_________
KORUYUCULAR
_________Dünyanın en beyaz saçlarıydı onunkiler. En kara bakışlısı, en ışık dolu olanıydı. Doğru duyduğunu sananlar olmuş, o tanrının yanından bile geçemezdi. Savaşçıydı, acımasızdı, belki bilemediği kadar kendi kanıyla sulanmıştı.
Tabii o zamanlar kanı bile yoktu.
O kuralları ilk çiğneyen, koca bir neslin sadece intikam solumasına neden olandı. Tanrı sananlar, uydurduğu birkaç kurala kananlar kadar acemiydi işinde.
Ama acımadı.
Yapabildiği tek şey de buydu zaten.
...
Ölüyordum.
Aldığım titrek nefesler akciğerimin içinde büklüm büklüm oluyor, düşünebileceğim en önemli yolları bile karanlığa boğuyordu. Karşımdaki yedi kişi öylesine insanlar değildi. Sıradanlığın esiri olmak yerine farklılığın el pençesi olmuşlardı.
Belki de en kötüsü buraya ilk geldiğim günde tanıştığım, onu sevmek yerine nefret ettiğim ancak bir o kadar da büyük bir aptallıkla ona güvendiğim adamın karşımdaki adam olmadığının farkına varmamdı. Yanındakiler gibi kıpırdamadan beni süzüyor,ağzımdan çıkan her sözcüğü beyninde lime lime ediyor ve bana bakmayı amansızca devam ettiriyordu.
Raniya gizleme gereği duymadan bakışlarını üzerimde gezdirdi. Her hareketini belli bir ölçüye göre yapıyor, umursamaz olmasını umut ettiği bakışlarını sürekli yüz hatlarımda gezdiriyor ve sürekli sol şakağımın olduğu tarafta takılı kalıyordu.
Oranın büyük bir şişkinliğe sahiplik ettiğini biliyordum. Bazen tüm kemiklerimde hissettiğim yüklü sızıyı vücudumdan aşağı veriyordu. Bu katlanılmaz olsa da dişlerimi sıkarak bastırmaya çalışıyorsam da tam olarak becerebildiğim söylenemezdi.
"Şimdi Santalor'un armanı yanlışlıkla aktifleştirdiği mi düşünüyorsun?" Adının İntor olduğunu öğrendiğim adam şüpheyle sorduğu soruyu gözleri ile devam ettirdi.
"Bu açıdan bakıldığında... Evet." diye yanıtladım sorusunu. Sesim kendinden emindi ama bana yabancıydı. İkna ediciydi ancak bir o kadar da yalancıydı.
Bunu bilmelerine gerek yoktu. Norlacs'ın biraz önceki gevşek hareketlerine pek de olumlu baktıkları söylenemezdi ve o bakışlarla bir daha karşılaşmamaya niyetliydim. Bu nedenle daha ağır takılarak bakışlarını alt ettim. Gözlerim İntor'un kahverengi gözlerinden ayrıldığında kendi korumama takıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL SAFİR
Fantasía-Şimdi oyun vaktiydi. Bu oyun ikiyüzlülerin oyunu olacaktı. Kimseye lüzum yoktu, yalnızca ikinciler barınabilirdi. Asırlar önce Omfoes'tan kaçmayı başaran Stanlia; fani dünyanın tapılan ruhu haline gelmiş, halk tarafından büyütüldükçe tanrılaşmış...