlamaya çalıştım.
Yavaş yavaş nefes almayı denedim. Doktorlar daha önce öğretmişti; derin nefes al, tut, yavaşça ver. Tekrar tekrar denedim. Her nefesle birlikte, o korkunç panik duygusu azalıyordu. Kendime gelmeye başladığımı hissedebiliyordum.Etrafımda makinelerin bip sesleri vardı. Her bir bip, kalbimin hala attığını, hala hayatta olduğumu hatırlatıyordu. Yatağın kenarında, bir bardak su ve birkaç hap duruyordu. Ellerim titreyerek su bardağını aldım ve boğazımdan geçen her yudumda, yaşamın akışını hissettim.
Odada yalnızdım, ama yalnızlık hissetmiyordum. Zihnim, daha önceki panik anlarını hatırlıyor, ama şimdi bir rahatlama hissi içindeydim. Kendimi güvende hissediyordum, çünkü yardım etmek için buradaydılar. Doktorların ve hemşirelerin yüzlerini hatırlıyordum, nasıl da sakinleştirmeye çalıştıklarını...
Bir süre sonra, bir hemşire geldi. Nazik bir ses tonuyla, "Nasılsınız?" diye sordu. Ona bakarken, insanların yardım etmeye hazır olduğunu anladım. Bu düşünce, içimdeki korkuyu yavaş yavaş eritiyordu."İyiyim ama bileğim acıyor." Bileğimi bağlamışlar bunu neden yaptıklarını anlamlandırmadım. Hemşire nazik bir şekilde bileğime bağlı olan srgı bezini çözmeye başladı.
"Hastanede kendinize geldikten sonra tekrar atak geçirdiniz kendinize zarar vermeyin diye bileğinizi bağlamak zorunda kaldık." Başımı salladım lakin ikinci bir atak gecirdiğimi hatırlamıyorum. Hemşire gerekli kontrolleri yapıp "geçmiş olsun" dedikten sonra odada beni yalnız bıraktı.
Abim, her zaman güçlü olan, hayatta her şeyin üstesinden gelebilecekmiş gibi duran kişi. Ama beni gerçekten görmediğini hissediyorum. Abimle aramızdaki bu mesafe, beni yalnız hissettiriyor. Onunla aynı dili konuşamıyoruz gibi, o benim sessiz çığlıklarımı duyamıyor.
Derin bir nefes alınca yüzüm tiksintiyle buruştu. Her köşe, antiseptik kokularla doluydu ve bu kokular, odanın her santimetrekaresine sinmişti. Oldum olası hastane kokusundan nefret etmişimdir. Yatağın hemen yanında, düzenli aralıklarla bip sesleri çıkaran bir monitör, hayatın ince bir çizgide yürüdüğünün hatırlatıcısıydı. Yatağın bir tarafında, serumun içindeki sıvının damla damla hayat verdiği ince bir tüp, diğer tarafta ise soluk mavi bir battaniye vardı. Pencereden sızan güneş ışığı, odaya hafif bir sıcaklık katıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kesik izi
De TodoAile kurgusu-Erkek versiyon "Yıkılan sadece hayallerim değil bendim de..." Umut insana korkunç şeyler yaptırabiliyor.. •Kitabımda reklam yorumu istemiyorum! Yapanları siliyorum ve engelliyorum! Başlangıç: 21.01.2024