Dünkü konuşmamızdan sonra pek bir şey diyememiştim.
Onun bir katil olduğunu zaten biliyordum ama bunu birden söyleyince , bilmiyorum gerçekten tuhaf hissetmiştim. Beni her an öldürebilecek biriyle her gün buluşmak tam bir delilikti. Ama kendime hakim olamıyordum işte , bu tarif edemeyeceğim bir histi.
Tepeye adımlar kala oda koşarak çıktı ormandan , beni görünce el salladı. Elimi yavaşa kaldırıp bende salladım.
"Gülümsüyorum!"
Adımlarımı hızlandırıp yanına gittim.
"Tekrar merhaba Maskeli Çocuk."
"Merhaba Uzun Saçlı kız."
"Uzun Saçlı mı? Bu da nereden çıktı?"
"Saçlarını seviyorum. Uzun ve güzeller."
Bir şey demedim süremiz dolana kadar sessizce oturduk. Saat gece yarısına vurduğunda Kül Kedisi misali kalkıp gitti.
Sihri bozulacakmış gibi.