10

57 5 18
                                    

Sizde Edmund'ı bu hale getiren ne?

Edmund'ı iyileştirmenin bir yolu var mı sizceeee? Varsa da ne?

İyi okumalar 🖤

Sevginizi eksik etmeyin 😻

10. BÖLÜM

HAİN Mİ KAHRAMAN MI?

Hayatta ne olacağını bilmezsin, derdi annem çocukken. Bu yüzden başına gelebilecek her türlü şeye hazır olmak zorundasın.

Annem haklıydı. Hayatta ne olacağı belli değildi fakat ben hiçbir şeye hazır değildim. Bundan birkaç ay önce birisi bana Edmund Pevensie'yle göreve gideceğimi söylese ona sadece gülerdim. Ve sadece bir gün önce biri bana Edmund'ın beni öldürmeye çalışacağını söylese inanamazdım.

Hala da inanmıyordum. Kabul etmek istemiyordum. Şuan bulunduğumuz geminin altındaki odada kilit altında olan çocuk, gerçekten benim tanıdığım Edmund Pevensie olamazdı. Hayır, bu işin içinde başka bir iş vardı.

Ve... Şu Türk tatlısı meselesi.

Ah, Tanrı'm... Geçmişe gitmenin bir yolunu bulup asırlar önceki Edmund'ın neler yaşadığını izlemeyi çok isterdim.

"Patricia."

Susan'ın sesi afallamama sebep oldu. Hava karardığı için hava soğumuştu ve erzakların içinde bulduğum bir erkek hırkasını giymiştim. Daha doğrusu giymek zorunda kalmıştım çünkü hava çok soğuktu. Ayrıca sahibini bulmak için tüm gemiye sormuştum. Kimse sahip çıkmıştı.

"Evet?" dedim yorgun gözlerle Susan'a bakarken.

Susan elindeki bardağı bana uzatıp yanıma oturdu. O da elinde bir bardak tutuyordu.  "Sana şerbet getirdim. Eminim üşümüşsündür."

"Teşekkür ederim, Su," dedim bardağa uzanarak, gülümsedim.

O da gülümsedi. "Rica ederim, Patri."

Gülümsemem soldu, yüzüm düştü. Sadece Edmund bana Patri derdi.

"Ne oldu?" dedi Susan şaşkın bakışlarla. "Yanlış bir şey mi söyledim?"

Elimdeki bardağı sımsıkı tutarken, "sadece," dedim yutkunarak. "Edmund için endişeleniyorum."

"Hepimiz çok endişeleniyoruz," dedi Susan durgun bir sesle. "Tanrı aşkına, bu olanlara inanamıyorum! Erkek kardeşim gözlerimin önünde kendi kardeşini, kardeşimizi öldürmeye çalıştı."

"İsteyerek yapmadı." Bu cümleyi herkese söylemekten yorulmuştum.

"Bundan eminim, Patricia," dedi kafasını sallayarak. "Ama bu üzerindeki büyü... Ya da her neyse... Onu yok etmenin bir yolunu bulamazsak her şey çok daha kötüye gidecek."

"Bulacağız," dedim titrek bir sesle. "Bulmak zorundayız. Ed'i bu halde bırakamayız."

İç çekti. "Yarın sabah Zerua'ya ulaşmış oluruz. Belki orada bir şey yapabiliriz."

Kurtuluş Çanları | Narnia Günlükleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin