Tuğgeneral Abdullah dedemle konuştukdan sonra kendimi boks torbasının yanında bulmuştum.Torbayı Dlovan iti olarak varsayarak son gücüme kadar vuruyorsun.Birinin yanıma doğru yaklaşması ile yumruğumdan nasibini almıştı.Kime yumruk attığıma baktığımda keskindi.Ona baktığımda;
"Sence de fazla umursamaz değil misin peçeli?"
" Sence umursamaz gibi mi görünüyorum ordan?"
" Buradan umursamaz gibi gözüküyorsun.Söz konusu ailemiz. Ama sen hiç oralı değilsin"
" KES SESİNİ KESKİN!!!Aile meselesini araştırmıyormuyum sanıyorsun herşeyi en ince detayına kadar araştırıyorum.Kafanda kurduğun senaryoları bırak.Ayrıca sen bir askersin herşeyden önce vatan önemli karşımızdaki lağım farelerini hafife alınacak birileri değil bunu o kalın kafana sok."
Keskin çıktıktan sonra bütün sinirimi boks torbasından çıkarmıştım.Hatta sinirime dayanamayan boks torbası patlamıştı.Boks torbasının patlaması ile şınav çekmeye başladım.Çekerken de bu zamana kadar askerlerden şüpheli hareket eden var mı diye düşünüyordum.Böyle düşüncelere dalmışken aklıma gelenlerle vücudum buz tutmuştu.Bu olamazdı değil mi?.Planda biraz değişiklik yaparak Tuğgeneral Abdullah dedeme (şehit dedesinin arkadaşı o yüzden dede diyorlar) şifreli bir şekilde mesaj atmıştım.Nedeni ise telefona bakma ihtimalleri idi.Tahminlerim doğru ise hainler yüksek rütbelerden birileri idi.Ama ben yapacağımı biliyordum.O bok çuvallarını kendi kazdıkları kuyuya düşürecektim.Söz konusu vatan ise gözüm hiçbir şeyi görmezdi.Karşımda ki kim olursa olsun acımazdım.Hissediyordum o piçin hazin sonunun cehennem zebanileri olduğunu biliyordum.Yüzümde şeytani bir gülümseme vardı.O insan görünümlü teröristleri kendi inlerinde halledecektik.Yukarı çıkıp keskin,gölge ve nişancıyı toplantı odasına çağırmıştı ve:
" Arkadaşlar tahminlerim doğru ise sadece 1 tane değil birkaç tane hain var aramızda.Ama asıl sorun bu hainler yüksek rütbeden birileri.Aklınızda şüphelendiğiniz biri varsa söyleyin.Planda birkaç değişiklik yaptım.O piçleri kendi inlerinde halledeceğiz.Sadece onları da değil yaptığımız plan ile hainleride tuzağa düşüreceğiz.Ama en ilk aramızdaki hainlere öyle bir oyun oynayacağız ki kendi ayakları ile teröristlerin ininde yakalanmalı.Planımız ise üstlerden bir bilgi geldiğini söyleyip toplantı yapacağız ve hainleri teröristlerin inine gitmesini bekleyip gittiklerinde takip edip gece yarısı gözetleyip bombaları yerleştirip Allah ne verdiyse dalıyoruz Dlovan iti bende gerisine ne yaparsanız yapın ama hainleri canlı istiyorum.Onlarla daha işim bitmedi.Nasıl bayrağı kan kokan vatanımıza ihanet etmişler bir öğrenelim.Bu arada arkadaşlar Tuğgeneral Abdullah komutanın selamı var.Gazamız mübarek olsun arkadaşlar.Ufak bir yara alanı bile ölüm içtimama alırım haberiniz olaa!"
Deyip çıkmıştım.İçim rahattı planımı kabul etmişlerdi.Hainler çok güzel saklanmışlardı.Ama gözlerim kim olduklarını ele veriyordu.Ben yaşadığım müddetçe bu vatanı korumaya bin vatan olsa da feda ederim.Kimse bizim türk bayrağımızı indiremez.İndirmeye çalışanı ise anasından doğduğuna pişman ederim.Askerlere içtimamı da ona göre yaptırıyordum.Askerler mırın kırın etseler de kendime daha ağır içtimalar yapıyordum.Adım dağlardaki piçlere kadar dağılıp hepsimn korkulu rüyası haline gelmiştim.Gözümdeki alev ile karşımdaki kim olursa olsun acımazdım.Acımak Hz.Allah'a mahsusdur.Acırsan acınacak hale gelirsin derler ya işte tam öyle hepimiz görev için teçhizatlarımızı ayarlıyorduk.Mühimmatlarımızı ne olur olmaz diye biraz fazla katıyorduk.Askeri üniformalarımızı da giyip gizli geçitten geçip arabaya doğru yürümeye başladık.Arabaya geldiğimizde sürücü koltuğuna nişancı oturmuştu.Hızlı bir şekilde karargaha girip mühimmat çantamızı almadan albayın yanına gidip üstlerin görev bildirdiğini söylemiştik.Koridoru dönüp beklediğimiz de albayın odasına binbaşı yavuz girip albay ile çıkmışlardı.Tam da tahmin ettiğim gibi hain albay ve binbaşıydı.Planımızda üstlerin lağım faresi Dlovanın kampının yerini söyleyip 3 gün sonra baskın yapacağımızdı.Ama salaklar üstlere sormadan çıktılar.Bizde arabadaki eşyalarımızı alıp helikopter pistine gittik.Albayın hain olduğunu anlamıştım.Anladığım içinde üstlerin izni ile göreve gidiyorduk.Helikoptere oturduğumuzda dudağımda şeytani bir gülümseme vardı.Avuç içlerim kaşınıyordu.Bir an önce gidip o piçlere günlerini göstermek istiyordum.Hiç kimse vatanıma göz dikemez.Göz dikenin ise gözünü oyardım.Ben mikrop yuvalarını düşünürken kampın 2 kilometre uzağınz gelmiştim.Pilot iniş için izin alıp indirmişti.Bizde yavaş yavaş etrafa bakarak ilerliyorduk.Hepimizin aklında da kaç adi insan müsveddesi öldüreceğimiz vardı.Dünyadaki hiç bir faydası olmayan varlıkların nefesini kesmeye gidiyorduk.Üstümüzde canımızı feda edeceğimiz askeri üniforma kolumuzda kan kırmızısı bayrağımızla her adımımızda bastığımız yeri imletecek gibi basıyorduk.Az kalmıştı.Hem de çok az kalmıştı.Yarın bitecekti.Baştaki şeref yoksununu da kendine yakışır bir şekilde öld0recektim.O piçin elinde kaç tane askerimizin kanı,kaç ananın haykırışı,kaç eşinin kalbi ve kaç çocuğun yetim kalışı vardı.Hepsinin bedelini çok güzel bir şekilde ödeyecekti.Kampı yukarıdan izleyecek bir yere geldiğimizde herşey normaldi.Daha hainler gelememişti.Bu bizim için daha iyiydi.Piçlere baktığımızda keyifleri iyiydi.Salaklar beni tuzağa düşürüp geri çekileceğimi sanıyorlardı.Ama türk askeri canı pahasına vatanını korumayı görev bildirmişti.Benim birşey yapmadan öylece duracağımı sanan bok çuvallarına çok güzel günlerini ödetecektim.Son rahat uhjmalarına geçen insan müsveddeleri ile konservelerimizi açıp yemeye başladık.Yemeğimiz bittikten sonra kampın etrafına görünmeyen yerlere bomba koymaya başladık.Bomba koyma bittikten sonra hainlerin gelmelerini bekledik.Sabaha doğru gelmeleri ile bütün lağım fareleri uyanmıştı.Bizde yavaş yavaş ilerleyip kapıdaki korkakların yanına gittik.Bizi gördüklerinde yüzleri bembeyaz oldu altlarına yapma kıvamına gelmişlerdi.Hemen boyunlarını kırıp diğerlerine geçtik.Her kırık sesinde ağzımda bir kahkaha kaçıyordu.Biz ilerledikçe azalıyorlardı.Arada bir iki bizde dayak yesekde hepsinin sonu tahtalı köydü.Kafamı kaldırdığımda Dlovan iti kaçıyordu.Bende peşinden koşuyorum.Kolumda bir sızı hissedince baktığımda kurşun sıyırmıştı.Hemen kafamı kaldırdığımda kolumu vuranın hain binbaşı olduğunu görmdmle tam alnının çatından vurmuştum.Diğer tarafa baktığımda lağım faresinin bomba koyduğum arabaya bindiğini görmüştüm.Hain albaya baktığımda altına yaptığını görmüştüm.Yüzümü buruşturup onuda alnının çatından vurmuştum.Onu vurmamla "bom!!!"diye ses gelmesi bir oldu.Ağzımdan sesli bir.kahkaha atıp önemli dosya varmı diye aramaya başladım.Bir kaç tane dosyayı alıp kamptan uzaklaştıktan sonra kampı göreceğimiz yere gelip elimdeki kumandaya basmamla kampın cehenneme dönmesi bir oldu......
#Beğenip yorum yapmayı unutmayın sevgili okuyucularım
# uzun bir aradan sonra tekraren bir aradayız yeni bölümde görüşmek üzere 😘
( bu güller size 🌹)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peçeli(düzenlemede )
Teen FictionÇıktıkları görevde Dlovan kod adlı teröristin kaçması ile eline gelen mektupta gerçekleri öğrenen dördüzlerin hem vatanı koruma çabaları hemde gerçekleri araştırmaları ile geçen gizemli olaylar....