Bayramınız mübarek olsun canlarrrrrrr( geçmiş bayramınızz)
Çünkü ben bunu bayrama kadar yazmıştım bayramda da yayımlayacaktım ama bölüm silindi. Bana kızmayın olur mu.
Kaydırrrr
.
.
.-Göktuğ'dan -
Evden çıkar çıkmaz hemen arabaya bindim. Caner'e önceden Beril'in ailesinin hakkındaki herşeyi araştirmasını söyleyerek tüm bilgileri kendime sağlamıştım.
Anahtarı çevirerek çalıştırdığım arabayı kapiya doğru ilerlettim. Kapıdaki nöbetçi asker bana selam vererek açtı kapıyı. Hızla çıktım yola. Bir kaç kişinin baktığını ve anlam veremediğini biliyordum.
Caner in attığı konuma ilerlemeye başladım. Kendisine hepsini bir araya getirmesini ve konumu bana atmasını istemiştim.
Konuma yaklaştıkça ağaçlık alan artıyor daha da karanlık bir hal alıyordu yol. İlerlemeye devam ettiğim sıra bizim ekipten bir kaç kişiyi görmemle arabayı yolun kenarına çekerek indim. Bir kaç asker yanıma gelerek selam verdiler. İki asker arkamda ben önde Caner'in yanına ilerledik. Küçük bir kulübenin önde duruyordu kulübeyi aydınlatan tek ışık ise içerideki sarı ışık yayan lambaydi.
Canerle beraber içeri girdik. Girdiğimiz anda bize dönen altı çift göz yalvarır gibi bakıyordu. Ortadaki ve diğerlerine göre daha önde olan hafif yaşlı adam ise konuşmak için ağzını acit hemen. Ama onun sözlerini kesen Caner idi. Bunu kasıtlı olarak yapmıştı.
"Bu it Beril'in babası, komutanım. Sağındaki büyük dayısı, solundaki küçük dayısı. Dayilarinin yamindakilerde kuzenleri berilden iki yaş büyükler. Bir çok suçtan arama kararları ve hapis kararları var."
Babası olarak karismda duran adam bana ne yapacaksın der gibi bakıyordu.
"Ne yapacaksınız bize? Gece gece burada ne işimiz var ? KİMSİN LAN SEN?!""Bana sesini yükseltme öncelikle, Beril sizin kuklaniz yada ekinizde oynayabileceğiniz bir oyuncak değil bu bir..."
Kolunun birini çevirerek ve arkasına doğru iterek konuşmaya devam ettim." Hayatını zehir ettiğiniz, ufak şeylerle bile mutlu olabilen bir kıza nasıl bunlari yaptınız? Bu iki..."
Kolunu yavaş yavaş kırıyordum. ayaklarımın dibinde acıyla inlerken bu bana ufakta olsa zevk veriyordu. "NASIL DOKUNDUNUZ LAN KIZA, NASIL ONA BAŞAK AMACLA BAKMAYA KİYABİLDİNİZ?"
Sesim benden tamamen bağımsız şekilde çıkıyordu dudaklarımdan. Kendime hakim olmaya çalışıyordum ama Beril'in olayları anlatırken etrafa olan bakışları ve bunun sebepleri karşımda dururken içimdeki öfkeye hakim olamıyordum.
Bana bakan diğerlerine doğru yaklaştım. Babası olacak Ferhat malının kolunu kırmıştım ve olduğu yerde kivaraniyordu.
Dayilari yan yanaydı. İkiside aynı anda kafasını yukarı doğru yani bana doğru çevirdiklerinde dudaklarımda sinsi bir tebessüm oluştu istemsizce. Caner'e işaret vermemle ikisininde ellerinde açılan kurşun yaraları kanların çıkmasına izin vermeye başlamıştı. İçimdeki öfke soğuması gereken yerde daha da harlanırken kuzenleri bana bakmaya devam ediyorlardı. Onlar için düşündüğüm şey aslında çok basitti .İkişer adet kurşun yarası. Babasına karşı sinirim daha da fazlaydı. "Sen kimsin de bize bunları yapıyorsun lan!"
"Sana sesini yükseltme demiştim değil mi ? "
"Bana ne lan ne dediysen. "
"Anlayacağın dilden mi konuşmamı istiyorsun it oğlu it herif?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ansızın (Asker Kurgu)
Teen FictionHayatını yaşayamayan bir kızın abisiyle aynı askeriyede görev alan bir yüzbaşının, kanatsız bir kıza uçmayı öğretmesiyle onu hayata döndüren bir kahramanın ve kuşun hikayesi... Nereden bilebilirdi ki, iki yıldır sessizce sevdiği adam onu sevecek ve...