2- SİLİK LANET

83 39 5
                                    

__________________________________________________

 __________________________________________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

LOFFERTAN KRALLIĞININ İKİNCİ VARİSİ

__________________________________________________


  Ütopik bir dünyada düşünmek için bilinçaltına ihtiyacınız yoktur. Bunu şimdi deneyimliyordum. Hiçbir yerim ağrımıyordu ama ağrıması gerekiyormuş gibi bir boşluk hissiydi duyularımdaki. Şakağımdan içeri ince iplikler halinde giren demir şeritler ile beynime kördüğüm atılıyordu.

   Kaşındırıcı hissiyatı bana ben doğmadan önce, asırlar öncesini resmetti.

   Satış yapabilmek için avazları çıktığı kadar bağıran seyyarlar ellerindeki sepet sepet elmaları nefisten nefise sürtüyordu. Ailelerinden uzaklaşmış olduklarını yeni fark eden çocuklar ayakaltında dolaşıyor, koşuşturup duruyorlardı.

   Halk açtı, susuzdu ve evreninin en büyük borçları sırtına yüklenmişti. Acı çığlıkları gecenin kör noktasına hapsolmuştu ve çaresizdi. Omuzları düşmüş, tek bir kan damlasından dahi korkar olmuşlardı. Kanlı deri tulumunu kapatan siyah, şapkalı  pelerine sahip öksüz, her biri bir yana dökülen insanların arasından sıyrılmak için çabalıyordu. Açtı, acıkmıştı ancak durmadı. Zeminini doldurmadan arşa değemezdi. Kaşları çatık, açık renk saçları dağınık ve pisti. Buzun soğukluğundan yanan teni onu yıpratmıştı. O, şimdi bir çok insan için umut olacaktı.

   Fani dünya adalet beklemezdi. Beklememeliydi ona göre. Adalet, onun elleri arasında sıkışmış yegane şahıstı. O bulurdu, kimse sizden alamazdı. Yeni veliaht seçimi için Altın Gök gösterisi vardı. Seçilecek veliaht, diyarın öncüsü olmalıydı.

   İnsanlara güveni yoktu. Okunu nişan alıp 3 kilometre yukarıdaki altın baykuşun gözüne attı. Bu baykuş, bulunduğu krallık inançlarına göre göğü temsil ederdi. O, bu simgeyi yalnızca bir kurbanının inancına verecekti. Altındaki ak atı yavaşlamaya yüz tutana dek inmedi. Şimdi umudu yoktu ancak umudun inşaatına ait ilk yeminli adımı atmıştı.

  Bilinçaltınız kontrolünüz dışındadır. Onu ele almak için izin vermesi gerekir.

   Asırlar bana bunu öğretti. Asırlar bana özgürlüğü değil, koşmayı öğretti. Asırlar bana, koşmanın bir özgürlük olduğunu kanıtladı. Yoktan var etmedi. O yokken ben var oldum ve ölmesine izin vermedim.

  Özgürlüğüm silahım olacaksa gücüm geçmişim olmak zorundaydı.

...

   Patlama. Kara dumanlar ve kapalı gözler. Görmek hissetmekten doğan bir güçtür. Hislerime bakarsak tüm dünyayı çekirdeğine hapsedecek büyüklükteki nükleer bir bomba terk edilmişti ve birazdan patlayacaktı.

KIZIL SAFİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin