Kafamın içinde bir tilki var,
Uzun burunlu kısa kuyruklu.
Kafamın içinde bir tilki var,
Sivri dişli ama sakin.
Yanlızlığa alışmış durgun. Kafamın içinde bir tilki var Gece yarısına 5 dakika kala bekleyen."Yine gelmişsin."
Ve sende gelmişsin , demek istedim.
"Chesecake ister misin? Pek iyi görünmüyorsun."
Kafamı yavaşça olumlu anlamda salladım.
"Gülümsüyorum."
Bende güldüm.
Ardından bana doğru uzattığı kese kağıdını aldım.
Sessizce yedik.
"Hiç konuşmadın ve-"
"Sorun yok tamam mı ? Sadece oturup manzarayı seyretsek ?"
Kafasını salladı.
Bende kafamı yavaşça onun omzuna yerleştirdim.Manzara diye birşey yoktu.
Sadece beton yığınları ve sokak lambaları vardı.
İnsanların bunu 'Manzara' olarak nitelendirmesi tam anlamıyla bir saçmalıktı.Fakat yine de orda oturduk.
Fazla sürmedi de zaten.
Saat gece yarısına vurduğunda sessizce ormanın derinliklerine doğru yol aldı.
