12- "Bizim Gibi"

52 4 2
                                    

Şaşkınlıkla çevrelenmiş bu hava dağılmamakta kararlı bir şekilde , etrafımızda süzülüyordu. En çok şaşkın olan kişi de , Yaprak olmuştu. Aslı ismini duyduktan sonra , Yaprak bir şey diyene kadar konuşmama kararı almıştık sanki. Gizli bir anlaşma yapmışızcasına , kimseden çıt çıkmıyordu. Çıkan tek ses , Soykan'ın yerde kıvranma sesleri ve kesik kesik aldığı nefeslerdi.

Yaprak konuşmaya başlamadan , Soykan yeniden konuşmak için bir güç buldu. "Burnunun dibinde , sizin gibi gücü olan biri vardı. Farkına varmadın." ve yeniden güldü. Herkesin sinirini bozmaya yetecek bir gülüştü bu da , diğer gülüşleri gibi.

"O gece , o yüzden ağlıyordu." Yaprak sonunda şaşkınlığın onda bıraktığı sessizlikten kurtulmuştu. "Hangi gece?" diye sordum. "Arda'nın Hera ile karşılaştığı gece." diye cevap verdi Yaprak. Bir elini kafasını koymuş , diğer elini de beline koymuştu. Ortalıkta yürümeye başlamıştı.

"Aslı'yı getirelim. Yoksa gerçekten ölecek." Arda bunu söylemiş ve Soykan'ı işaret etmişti. Hiç iyi görünmüyordu. "Siz ikiniz gidin. Biz burada kalalım." diyen Kuzey , Soykan'ın tam başında durmuştu , Arda ve Yaprak'ı işaret ediyordu. Vakit kaybetmeden garajdan ayrıldılar.

Artık ağzından kesik kesik nefesler dışında , çığlıklar kopmaya başlayan Soykan'ın yarasına bastırmak için bir bez parçası aramaya başladım. Emir'in açtığı dolaba ilerledim ve içerisini karıştırdım. "Burada hiçbir şey yok. Yarasına bastırmamız gerek." Emir'e baktım. Az önce Soykan'a ateş eden o değilmişçesine bir rahatlık ile duruyordu. Benim arayışım ile Kuzey de etrafa bakmaya başlamıştı , ama Emir yerli yerindeydi. Sanki Soykan ölürse , katil olacak olan o değilmişçesine.

"Yok mu hiçbir şey burada?" diye sordum Emir'e. "Bilmiyorum." Kısa ve net konuşmuştu. Kuzey de eli boş bir şekilde garajın diğer ucundan gelirken , ceketimi çıkardım. İçimdeki kısa kollu ile kalarak , kazağımı çıkardım. İkinci ateşin oluşturduğu büyük yaraya bastırmaya başladım. Benim ardımdan Kuzey de uzun kollu tişörtünün üzerine giymiş olduğu gömleği çıkartıp , diğer yaraya bastırmaya başladı.

Gerginlik içerisinde orada , o şekilde durmaya başladım. Her ne kadar Soykan da diğerleri gibi bizi öldürecek olan olaya yardım edenlerden olsa da , onlara benzemek istemiyordum. Onun ölümüne sebep olmak istemiyordum. Bu düşünce yüzünden içim içimi yiyordu.

"Aranızı düzeltmişsiniz." dedi Kuzey. İsim vermemişti ama kimden bahsettiğini anlıyordum. "Evet." dedim.

"Sevindim. Bana karşı da fikrini değiştirmeye çalıştığını görüyorum. Teşekkür ederim. Pişman olmayacaksın." , "Umarım." Bilincinin yerli yerinde olduğundan şüpheli olsam da , Soykan buradayken bunları konuşmak istemiyordum. En ufak bir cümle sadece ona değil , onlara ulaşırdı ve Aslı onu iyileştirince elimizde ne kadar tutabileceğimiz konusuna da güvenemiyordum.

Orada öyle ne kadar süre durduğumu hatırlamıyorum , fakat bir süre sonra hiçbir şey yapmamaya devam eden Emir iyice gözüme takılmaya başladı. Biz Arda ve Yaprak , Aslı'yı buraya getirene kadar Soykan'ı yaşıyor halde tutmaya çalışırken , o sadece duruyordu. Arada içeride dolanıyor. Başka şeylere dikkat kesiliyordu , veya duvara yaslanmış bir şekilde duruyordu. Şu an olduğu gibi.

Ona Hera'dan bahsetmeye çalıştığım ilk gece kendini gayet net bir şekilde anlatmış olan Emir'in , bizimle birlikte çalışmak istemesi sonucunda böyle şeylerle karşılaşmamız normaldi aslında. Sadece bu normallik onun açısından bile fazla gelmişti. Katil olmaya birkaç adım uzaklıktaydı , ve bu umrunda değildi. Ya da öyle görünmesini istiyordu.

Emir'e kilitlenmiş bir şekilde bakmaya başladım. Bakışları başka yerlerde gezerken , o da bana bakmaya başladığında , herhangi bir şey demedi. Sadece dümdüz baktı. "Buraya da bastırabilir misin?" Kuzey kafasını salladığında ona , elimde kana bulanmış olan kazağımı teslim ettim. Ellerime de bulaşan kanlara kısa bir süre baktıktan sonra , ayağa kalkarak Emir'in yanına ilerledim. Onu garajın bir diğer ucuna doğru çektim ve tam karşısına geçtim.

ARAZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin