7. BÖLÜM - KARANLIKTAKİ GÖLGE

3K 171 146
                                    


Herkese iyi bayramlar benim bayram şekerlerim.

Nabersinizz, neler yapıyorsunuz?

Bayram nasıl geçiyor?

Bu bölüm benden size bayram hediyesi olsun...

Geçen bayram siz bana şeker olamamış olsanız bile ben size bu bayramda kurban olurum LiLiLiLiLiiii.

*
*

Bölüm müziği
🎵Sezen Aksu - Son Bakış🎵

*
*

7. BÖLÜM - KARANLIKTAKİ GÖLGE

3 saat önce...

Evde olmadığına emin olup salonda dikildiğim sırada içerdeki odalardan bir tıkırtı sesi duymuştum. Pencerelerden birinin açık olma ihtimali ile birlikte koridorda ilerlerken kapılardan birinin önünde bir gömlek vardı. Kaşlarımı çatıp eğilerek gömleği aldığım sırada Evren'in geçen sene ki doğum gününde ona aldığım gömlek olduğunu anladım. Çöktüğüm yerden hafif bir müzik sesi geldiğinde başımı kaldırıp kapıya doğru baktım.

Ses Evren'in yatak odasından geliyordu. Ayağa kalkıp kapıya doğru yürürken kapının çok hafif aralık olduğunu fark ettiğimde içerden bir ses duyuldu.

İnleme sesi...

Olduğum yerde durup öylece gelen sesleri dinlemeye başladım. Elim kalbimin göğüs kafesimi parçalamak istercesine atışını yatıştırmak için üstüne baskı yaparken bacaklarım titremeye başlamıştı.

Karşımdaki duvarı izlediğimde konuşma sesleri gelmeye başladı bu sefer de.

"Söylesene Evren. O biricik laf kondurmadığın nişanlın mı, yoksa ben mi seni tatmin edebiliyorum?" Fısıldar gibi çıkan sesi midemin bulanmasına sebep olurken öylece durup bekledim.

"Sen... Sadece sen." Evren'in ağzından dökülen kelimelerin ardından sessizce yere doğru çöktüm. Mideme kramp girdiği sırada sesimin çıkmaması için bir elimle ağzımı örterken öbür elimle karnımı tutuyordum.

"Ne buluyorsun o kızda anlamıyorum gerçekten. Pek salak bir şey. Gelinliği denerken ki hevesi baya komikti ama. Zengin koca bulup kaçırmak istemeyen kızlar gibiydi yahu." Der demez aniden inlemeye başladı. Biraz sonra Evren'in de kulaklarımı tırmalayan inlemeleri ve ikisinin kahkahaları birbirine karışırken daha fazla buna maruz kalamadım ve sertçe kapıdan destek alıp ayağa kalkmaya çalıştım. Gözlerimin içi ateş topu gibi yanmasına rağmen tek bir damla yaş dökülmemişti. Kapıdan destek aldığım için ses çıkarmış ve kapının hafif aralanmasına neden olmuştum. Nihayet dikkatlerini çekip kapıya bakmalarını sağladığımda ben onlara değil, karşımdaki duvara monte edilmiş boy aynasından kendimi izliyordum. Aynadaki görüntüm bana oldukça yabancı gelse de gözlerimi ondan alamıyor, adeta o görüntünün kendimdeki yerini tartıyordum. Birçok yüzüm vardı ve ben şu an onlardan biriyle tekrar tanışıyordum. Ürkütücüydüm. Kendi görüntüsünden korkar mıydı insan? Ben korkmuştum. Yapabileceklerimden korkmuştum. İçerden gürültüler yükselirken kafamı dik tutup konuştum.

"Rahatsız olmayın lütfen. Çünkü umarım bundan sonra rahat edemezsiniz. Tabi eğer vicdan denen şeyden bir parça taşıyorsanız." Gülümsememi yüzüme yerleştirirken beklemeden ayrıldım oradan. Yüzümdeki gülümsemeye bile yabancıydım şu anda. Gülümsemenin edindiği yüzüme ve bu evden hızlıca ayrılan bedenime bile yabancıydım.

TOZLANMIŞ SEVDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin