Siyahlar içindeki adam bana doğru yavaşça döndü ve ağzından kan akıtarak yere yığıldı.
Çığlık atıp kaçmak yerine olduğum yerde çakılı kaldım ve yığılan adamın arkasındaki turuncu ceketli kişiye baktım.
Masky.
Bana katil olabilirim demişti , bende umrumda olmaz diye karşılık vermiştim fakat gerçek gün yüzüne çıktığında işler o şekilde yürümüyordu. Umrumdaydı.
Yanağımda hissettiğim sıcaklıkla ağladığımı fark ettim. Şok içinde olmam algılarımı köreltmiş olmalıydı. Çabucak göz yaşlarımı silip evime doğru koşmaya başladım.
"Lee! Gitme!"
Koşmaya devam ettim.
Arkamdan geliyordu. Adım sesleri benim adım seslerimle karışırken daha da hızlandım. Fakat beni kolumdan yakalamayı başardı.
"Lütfen Lee , lütfen gitme. Ben kötü biri değilim."
Ağlıyordu. Sesi incelirken ufacık bir hıçkırık kaçırıverdi .
"Benden nefret etme , b-ben kötü değilim."
Göz yaşlarım artarken ani bir dürtüyle ona sarıldım. Bu biraz tuhaftı fakat onu seviyordum. Bir katili seviyordum. Maskeli bir katili.