5- GECE

65 40 7
                                        

_________________________________________________

AYTHYA KRALLIĞININ İKİNCİ VARİSİ_________________________________________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

AYTHYA KRALLIĞININ İKİNCİ VARİSİ
_________________________________________________

   Kalbimin atmadığını ancak her saniye beni yaşatacak kadar kanı bir şekilde bulabildiğini düşünüyorum. Çünkü eğer atabilseydi bu kadar yalnız hissetmezdim. Her kalp atar, her kalp kan pompalardı ki hayatı ellerinde olan insanı yaşatabilsin.

   Ancak ben, hiç benimki gibi bir kalp görmedim. Duyguyu hissetmeyen ve bunu kabullendiğini düşünen kalpler kan pompalamamalıydı. Ne de olsa işlevsizliğine inandırılan her kalp, sahibini kan akıtmasa bile defalarca katil yapardı. Öldürürdü, kendi katili olurdu ancak nefes almaya devam ederdi.

Benim gibi olanlar, defalarca öldüğünü belse bile yeniden nefes alabileceğini pekâla bilirdi. İkincinin lanetidir bu benim dünyamda. Ancak Omfoes dedikleri bu dünya, kalbimin aslında bu zamana kadar attığını, öldüğümü hissetsem bile hiç bu kadar derin yara almadığımı kanıtladı.

Buraya gelmeden önce atım Seçkin ile karşılaşmıştım. Beni tanımamıştı.

Benim gibi lanetliler tanımıştım. Yani öyle sanmışım, onlar asla lanetli değil, daima ikinci olarak kalmışlar. Yanılmıştım. Kendimi hep 'benim gibiler var' diyerek kandırmıştım. Kandırmışlardı. Meğerse  yokmuş, hiç bu kadar dışlanmış hissetmemiştim. Gerçekten doğruydu; insanlar en kötüsünü görene kadar en kötüyü önündeki sanarmış. Öldüğünü ise ancak öldükten sonra değil, defalarca öldürüldükten sonra fark edermiş.

Ağabeyim kral olmuştu. Framdev'in kralı olmuştu. Olduğu gece toz olmuştu ve ben bir kere daha ölmüştüm. Öldüğümü ise şimdi, yeniden öldükten sonra fark ediyorum.

Avuçlarıma doldurduğum soğuk suyu tekrardan yüzüme çarptım.

Ruhunuzun bedeninizden fazla canı olabiliyor.

"Daha iyi misin?" Shortur içeriden bana sesleniyordu. Ne kadar iyi olduğum ise tartışılırdı. Ona olumlu bir cevap verip yüzümü kurulamak için musluğun bulunduğu yerin yanındaki dolabı açıp işime yarayacak bir havlu aradım.

Açtığım dolapta renkli losyonlar, birden fazla sabun ve bitkisel yağlar vardı. En alt rafta aradığımı buldum. Beyaz havlular katlanmış, üst üste konulmuştu. Onun hemen altındaki bölmede de bornozu bulmuştum. Üç çift olduğundan fazla önemsemeyip dolabın karşısındaki kirli sepeti olduğunu düşündüğüm sepete atmıştım.

Yüzümü kurulayıp yeniden Shortur'un yanına gitmek için kapıya yöneldim. En son konuşurken kendimi iyi hissedememiştim. Sol şakağımın ağrısı soğuk suya rağmen hiç azalmamıştı. Yüzümü yıkamamın asıl sebebi, Santalor armamı aktifleştirdiğinde yüzümü kaplayan sıvı, siyah kandı.

KIZIL SAFİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin