kağıdı Tuna'ya attıktan sonra arabayı hızla gizli yerimize sürdüm.Çok sinirliydim.O kadar sinirliydim ki direksiyonu sıktığımı fark etmedim.Elime baktığımda parmak boğumlarım bembeyaz olmuştu.Dördüzlerim sinirli olduğumu gördükleri için birşey diyememişlerdi.Arabayı hızla ormanın girişinde bırakıp ormanın derinliklerine yürümeye başladık.Gizli yerimize geldiğimiz de ilk geçitten hepimiz parmak izini girdi.Diğer ki girişte de şifreyi girip içeri girdik.Delirmek üzereydim.Sinirden elimi duvara vuruyordum.İçimden Dlovan'a lanatler okuyor ve de bian evvel bulmak için sabırsızlanıyordum.Ama bulacaktım.Hem o bok çuvalını hemde lağım faresi hainleri.Sakinleşince diğerlerine baktığımda bok çuvalının gönderdiği mektubu okuduklarını anlamıştım.Hepsi de benden farksız değillerdi.Aklıma Tuğgeneral abdullah dedem( Şehit dedelerinin arkadaşı) gelmesi ile hemen elime telefonumu alıp dedemi aramıştım.Kimsenin haberi olmadan sinsi sinsi ilerleyecektik.Ama Abdullah dedemden uzun bir izin almam gerekti.Çünkü tek bizim değil vatanda tehlikedeydi.Onun için en üstekilere haber vermek lazımdı.Onun için Tuğgeneral Abdullah dedeme haber vermem gerekti.Ben düşüncelere dalmışken Abdullah dedem telefonu açmıştı.
"Efendim kızım"
" Dede nasılsın iyi misin"
"İyiyim elhamdülillah kızım sen nasılsın iyisinizdir inşallah"
"Bizde iyiyiz Abdullah dede.Ama sana bir şeyler söylemem lazım Tuğgeneralim"
"Dinliyorum seni binbaşı"
" Siz de bilmiyorsunuzdur ki 1 yıldır gidilen görevlerin hepsi başarısız oluyor.Bi de üstüne bizim 1 yıldır planladığımız operasyon da başarısız olunca aramızda hainler olduğuna emin oldum.Üstlerin de anladığını düşünüyorum.Sizden ricam albay da dahil kimsenin Bizim sizinde izniniz ile gizli göreve gitmeyi talep ediyoruz Tuğgeneralim"
" Ben bu meseleyi diğer üstlerle de konuşup sana geri bildireceğim binbaşı"
" Emredersiniz Tuğgeneralim"
Dördüzlerime baktığımda yüzleri bembeyaz geçmişti.Bu olayların hepsini çok güzel bir plan ile hep beraber çözecektik.O it lağım faresini bir elime geçireyim bana ilk hainleri söylemesi için güzel işkencelerimi uygulayıp sonrasında da bize o mektubun hesabını verdikten sonra bütün parmaklarını kerpetenle kesip timsahlara vereceğim.O mikrop yuvası dişlerine ise çamaşır suyu döküp midesini alt üst edeceğim.Daha sonrasında ise tuna,deniz ve arda üstünde imzalarını bırakıp diri diri yakacaktık.Düşüncesi bile güzeldi.O şeref yoksunu mikrop için ödül bile olurdu.Dlovan iti korksa bile geri çekilmeye niyeti yoktu.Ama bende açık bir hatasını bekliyordum.Aklımda bir sürü hinlikler vardı.Boşuna piçlerin korkulu rüyası haline gelmemiştim.Hem korkusuzluğum hem de üstün zekam sayesinde o akılsızların hemen işini hallediyorum.Burnuma çok kötü kokular geliyordu.Bu şerefsizin bu kadar vatan için sessiz olması bizi kuşkulandırıyordu.Ama planımızı uygulamak için Tuğgeneral Abdullah dedemden haber bekliyorduk.Yüzümde şeytani bir gülümseme vardı.Teröristlerin inlerini cehennem vadisine çevirecektim.Bizim vatanımızı ele geçirmeye çalışanlara hadlerini bildirecektim.Biz bu vatan için canımızı hiç gözümüzü kırpmadan verirdik.Ama vatanımızı hiç bir şekilde lağım farelerine bırakmaya niyetli değildik.Hepimizin gözünde de hiç bir korku yoktu.Teröristlere karşı acımamız yoktu.Onlar nasıl bizim vatanımıza göz diktilerse bizde onların öyle canlarını yakıp cehennem vadisine postalayacaltık.Gözümde hepsi canlanıyordu.Kimse bizim vatanımıza göz dikemezdi.Göz dikende hayata gözlerini kapatırdı.
Diğer yandan ise hâlâ Dlovan'ın masama bıraktığı not vardı.En ilk vatanı bitirmeye çalışan it çöplüğünü halledip daha sonra bu konu hakkında yoğunlaşmaya karar vermiştik.İçim anne ve babama söyleyemediğim için huzursuz olsa da bu konuyu şimdi söyleyemezlerdi.Söylerlerse ortalık karışabilirdi.En iyisi bu piçten kurtulduktan sonra herşeyi araştırıp öyle söylemekti.Yoksa Dlovan şerefsizinin dediği gibi değilse boş yere ailemizi üzmüş olacaktık.O soysuzu bulduğumda asıl benden o zaman korkmalıydı.Diğer yanda ise hâlâ Dlovan'ın masama bıraktırdığı not vardı.En ilk vatanı bitirmeye çalışanlardan şeref yoksunlarını cehennem zebanilerine gönderip öyle yoğunlaşmaya karar vermiştik.
Denizin konuşması ile hızla kafamı çevirip baktığımda:
"Peçeli şimdi biz ne yapacağız?""İlk önce vatan önemli bizi yani askerlerimizi hafife almanın bedelini ödeyecekler.Vatanımızı almaya çalışanların işini hallettikten sonra ise masamda bulduğum mektubu araştırmaya başlarız Sizin içinde uygundur diye düşünüyorum"
" Şerefsizler için bir planın var mı peki?"
"Tuğgeneral Abdullah dedemizden haber geldikten sonra üstler izin vermişse gizli göreve gidip soysuzları kendi dilleri ile halledicez"
Ben konuştuktan sonra herkes sessizleşti.Aklıma aramızdaki asker görünümündeki orospu çocukları geldiğinde dişlerimi kırılacakmış gibi sıkmıştım.Adi itler vatanımızı içerdeki asker görünümlü hainlerle biterebileceklerini sanıyorlardı.Ama ben içimize sızan hainleri bütün askerlerin önünde cehennem zebanilerine gönderecektim.Ne olursa olsun kimse bu vatanı sahipsiz sanamaz.Sananları ise en ağır işkencelerimiz ile tahtalı köye uğurluyorduk.Biz türk askeriyiz kimseye boyun bükmeden canımız,kanımız hatta son nefesimize kadar bu vatanı korumamız bizim bu vatana borcumuzdu.Bir dakika bile gözümü kırpmadan bu vatan için canımdan vazgeçerdim.Herkes şehitlik mertebesine erişemiyordu sonuç olarak.Bütün askerlerimiz şehadet şerbetlerini ne zaman içeçeklerini düşünüyordu.Asker olan kişi ana kuzusu olamaz ya da düşüncesiz bir şekilde hareket edemez.Çünkü tek bir dikkatsizlik hepimizin hayatını tehlikeye sokardı.Bu zamana kadar kaç asker gözümün önünde son nefeslerini verip şehadet şerbeti bi içmişti.Kaç annenin ocağı yanmıştı.kaç çocuk babasısız,annesiz kalmıştı.Vatanımızda ki insanlar ise bizlerin şehit olduğunda zaten para alıyorlar deyip geçmeleri çok üzücü.Kaç ana evlatsız,kaç çocuk anne,babasız,kaç karı,koca eşsiz kaldı.Bu durum kimsenin umrunda değildi.Haberlerde bile bir 5 dakika sunup geçiyorlar.Halbuki o askerler insanlar yataklarına huzurla yatabilsinler diye kara toprağa gömülüyorlardı.Bu böyle devam ederken içimizdeki hain mağara kaçkınlarını da haddini bildiriyırduk.Bu vatanı türk askerinin elinden almayı kolay sanıyorlardı akılsız piçler.Ben böyle düşünürken iyice Dlovan piçine bilenmiştim.O orospuyu bir elime geçireyim elimden kimse alamayacktı.Abdullah dedemden bir şeyde Dlovanı yakalayıp orda sorgusunu yaptıktan sonra karargaha getirmemek için izin almaktı.Artık bir bitin daha fazla bu dünyaya parazit saçmasına gerek yoktu.Fazla bile yaşamıştı.Bulduğumuzda çok güzel şeyler olacaktı.Kedinin fareyle oynadığı gibi oynayacaktık o piçle.Daha kime bulaştıklarını bilmiyorlardı.Biz türk askeriyiz kimseden korkumuz olmazdı.Hele ki cesaretimiz arşa kadar uzanırdı.Şuan son demlerinin sefasını süre dursun son nefesini benim elimde verecekti.Hepimiz ayrı düşüncelere dalmışken telefonum çalmaya başlamıştı.Baktığımda Tuğgeneral abdullah dedemin aradığını gördüm.Hemen açtığımda duyduklarım ile şaşırmıştım....
( Suyun içinden yol geçerek gidiliyor.Burayı en üstteki komutanlardan başka kimse bilmiyor)
# bölümü nasıl buldunuz?
# Peçelinin dlovanla ilgili şeytani planları hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
# 3.bölüm düzenlendi gerisi diğer bölümlere
# bana destek olursanız çok sevinirim
# instagram:peçeli.1083
tiktok:peçeli👑🔥(havva_1083)#bol bol yorum ve beğenmeyi unutmayın
# bütün bu zamana kadar ki şehitlerimizi sevenlerini Allah cennette kavuştursun
(Amîn)# beni takip etmeyi unutmayın
# kitaplarım için fikirlere açığım
#diğer bölümde görüşmek üzere seviliyorsunuz😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peçeli(düzenlemede )
Fiksi RemajaÇıktıkları görevde Dlovan kod adlı teröristin kaçması ile eline gelen mektupta gerçekleri öğrenen dördüzlerin hem vatanı koruma çabaları hemde gerçekleri araştırmaları ile geçen gizemli olaylar....